Cumhurbaşkanı bildiğiniz gibi geçen cuma bir bölge turuna çıktı. Ziyarete çeşitli anlamlar yüklendi. “Anlam yüklü bir ziyaret” denildi. Elbette anlam yüklü olacaktı. Zaten ziyaret anlam yüklü değilse, anlamsız bir ziyaret olurdu.
Bu vesileyle meşhur şu, “Seçim sath-ı mailine girildi” cümlesi de raftan indirildi. Hele biraz daha zaman geçsin, “Bu seçimler, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimidir” kral cümlesinin de raftan indirildiğini göreceksiniz.
Uzun zamandır seçim görmemişiz, seçimleri özlemiş bir halimiz de var gibi. Cumhurbaşkanının her sözünden seçim anlamını çıkarır olduk. O, her ne kadar her seferinde “Seçimler zamanında yapılacak” diyerek son noktayı koysa da.
Erdoğan, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. Orada kullandığı “gönül belediyeciliği” sözünden de seçim kokusunu alanlar oldu.
Şair burada ne demek istemiş? Sorusuna gönle giden yollarda bir aşınma var. Asfalt dağılmış, o yollarda yürüyebilmemiz için Ulaştırma Bakanının devreye girmesi lazım, sonucunu çıkaranlar oldu.
“Yol yaparsınız, hizmet götürürsünüz ama milletin gönlüne girmezseniz olmaz. Milletin gönlüne girin, ulaşılmaz olmayın, kimseye tepeden bakmayın. Gönül belediyeciliği yapın” …
Şair burada ne demek istemiş? Aşınmış yolları düzeltmek, sıcak asfalt dökmek de yetmeyebilir. Çünkü yolların üstünde bir yol vardır. Kaderin üstünde bir kader olması gibi. Ayrıca bu, seçimleri kazanmanın formülüdür, demek de istemiş olabilir.
Şair burada ayrıca şunu da demek istemiş olabilir; yol yaptık, hizmet götürdük, millet başka yoldan yürüyor. Ya millette bir sıkıntı var ya da bizde bir sıkıntı var.
“Çarkların dönmesi için her türlü katkıyı sunmak zorundayız, sunacağız da” dedi şair. Şair burada da şunu demek istemiş; Çarklar pas tutmuş, yağlanması lazım. Her yerden, her kapıdan ziq-ziq sesleri geliyor. Ülkede koro halinde yükselen bir ziq-ziq sesi var. Zikzaklar da gözümden kaçmış değildir.
“Ekonomi ve işsizliği birlikte değerlendirmemiz gerekiyor.” Bu şairin okuduğu başka bir beyitti. Şair burada Kanal İstanbul’un vucubiyetine gönderme yapmış da olabilir. Çünkü orada binlerce işçi çalışacak ve ekonomik getirisinin çok fazla olacağı söyleniyor.
“Önümüzdeki dönemde salgının küresel düzeydeki seyrine, ekonomideki gelişmelere ve diğer hususlara bakarak, milletimiz için ilave destek adımları da atabiliriz” dedi şair. Şair burada milletin kalbinde veya gönlünde problem olduğunu ve atardamarına kan pompalamak gerektiğine işaret etmiş.
“İlkbahara kadar Doğu ve Güneydoğu’yu gezeceğim. Yazın sıcak olur demeden çalışacağız. Diyarbakır’a gideceğim. Yazın çalışacağım. İlkbahara kadar bütün bölgeyi gezeceğim. Milletvekillerimiz bölgede kalsınlar, MKYK üyelerimiz bölgeye gitsinler” şair burada şunu söylemek istemiş, kalbe giden kapanmış, anjio olması gereken damarlar var.
“Yazın çalışacağım” demekle şair, bize La Fonteine’nin “Cırcır böceği ile Karınca” hikâyesine gönderme yapmış olabilir. Şöyle ki; “Cırcır böceği çaldı saz, bütün yaz, derken kış da geldi, çattı. Bizimkinde şafak attı. Baktı ki yok yiyecek. Ne bir sinek, ne bir böcek…
Yani ürün elde etmek istiyorsan, yazın saz çalmayacaksın, ter dökeceksin. Yazın, hasat mevsimi olduğuna da vurgu yapmış. Yazın çalışmazsanız, ürün yerde kalır ve başkası alır, demiş de olabilir şair.
Şairin, “Bölgeye gideceğim, milletvekillerimiz bölgede kalsınlar” söyleminden, bölge vurgusundan Kürdistan’ın bir isminin de bölge olduğunu söyleyebiliriz.
Erken seçim olur mu, sorusuna cevabım şudur: geçim iyi ise, seçim olabilir. Geçim iyi değilse, seçim, iyi bir seçim değildir. Şair iyi bir geçim şiiri yazabilir ve dombra gibi bir beste bulabilirse seçim mûrteqabtir.