Lütfen bekleyin..


Mehmet Ziya Gümüş

Peşinen Söyleyeyim O Kişi Abdullah Öcalan Değil!

08 Nisan 2022, 03:05 - Okunma: 1839

Mevzuyu biliyorsunuz;  Mehmed Göktaş Hoca yıllar önce 90’lı yıllarda İslami hassasiyetlerinden dolayı gözaltına alınan bir gencin başından geçenleri konu edindiği bir yazı yazmış, yazısının başına gelenler pişmiş kellenin başına gelmemişti…

İş çetrefilli bir hal almaya doğru gidince de “O kişi Muhsin Yazıcıoğlu değil” diye bir yazı yazmak durumunda kalmıştı.

Çok özetle konu şu; 1995 yılında bir genç gözaltına alınır ve enva-ı çeşit işkencelerden geçer. Tahliye olduktan sonra da başından geçenleri Mehmed Göktaş hocaya anlatır. O da konuyu “O namazları asla kaza etmeyeceksin” başlığı altında gazetemizdeki köşesine taşır…

Sonrasında Abdullah Kılıç “Yetmişlerin Türkiye’sinden Bir Gençlik Hatırası” diye bir kitap yazmış, Mehmet Hoca’nın yazdıklarını “kes yapıştır” usulü kitabına almış ve “Yaşlı adam sordu adın ne? Nerelisin? Suçun ne delikanlı? Adım Muhsin Yazıcıoğlu. Suçum...” şeklinde küçük bir ilave yaparak baltayı taşa vurmuş ve bu ilave, Göktaş hocanın gizlediği ismi ifşa etmesine vesile olmuştu…

Böylece o kişinin, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Abdullah Aslan olduğunu öğrenmiştik.

Mehmed Göktaş hoca 90’lı ve 2000’li yıllarda gözaltına alınıp işkence tezgâhlarından geçen dindarların başlarından geçenleri kaleme almaları gerektiğini her platformda dile getiriyordu. Ama kimse yazmaya yanaşmıyordu. Yazmamalarının sebebini de Allah için işkence görenlerin ihlaslarına halel gelebileceği endişesine bağlıyordu.

Cezaevinde iken 2000’li yıllarda yaklaşık iki ay gözaltında kalan bir ağabeyimizi yaşadıklarını yazıya dökmesi için ikna etmeye çalıştım; “Gözaltında yaşadıklarınız tarihi bir olaydır. Anlat da yazıya dökeyim. Bu saklı tarih emniyet binasının bodrum katında kalmasın, dedim. Anlatmak sevaptır dedim de dedim. Mehmet Hoca’nın dediği gibi anlatmaya yanaşmıyordu. “Biz bunları Allah için yaşadık. İhlasımızın zedelenmesinden korkuyorum” diyordu.

İki bin dereden su getirerek sonunda onu ikna ettim. Birkaç gün onu dinledim. Bitirdiğinde ona şunu dedim; “Sen bizzat bunları yaşamışsın. Eğer sen bunları yazarsan benden daha iyi yazarsın. Yazarken o günlere gidecek o atmosfere girecek çok güzel tarihi vesika oluşturacaksın. Çocuklarına da hiç nasihat etmene, vaaz vermene gerek kalmayacak. Çocukların senin yaşadıklarını bilirlerse istikameti şaşmazlar. Senin vasiyetname de yazmana gerek kalmaz. Bu otomatikman vasiyetname hükmünü alır. Yaşadığın bu işkence süreci onlar için pusula olur.” dedim.

O anlattı ben yazdım, o anlattı ben yazdım… Ve bir gün; “O söylediklerimin herhangi bir yerde yazılmasını istemiyorum” demesin mi! Belli ki benden sonra şeytan aleyhi la’ne ona uğramış ve söylediklerinin yazılmaması için onunla konuşmuş ve onu ikna etmişti.

Derken başka bir arkadaşa uğradım, iki bin dereden su getirerek onu ikna etmeye çalıştım, bir yerlerde yazmamak ve anlatmamak kayd-u şartıyla bana birkaç bölüm anlattı. Kendimi bir korku filminin içinde buldum. Çok korkunç bir adressiz sorguydu bu. İki ayı aşkın bir süre adressiz sorgulanmak! Yok, böyle bir şey! Anlattıklarının neticesinde insanın bünyesinin ne kadar güçlü olduğu sonucuna da varırken babamın –Allah rahmet eylesin—  zaman zaman insanın musibetlere karşı dayanırlığını vurgulamak için söylediği “İnsan weke pola ye, insan çelik gibidir” sözünü hatırladım.

Şöyle dedi ağabeyimiz; “Artık dayanamadım ve konuşmaya karar verdim. Wallahi billahi tallahi birayê Ziya! Gördüğüm rüya değildi, halüsinasyon hiç değildi.  Tek kişilik hücremde mübarek yüzlü birisi arkadan elini omuzuma yavaşça vurdu. Ona döndüğümde, konuşma! Dedi. O esnada imanım tavan yaptı. Hemen bulunduğum bir metrekarelik hücrenin kapısını çaldım ve gelen işkenceci polise; “Hûn ji bavê xwe bêminetin –Elinizden geleni ardınıza koymayın. Konuşmuyorum, size hiçbir şey anlatmayacağım” dedim.

Bu kişi hâlâ yaşıyor. Bir yerlerde “Sanığa soruldu; ismin nedir? Genç adam; “Ben Abdullah Öcalan” diye bir yazıyı görene kadar da onu ifşa etmeyeceğim.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
19 gün önce
89 gün önce
124 gün önce
159 gün önce
180 gün önce
313 gün önce
320 gün önce
383 gün önce
390 gün önce
432 gün önce
474 gün önce
479 gün önce
576 gün önce
610 gün önce
653 gün önce
752 gün önce
766 gün önce
772 gün önce
842 gün önce
891 gün önce
954 gün önce
1052 gün önce
1080 gün önce
1100 gün önce
1115 gün önce
1130 gün önce
1164 gün önce
1184 gün önce
1256 gün önce
1260 gün önce
1270 gün önce
1290 gün önce
1300 gün önce
1306 gün önce
1311 gün önce
1318 gün önce
1367 gün önce
1381 gün önce
1388 gün önce
1402 gün önce
1437 gün önce
1444 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=