Ekrem İmamoğlu resmi hesabında gezi olayları için: "Gezi davasında verilen karar milyonlarca insanın vicdanını yaraladı. vicdanla verilmeyen kararları bu ülke hiç kabul etmedi ve sindirmedi. Ne olursa olsun adaletten yana olacağız herkes için hukuku savunacağız" dedi.
Gerçekten bunların açıklamalarını okuduğumuzda hukuk ve adaleti ne kadar düşündüklerini anlıyoruz. Bu vatandaşlar haksız yere yıllarca hapislerde bırakılan Sivaslı vatandaşları gündemlerine almadılar. Suçsuz yere öldürülen 33 tane silahsız askeri konuşmadılar. Yıllardır zulüm gören Müslüman insanların zulümlerini gündemlerine almadılar. Şapka takmadıkları için idam edilen, Kur'an dersi verdikleri için idam edilen, hapislere atılan. yıllarca hapislerde bıraklan insanların haklarını bir gün olsun gündeme bile almadılar. Hatta gündeme almak isteyenleri bile engellediler. Darbeler sonrasında öldürülen insanları hiç anmadılar. Amerika'nın, Avrupa'nın ve Rusya'nın 100 yıldan fazladır Müslüman ülkelerde yapmış oldukları katliamları gündemlerine almadılar. Ama konuştukları zaman biz herkes için hukukun savunucusuyuz diye söylediler.
Başörtüden dolayı süründürülen insanların hukuklarına bakmadılar. 15 - 16 yaşlarındaki kurban eti dağıtan çocukların hunharca öldürülmelerini gündemlerine almadılar. Ama iş onların tarafına sarkınca hukuk diye bağırıyorlar. Bizim için de bağırsanıza. Diğer taraftan gezi olaylarına baktığımızda gerçekten Gezi olayları neydi kim teşvik etti sonuçta ne istediler ve bu işin arkasındaki Güçler kimlerdi ona bakmak lazım. Bunların bazı istekleri şöyle idi, Başta 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES'ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, vb.
Gerçekten Gezi olaylarında hukuk gözetildi mi? Eğer hukuk gözetilerek karar verilseydi, idam verilirdi. Ama gerçek idamlar. Diğer taraftan ekonomik noktadan onları besleyen, marketlerini ve otellerini onların hizmetine açan iş adamlarının mallarına el konulurdu ve devlete düşman ilan edilirdi. Dış güçlerin adına hareket edip ülkeyi yangına çevirenler, devleti 100 milyar dolarca zarara sokan bu guruh başka ülkelerde olsa acaba nasıl karar verilirdi.