Katar yatırımlarına düşmanlık yapan muhalefet, Avrupa ülkelerinden yapılan yatırımlara hiçbir dönemde ses çıkarmamıştır. Devletlerin kendi aralarında yapmış oldukları eğitim- askeri ve diğer alanlardan habersizmiş gibi saldırılarda bulunuyor. Arap ülkelerinden gelen yatırımlara karşı çıkarken, Avrupa’dan gelen yatırımları alkışlıyor. Hatta toplumumuzu bozan Avrupa turistlerinin gelişlerini davul ve zurna ile karşılayan yerli işbirlikçileri Arap ülkelerinden gelen çarşaflı turistleri niye geliyorlar diye eleştiriyorlar. Hâlbuki Arap turistler daha fazla döviz bırakırlarken Avrupalı turistler çok ucuz bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Türkiye, 2003 yılından bu yana sanayiden finansa, enerjiden ulaşıma, madencilikten perakendeye pek çok alanda 165 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekerken, Hollanda, ABD ve İngiltere toplam yatırımların 3'te birini gerçekleştirdi.
Son 18 yılda Türkiye de yatırım yapan ülkeler: Hollanda, 26,2 milyar dolar ile %16, ABD, 14,3 milyar dolar. İngiltere, 11,6 milyar dolar. Avusturya, 10,6 milyar dolar. Almanya, 10,1 milyar dolar. Türkiye'ye en fazla yatırım Avrupa'dan gelirken, yıllar itibarıyla bu bölgeden gelen yatırımların toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 60 ile 87 arasında değişti.
Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar dolar oldu. Bu ülkeler arasında Türkiye'ye en fazla yatırımı 4,3 milyar dolarla (BAE) yaptı. Körfez ülkeleri arasında Katar 2,7 milyar dolarla sıralamada ikinci olsa da yatırım yapan tüm ülkeler arasında 17. oldu. Suudi Arabistan, 2 milyar dolar. Kuveyt, 1,9 milyar dolar.
Osmanlı devleti döneminde bile birçok öğrenci Avrupa ülkelerinde okuyup jön Türkler ve ittihat ve terakki denilen örgütler kurarak Avrupa adına devleti yıkmayı başardılar. Cumhuriyet döneminde bile sürekli Avrupa ve Amerika’ya öğrenci gönderildi. Ve bu öğrencilerin büyük bir kesimi gittikleri ülkelerin kültürünü benimseyip ülkesine savaş açtı. Bütün devletler imkanları ölçüsünde başka öğrencileri kendi ülkelerinde okutarak, o ülkeleri kendi etkilerine almak istiyorlar. Kaddafi Türkiye’deki askeri okulda okudu ve Kıbrıs savaşı zamanında, bütün dost ülkeler Türkiye’ye ambargo uygularken, o bütün olanakları ile Türkiye’nin yanında yer aldı. Hatta Fetö gibi örgütler bile okul açtıkları bütün ülkelerdeki idarecilerin, zenginlerin çocuklarını (fakir ama zeki çocukları ise para almadan) kendi okullarında okutturmaya çalıştılar. Türkiye’de bile bu taktikle devletin bütün kurumlarını ele geçirdiler. Bütün devletler, başka devletlerin kendi devletlerinde yatırım yapmaları için iş adamlarına her türlü teşvikleri vermektedirler. Katar’ın dünyada modadan, gayrimenkule, finanstan sanayiye, turizmden perakendeye kadar 335 milyar dolarlık yatırımı bulunuyor. Volkswagen’den, Glencore’a ve Siemens 18 milyar dolar.
Bütün dünya devletleri katarı kendi ülkelerinde yatırım yapmaya çağırırken, Türkiye’deki muhalefet Katar yatırımlarına karşı çıkıyor. Bunun sebebi İslam dinine olan düşmanlıkları mıdır? Yoksa 130 yıldan beri Arap halkına karşı oluşturulmaya çalışılan düşmanlığın devamı mıdır? Avrupalılar, Amerikalılar veya başka gayri Müslimler ülkenin her yerini satın alsalar bile ses çıkarmayanlar, Araplara gelince, Katara gelince ülke elden gitti diye bağırıp feryat ediyorlar. Bu normal bir tavır mı? Yoksa efendilerinin borazanlığını mı yapıyorlar? Varın siz karar verin.