Her yıl Ramazan ayının bereketinden faydalanmanın hesabını yaparken, İslam düşmanları Ramazan ayı ve bayramını bizlere zehir etmek için planlı ve kapsamlı bir şekilde düşmanlık yapmaya devam ediyorlar.
Kimisi tuttuğumuz oruçtan rahatsız olur, kimisi çocukların camilere gelmesinden, kimisi içkili iftar düzenler, kimisi sokakta açıktan içki içerek provokasyon çıkarma peşinde…
Bütün bu alçakça saldırılar halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan ülkemizde yaşanırken, İsveç’te Danimarkalı aşırı sağcı sözde siyasetçi küstah bir mahlukat yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’i polis korumasında adeta törenle hem de iki defa yakabiliyor. ALLAH da seni ve sana yol verenleri de yaksın inşallah. Son yıllarda Avrupa’daki İslam düşmanları bunu alışkanlık haline getirdi.
Aynı şekilde son yıllarda Ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya ve Filistinlilere saldırmayı gelenek haline getiren siyonist İşgal güçleri, Aksa ve Filistin’de Müslümanlara barbarca saldırılar düzenleyerek, ramazan ve bayramında ümmete kan kusturmaktan vazgeçmiyorlar.
Geçtiğimiz Cuma günü sabah namazından sonra siyonist işgal rejimi sözde polisi, Yahudi grupların Hamursuz Bayramı'ndaki kurban kesimini Mescid-i Aksa avlusunda yapacaklarına ilişkin tehditlerinin ardından, Mescid-i Aksa'da nöbet tutan Filistinlilere saldırdı. İşgalciler, Kıble mescidi içine yoğun bir şekilde gaz ve ses bombası attı. Mescitte ibadet eden Müslümanları yaraladı ve esir aldı. Yaralılara müdahale eden sağlık ekiplerine saldırdılar ve ambulansların yaralıları almasını da engellediler. Mübarek Mescid-i Aksa'yı postallarıyla çiğneyen ve Kıble Mescidi'ni tahrip eden siyonist işgal rejimi sözde polisleri, Filistinlileri Mescid-i Aksa'nın içinden çıkarmaya çalıştı. Direnen Filistinliler esir alındı.
Filistin Kızılayı'nın verdiği bilgilere göre; siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa'ya düzenledikleri baskında ve Batı Şeria'nın değişik bölgelerinde gerçekleştirdikleri saldırılarda 350 Filistinlinin yaralandığı ve bunların büyük çoğunluğunun Mescid-i Aksa'ya yönelik baskında yaralananlar oluşturdu. Yaklaşık 500 Filistinli de esir alındı. İşgalci terör devletinin işgali ve kahraman Filistinli kardeşlerimizin Aksa direnişi de devam ediyor.
Siyonistlerin bu alçakça işgal ve saldırılarına karşı ülkemizde protestolar ve kitlesel basın açıklamaları düzenleniyor. HÜDA PAR’ın teşkilatı olan tüm illerde, “Kudüs’e Sahip Çık” mottosuyla düzenlediği basın açıklamaları ve AGD öncülüğünde İstanbul’da terör şebekesinin büyükelçiliğinin önünde protesto ve açıklamalar yapıldı.
Halklar, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri olarak basın açıklamaları, basın yayın ve sosyal medyadan en güçlü şekilde tepkimizi göstermeye devam ediyoruz. Bu eylemler ile terör devletinin propaganda silahı elinden alınacaktır. Ayrıca siyonistlerin en güçlü silahlarından biri olan maddi güçlerini yerle yeksan etmek için etkili bir ekonomik boykot uygulanmasını sağlamalıyız. Bu eylemler hafife alınamaz ancak bu eylemler tek başına yeterli değildir. Daha önce yazdığım gibi; Rahmetli Erbakan hocanın, “İsrail laftan anlamaz, ancak güçten anlar” sözünün ne kadar doğru bir hareket metodu olduğu gün gibi ortadadır. Hiçbir kutsal tanımayan ve hiçbir sözü ve ilkesi olmayan terör devleti ile konuşulacak bir şey yoktur. Yapılacak olan; devletler, uluslararası kuruluşlar, cemaatler ve elinde imkân olan ümmetin diğer yapılarının güçlerini birleştirerek israil’in anladığı dilden cevap vermek olmalıdır. Siyonistler ancak böyle yola gelir. Aksi halde hiçbir zaman uslanmaz ve kuduz köpek gibi saldırılarını artırarak devam ettireceklerdir. Bütün bu saldırı ve işgal hâlâ İsrail ile “normalleşme ihaneti” peşinde olan yöneticilerin boyunlarında bir vebaldir.
Artık zaman konuşma değil aksiyon zamanıdır. Ayrılık değil, birlik olma vaktidir. Eğer ümmet olarak birlik halinde güçlü bir yapıya sahip olsaydık, ne İsrail ne de başka bir İslam düşmanı İslam’a ve İslam’ın değerlerine böyle alçakça ve pervasızca saldırmaya cesaret edebilir miydi? Vesselam...