Ne hale geldik. Hangi zamanda yaşıyoruz. Bilginin en yüksek doruğa çıktığı bir zaman diliminde ancak insanların en cahil olduğu bir dönemde yaşıyoruz.
İnsanlar hiç bir delil kabul etmiyor. Cehaletleri içinde yüzüyorlar. Konuştukları zaman biz sadece bilimsel konuları kabul ederiz, bilimin yol göstericiliğinde ilerleriz derler ama bilim işlerine gelmediği zaman reddederler. Biri, Allah'ın Kur'an'da iffet, edep ve üstünlük timsali olarak gösterdiği mükemmel bayana iftira atar. Bu bayana ilk iftira atan ekip Yahudilerin din alimleri olup zamanlarındaki peygamberlere başkaldıran, kendi menfaatleri için dini söylemleri kullanmaya çalışan insanlardı. Diğer taraftan Allah'u Teala'nın "Biz ona her şeyin ismini öğrettik" dediği ilk insan, ilk peygamber Hz Adem ve onun eşine cahil diyen Ermeni kökenli sanatçı müsveddesi denilen bir kadın ve diğer taraftan kadın ve erkeklerden oluşan bir sanatçı topluluğu da ona destek veriyor. Siyasilerden de bazıları ona destek verirken, Mustafa İslamoğlu ise bu kadının gerçek niyetini bildiği halde sırf işi sulandırmak ve basitleştirmek için o da onu haklı çıkaracak cümleler sarf ediyor. Başka biri 4-6 yaş arası çocuklara Kuran dersi vermek çağdışıdır diyor.
Mekke döneminde bir insan bir tehlikeyi gördüğü zaman Ebu Kubeys dağına çıkar ve Mekke halkına seslenirdi. Sesin geldiği yöne gittiklerinde, insanların en güvenirlisi olan ve Mekkeli müşriklerin kendi değerli mallarını emanet ettikleri Hz. Muhammed (SAV) görürler. Halka ben, şu dağın arkasında size saldıracak bir ordu var desem inanır mısınız? diye seslendiğinde herkes bir ağızdan evet sen Muhammed’ül eminsin. Ne söylesen senin sözlerine inanırız derler. O da ben sizi tek bir kelimeye davet ediyorum. Onu kabul ederseniz yeryüzü sizin elinize geçer. diye söyleyince Oradaki insanlar söyle biz hemen kabul edelim derler. O da la ilahe illallah deyin deyince, halk Ona tepki gösteriyor ve O’nun etrafından dağılıyorlar. Çünkü onlar biliyorlardı ki la ilahe illallah dedikleri zaman putlarından vazgeçecekler. Yaptıkları zulümlerden vazgeçecekler. Yaptıkları haksızlıklardan, insanların mallarını, kadınlarını zorla ellerinden alıp insanları köleleştirmekten vazgeçecekler. Onlarda sıradan insanlar gibi eşit olacaklar. O yüzden onlar buna karşı çıktılar. Biliyorlardı ki her türlü pislikten, her türlü kötülükten uzak duracaklar. Ama günümüze bakalım. Adam Günde 100 defa La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah diyor ama Allah'a ve Peygamberlerine düşman olanlarla beraber hareket ediyor. Kumarından, içkisinden, zinasından, faizinden ve diğer günahlarından vazgeçmiyor. Ama biri ona la ilahe illallah söyle dediği zaman, La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah ben de Müslümanım diyor. İşte öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, İnsanlar cehalet içinde bulunuyorlar. Söylediklerinin farkında bile değildirler ve onları takip edenler de onların bu söylediklerinin ne anlama geldiğini umursamıyorlar. Bu şahsa sen, Hz Adem'e hakaret ettin. Hz Meryem'e hakaret ettin. Sen İslam'dan çıktın veya sen bu hakaret edenleri desteklediğin için yanlış yoldasın diye söylenirse, diyecekler ki hayır Müslümanız. Bizim bunlara destek vermemizle İslam'dan uzaklaşma arasında bir ilişki yoktur.
Toplum böyle bir cehalet içinde yüzüyor. Bu cehaletimizden dolayı, İslâm düşmanları güç alarak bize saldırıyorlar ve Dinimizi alaya alıyorlar. Bizim bu cehaletimizden dolayı fuhuş ve münkeratları yaygınlaştıran yarışma programları, acunların televizyonları milyonlar tarafından seyrediliyor. Bu cehaletimizden dolayı fuhşun zirve yaptığı diziler Türkiye'de reyting rekorları kırıyor. Biz cehaletimizi bir kenara bırakıp Kur'an ve Peygamberimize sarılırsak, o zaman göreceğiz ki dünyanın liderliği Müslümanların elinde olacaktır. Allahu Teala, düşmanlarına düşman olmamızı dostlarına dost olmamızı ve son nefese kadar onun safında onun yolunda yürümemizi bize nasip etsin. Son nefesimize kadar yani ilk nefesimizden son nefesimize kadar onun yolunda yürümeyi bize nasip etsin.