Okuduk. Hem de tarihin şahitliğinde okuduk. Amerika, Avrupa ve Rusya ile birlikte hareket ederek Ermeni ve Yahudilerin önderliğinde Osmanlı Devleti'ni nasıl yıktıklarını okuduk. Bu zalimleri unutamayız. Halkımıza anlatmalıyız ki, niye bize anlatmadınız demesinler. İslam düşmanları fırsat buldukça sadece İslam dinine saldırırlar. Diğer dinlere saygılıdırlar ve severler.
Bu Jön Türkler'in, İttihat ve Terakki mensuplarının İslam düşmanlarıyla nasıl işbirliği yaptıklarını ve Müslüman halka nasıl saldırılarda bulundunduklarını tarih kitaplarında okuduk. Bu şahıslar Osmanlı döneminde Yahudilerin organizesi ile Ermeni çetelerle işbirliği yaparak Amerika, Avrupa ve Rusya'dan yardım alarak türlü oyunlarla Müslüman halkı öldürmeye çalıştılar. Devlet içindeki bir sürü Paşa ve idarecileride yanlarına çekmeyi başardılar. Osmanlı devleti'ni yıktılar.
Cumhuriyet döneminde, Kurtuluş savaşını kazanan alimler, şeyhler, ağalar ve toplumun önemli şahsiyetlerini yok ettiler. Bunlar Kur'an dersi veren binlerce alimi astılar. Birçok şeyhi öldürdüler. Kurtuluş Savaşı'nda önemli başarılar elde eden Efeleri, ağaları, begleri değişik yöntemlerle ortadan kaldırdılar. Şapka takmadı diye binlerce Mazlum vatandaşı öldürdüler. Bayanların islami örtüler giymelerine engel oldular. Halk ile İslam arasına öyle engeller koydular ki halkı İslam'ın değerlerinden uzaklaştırdılar. Askeri ihtilaller ile başbakanları, bakanları ve birçok Mazlum suçsuz insanları bu zihniyet yok etti. Bütün yöneticileri istisnasız din aleyhinde her zaman konuşmuştur ve şimdi de fırsat buldukları her ortamda Dine saldırmaktadırlar. Din ile alay etmektedirler. Yıllarca Müslüman kızların okumalarına engel oldukları gibi üniversite kapılarında sürüklediler ve ikna odaları oluşturdular. Onu yapanlar bize özgürlük vaadi ediyorlar. O rektör ve proflar CHP'den milletvekili oldular.
Diğer taraftan Güneydoğu bölgesinde onların şu andaki ortağı yıllarca Müslüman şahsiyetli Kürtleri öldürdüler. Dini değerlerin hepsini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Camilerde, köylerde birçok müslümanı katlettiler. Yollara mayınlar koyarak arabaları içindekilerle beraber parçaladılar. Kaçırdıkları nice Müslümanları vücutlarında naylon eriterek ve değişik işkencelerle öldürdüler. Halk işi olmadığı zaman korkudan evden çıkamaz hale geldi. Esnaflar ya dükkanlarını akşam olmadan kapattılar ya da boykotlarla dükkanlar kapalı kaldı. Geceleri hastalar bile olsaydı, millet evinden çakmaktan korkuyordu.
İşte bunun gibi binlerce zulüm ortamlarının olduğu bir dönemden biz rahat bir döneme kavuştuk. Bunları görmemiz lazım, anlamamız lazımdır. Tekrar o berbat ortamların olmaması için aklımızı başımıza almamız gerekir. Bu zihniyet iş başına gelirse o eski ortam çok daha şiddetli bir şekilde geri gelecektir. Amaç halka korku İmparatorluğu kurdurmak değildir. 20 yaşından büyük olanlar bunu bedenleriyle, gözleriyle, canlarıyla, mallarıyla ve yaşadıklarıyla görmüşlerdir. Onlar biliyorlar. Ama insan unutkandır. Tekrar karşılaşırsa, o zaman feryat eder. Fakat oda beyhudedir. Geri dönüşü zordur. Bu zihniyet iktidar olursa Müslümana zulüm vardır.
Özellikle şu satıra dikkat edelim. Ehveni şerlerin arasında, hırsız ve çok hırsız arasında tercih etmeye kendimizi mecbur hissetmeyelim. Toplumda her yönüyle çok iyi insanlar vardır. Onları araştırıp başımıza koyalım. Ama önce kendimizi çok iyi yapalım ki onları yanlış isteklerimizle bozmayalım. Küskünlerle, hırsızlarla ve din düşmanları ile iyiliğe ve hakikate ulaşılmaz.