Çok kullanışlı olan bu fıkrayı yıllar önce bana bir çocuk anlatmıştı. Gülerek yanıma gelmiş ve: “Çok güzel bir fıkra buldum” diye söze girerek anlatmaya başlamıştı…
Güneşin kendisini gösterdiği bir bahar günü ayı bir dağın yamacında güneşleniyormuş. Güneşin verdiği sıcaklığın etkisiyle mafsalları gevşemiş, uyuyakalmıştı. Ormanlar kurnazı tilki oradan geçerken gözü ayıya ilişmiş. Aklına yine meslek icabı bir hinlik, bir şeytanlık da diyebiliriz, gelmiş. Yamacın yukarısına çıkıp büyük bir taşı derin bir uykuya dalmış olan ayının üzerine bırakmış. Taş ayıya isabet etmemiş, ayının yanı başına düşmüş. Ayı tabii olarak irkilerek uyanmış ve korkudan altına etmiş. Yadırgamamak gerek kim ayının yerinde olsaydı aynı şeyi yapardı zaten…
Ayı yukarıya bakınca tilkinin kaçtığını görmüş. Olayın tek şüpheli sanığı tilkiyi kovalamaya başlamış. Fıkraların ruhundan da anlaşılacağı üzere ayı tilkiyi yakalamış. Tilki yakalanır yakalanmaz patlatmış espriyi; “Min henek li te kir. Ez bi te şad bûm (Vallahi sana şaka yaptım)”diye fıkralık bir cevap vermiş. Ayı tilkinin kulağından tutup uyuduğu yere götürmüş, tilkinin başını korkudan yaptığı pisliğinin içine sokmuş ve: “Ev ê henekaye he! Ev çîye he! Ha bu gördüğün şaka işi mi? Bu ne ha?”
2011’de, 2012’de, 2015’te, 2017’de, 2019’da da “Kürt sorunu bitmiştir. Biz çözdük, bitirdik” açıklamaları yapılmış. Geçen gün de bu açıklama yapılınca aklıma bu antika fıkra geldi.
Yapılan inceleme, araştırma ve gözlemler sonucunda;
1-İstanbul’dan Batman veya Şırnak’a gelen % 100’e yakını Kürt olan ve içinde tek bir İngiliz’in bulunmadığı uçakta İngilizce ve Türkçe anons yapıldığı, yolcuların nerdeyse tamamının Kürt olmasına rağmen Kürtçe anons yapılmadığı gözlemlenmiştir. Kürt meselesinin havaya sıçradığı ve havada varlığını koruduğu da gözlemlenmiştir.
2-TRT Kûrdî’de spiker yerleşim birimlerinin isimlerini telaffuz ederken Kürtçe telaffüz ettiği ama alt yazıda ise isimlerin Türkçe yazdığı gözlemlenmiştir. Örnek olarak; Kerboran der ama alt yazıda ise Dargeçit yazılır.
3-Siyaset yolunda bir Norşin kazasının yaşandığı görülmüş, araçların yoldan kaldırılmadığı ve siyaset mahallesinin Kürt sokağının trafiğe kapalı olduğu gözlemlenmiştir.
4- Kürtler anadillerinde eğitim hakkına sahip olmadıkları için “Dido darb dido” nun iki kere iki olduğunu, sadece birkaç ihtiyarın bildiği gözlemlenmiştir.
5-Eğitimde fırsat eşitsizliği olmasına rağmen Kürt çocuklarının bu krizi fırsata çevirerek Türkçe de öğrendikleri ama neredeyse hiçbir Türk çocuğunun Kürt kardeşlerinin dili olan Kürtçeyi bilmedikleri, öğrenmedikleri gözlemlenmiştir.
6-Bir zihniyetin dışa vurumu olarak tanımlayabileceğimiz “Doğru dürüst Türkçe konuş burası Türkiye Cumhuriyeti” azarını işittiği gözlemlenmiştir.
7-“Kürt sorunu yoktur” sözünü derinlemesine tahlil edip bundan “Evet, doğru Kürt sorunu yoktur. Türk sorunu vardır” sonucunu çıkaran Kürtlerin olduğu gözlemlenmiştir.
8-Mecliste mübarek Kürtçeye “x” denilmesi, ve “X”in hâlâ orada durması Kürtleri derinden yaraladığı gözlemlenmiştir.
9-Ana-babalarının bağıyla Kürt olarak değil, anayasaya vatandaşlık bağıyla Türk sayılmaları, vücutlarındaki kanın akış hızını olumsuz etkilediği gözlemlenmiştir.
10-Yukarıdaki ayı gibi şimdi de madem Kürt meselesi bitmişse “Ev çîye? Ma ev ê henekaye” deme ihtiyacı hâsıl olduğu gözlemlenmiştir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında Kürt Meselesinin varlığını koruduğuna karar verilmiştir.