Herkes karşındaki şahıstan hesap vermesini istiyor. Başkasının hata ve yanlışlarını görüp sıralıyor. Evet hepimiz makam ve konumuza göre hatalar yapıyoruz. Kiminin hatası ülkeyi savaşa götürür. Kiminin hatası fark bile edilmez.
Adam vardır mercedesin makam aracı olarak kullanılmasının haram olduğunu söyler. Kendisine, sizin makam aracınız nedir diye sorulunca hiç utanmadan Mercedesdir der. Biz olsak belki utancımızdan uzun bir süre ortalıkta görünmezdik. Demek ki geldikleri makam onlara her şeyi mübah kılıyor. Karşıya yaptıklarından dolayı her türlü hakareti yap ama sen aynısını yaptığında hakkın olarak gör. Yürümekten ve konuşmaktan aciz olmuş olan başbakana anayasa kitapçığı fırlatıldığında faiz % 760 a, enflasyon % 160 çıksın. onlarca banka batırılsın ancak dürüst hikayeleri havada uçuşsun. Sgk yi batıran adam, batmış bir ülkeyi iha, siha ve diğer yatırımlarla donatan adamdan hesap istiyor.
Evet, hesap istemesi gayet normal ve yerinde bir karardır. Ama önce siz müdürü olduğunuz kurumu nasıl batırdığınızı anlatın. Herkes mal varlığını televizyonlarda halkın karşısında açıklasın. Kendilerinin ve çocuklarının bu serveti nasıl topladıklarını açıklasınlar. E. imamoğlu da, Bînalî Yıldırım ve diğerleri kısa sürede sayılamayacak kadar çok servetlerini açıklasınlar.
En önemlisi, Anayasaya şöyle bir madde konulmalıdır. Bütün bakanların, milletvekillerin, belediye başkanları, valilerin, kaymakamların, üstbürokratların ve Cumhurbaşkanının kendisi ve 3. dereceye kadar olan akrabalarının mal varlıkları bulundukları göreve gelmeden önce tespit edilecek ve görev sonunda yüce divan tarafından onların mal varlıkları araştırılacaktır. Haksız bir kazanç varsa, hazineye devredilecektir. Bu şahıslar yargılanacaktır.
Muhalefet partilerinin başkanları ve ileri gelenleri ile belediye başkanları kendilerinden başlasınlar. Çaycılıktan başlayarak il başkanlığına ve büyük servetleri nasıl topladıklarını açıklasınlar. Yıldırım ailesi, Güler ailesi isimlerini sayamadığım diğerleri kazandıklarını nasıl kazanmışlar açıklasınlar.