Ben İçişleri Bakanı olsaydım ne yapardım. Önce Allah adına yemin içerek, hakkım olmayanı almam ve kimseye hakkı olmayanı yedirmem, haram lokmayı yemeyeceğim gibi ailemin ve bana bağlı olanların yemesine de izin vermem derdim. Bakan arkadaşlarıma yüksek ve bir şahsa birden fazla maaşın verilmesinin yasaklanması teklifini sunardım. Ayrıca milletvekillerinin sayılarının 200 indirilmesi ve seçilen vekillerin alanlarında uzman olmaları teklifini sunardım. Mecliste ucuz yemeğin ve makamlardaki ikramların yasaklanması teklifini sunardım.
Sonra aile fertlerimle oturarak onların devletin işleyişinden uzak durmalarını ve herhangi bir konuda hiç kimseye aracı olmamalarını, hiç kimseden hediye adı altında rüşvet almamalarını söylerdim. Sonra daire başkanlarımı ve yardımcılarımı toplumda en iyi olanlardan seçerdim. Onların mal varlıklarını tespit ettirir, her sene sonunda mal varlıklarını, giyim ve harcamalarını araştırırdım. Aile fertlerinin yaşantılarını kontrol ettirirdim. Kısa sürede yaşam şekli değişenleri değiştirirdim.
Sonra valileri toplumun en iyilerinden seçerdim. Kaymakamları da o şekilde seçerdim. Sonra valilerle toplu olarak ve tek tek görüşerek onların, kendi bölgelerinde yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç elde edenleri mahkemelere sevk etmelerini isterdim. Müteahhitlerin yapmış oldukları işleri uygun yapıp yapmadıklarını kontrol eder usule uygun yapılmayan işlerin müteahhitlerini ve onları kontrol eden yöneticileri mahkemelere verin derdim. Bütün kamu ve kuruluşlarının halka hizmet etmelerini sağlayın derdim. Vali ve kaymakamların eşlerinin kurumları denetlemelerini ve ziyaret etmelerini engellerdim. Yani onların, toplumdan faydalanmalarına engel olurdum.
Sonuç ne olurdu? Sonuç: aile fertlerim devletin imkanlarından faydalanmadıkları için benden küserler. Akrabalarım aleyhime dönerlerdi. Emrimde çalışan daire başkanları, valiler ve kaymakamların Büyük bir kısmı icraatler mi beğenmeyerek aleyhimde çalışırlardı. Toplumdaki müteahhitler, rüşvetçiler ve yolsuzluk yapanlar beni üst mercilere şikayet ederlerdi. En sonunda belki beraber çalıştığımız bakan arkadaşlarım da onların işlerine engel olduğum için bana karşı tavır alıp kuyumu kazmaya çalışırlardı. Beni, cumhurbaşkanı olmak için kendini toplumun gözüne koymaya çalışıyor diye karalamaya çalışırlardı. Sonra bir gece yarısı çalışma ortamına ayak uyduramadığından ve var olan düzeni bozmaya çalıştığından görevinden alınmıştır diye resmi gazetede yayınlardı. Arkadaşlar bu sadece bir senaryodur. Kimse beni bakan yapmadığı gibi idareci de yapmaz.