“Siz sizden öncekileri adım adım, karış karış takip edeceksiniz. Hatta onlardan birisi kertenkele deliğine girse siz de onların peşinden kertenkele deliğine gireceksiniz.” Bunun üzerine sahabe: “onlar Yahudiler ve Hıristıyanlar mı?” diye sorunca Allah’ın Resulu: başka kim olabilir.” -Hadis-i Şerif-
İslam dininin bütün mezhepleri haktır. İslam Alimleri tarafından verilen fetvalar doğrudur. Verilen fetva, verildiği bölgenin şartlarına göre değişebilir. Ama hiçbir İslam mezhebi diğer mezhepten daha üstün değildir. Birinin bağlıları çok olabilir, diğerinin bağlıları az olabilir. Hiçbir mezhep fertleri diğer mezhebin fertlerini yanlışlıkla itham edemez. Eğer onların uygulamaları İslam’dan geliyorsa doğrudur. Uygulamalar farklı olabilir. Ör. Şafii mezhebine mensup olanların namazda okuduğu tahiyyat ile Hanefi mezhebine mensup olanların okuduğu tahiyyatta ufak bir değişiklik var. Her bir rivayette çok kıymetli birer sahabeden gelen hadislerdir. Hangisi doğrudur? İkisi de doğrudur. Her iki rivayette sahih hadistir. Dolayısıyla bir Müslüman hangi hadisle amel ederse doğru değil midir? Şafii mezhebine mensup biri, Hanefi mezhebinde olan bir uygulamayı taklit edemez mi? Niye edemesin. Mezhepler farklı dinler değildir. Rivayetler farklı olmuş diye aynı konudaki değişik hadisler birbirinden Üstün olamaz. Bütün hadisler aynı derecededir. Yeter ki Peygamberimizden (SAV) rivayet edilmiş olsun.
Mezhepler arasında bazı uygulama farklılıkları vardır diye, Müslümanlar yüz yıllardır birbirleriyle savaşıyorlar. Namazda parmağını kaldırmış, parmak kırılmış. İster elerini bağla, ister parmağını kaldır. İstersen de kaşın. Bağlandığın sahih hadis varsa doğrudur. Benim mezhebim en doğru olandır söylemi yanlıştır. Bu söylem Müslümanlar arasına ayrılık tohumları sokmuştur. Müslümanlar kendi aralarında mezheplerin üstünlüğü ile uğraşmamalıdırlar.
Tarihin değişik dönemlerinde bazı devletler güç kazansınlar diye bazı mezhepleri sahiplenmişler ve onu kullanarak diğer devletlere saldırmışlar. Diğer Devletin içindeki değişik mezheplere sahip olan Müslümanları İslam dışı olarak göstermeye çalışmışlar. Bu devletlerin içinde yaşayan alimlerden bazıları da, bu mezheplere saldırarak onların batıl olduğunu, dolayısıyla onların takipçilerinin İslamla ilişkileri olmadığını söylemişler. Ve Müslümanlar arasında büyük uçurumların olmasına sebep olmuşlardır. Hatta bazı dönemlerde Hanifiler ile Şafiiler arasında Bağdat’ta savaşlar olmuş. Birçok Müslüman şehit olmuştur. Birbirlerini öldürmüşler. Bir Şafii tahiyyatta parmağını kaldırıyor diye Hanefi tarafından garip karşılanmış. Hatta parmakları dahi kırılan olmuştur.
Bizler Hıristiyanlar gibi mezhepler arasında çatışmayı bırakmalıyız. Onların dini batıl üzerindedir. Onların mezhepleri nasıl hak üzerinde olsun. Biz İslam üzerine ve İslam'ın emirlerine göre hareket etmek zorundayız. Dolayısıyla Bütün İslam mezhepleri İslam'a uygun oldukları sürece haktırlar. Hangi mezhepten olursa olsun Müslüman’dır. Hak yoldadır hiç bir mezhep diğerinden Üstün olmaz. Mezhepler arası fitne ve çatışmayı bir kenara bırakmalıyız. Bunlar İslam düşmanlarının fitneleri, saldırıları ve planlarıdır.
Batıl üzerinde olan devletler ve dinler ( hak din sadece İslam’dır.) fikri ayrılıklarına rağmen dünyalık menfaatleri için birleşiyorlar. Ezeli düşman gibi görülen ABD ve Rusya menfaatleri için beraber hareket ediyor. Size çok enteresan bir örnek vereyim. Hıristiyanlar diyorlar ki, Hz. İsa (AS), İlah’tır. Yahudiler de diyorlar ki, biz Hz.İsa (AS)’yi öldürdük. Yani biri diğerinin tanrısını öldürdüğünü iddia ediyor. Ve bu iki düşman beraber oluyorlar. Hıristiyanlar, “Yahudileri savunmak bizim aslı görevimizdir.” diyorlar.
Biz ne diyoruz, şu mezhep mensupları benim sevdiğim şahsı sevmiyor. O zaman düşmanımdır. Peki, sevmediğinden dolayı kafir olur mu? Hayır. Veya bir sahabeyi sevmiyor diye kafir olur mu? Bütün sahabeler birbirlerini sevmişler mi? Herkesin birbirini sevmesi mümkün değildir. Bırakalım sevmeyi, birbirlerini öldürmüşler. Onlar kendi aralarında savaşmışlar diye bizlerde ayrı taraf olup savaşalım mı? Onların hesapları bize ait değildir. Aralarındaki sorunların hesabını Allah sonuçlandırır.
Müslümanların, mezhepler arasındaki ihtilafları bir kenara bırakmaları lazımdır. Bizim birleşmemiz hem dünyamız hem de ahiretimiz için önemlidir. Biz birleşmesek dünyamız gideceği gibi ahretimizi de kaybedeceğiz. Dünyanın hakimiyeti kafirlerin elinde olsa bizim çocuklarımızı kafir yaparlar.
Şu anda milyonlarca Müslüman memleketlerindeki savaşlardan dolayı Avrupa’dadırlar. Ne haldedirler biliyor muyuz? Yaşları 13-14 olan on binlerce kız ve erkek çocuğu anne babalarının şefkatli kollarında mıdırlar? Yoksa kız çocukları fuhuşta, erkek çocukları mafya çetelerinin ellerinde midirler? Bizler batıl sebepler yüzünden savaşırken çocuklarımızın Hıristiyan, Yahudi ve İslam dışı yapılara girdiğini biliyor muyuz? Suriye savaşından kaçan kadın ve kızların nasıl fuhuş bataklığına sürüklendiğini düşünüyor muyuz?
Biz ne ile uğraşıyoruz! Mezhepler arası savaşlar. Biz çok safız. İnternete bir yazı ve resim düşüyor. Kim yazdı. Nerede yazıldı. Sorgulama yok. Vay alçak Şiiler! Vay alçak suniler! Velev doğru bile olsa aramızdaki bu ihtilafların mahkemesini ahrete bırakmalıyız. Bu dünya da birleşip kafirleri mağlup etmeliyiz. En iyi hesap sorgulayan Allah’tır. Şeytanın gizli eli aramıza bir fitne atıyor. Biz de balıklama atlıyoruz. Şeytan mutlu bir ailenin önünden geçiyor. Buzağının ipini gevşetiyor. Buzağı süt emeğim diye süt sağan kadına kafa vuruyor. Süt dökülüyor. Kadın buzağıyı öldürüyor. İnek kadını, kayınbaba ineği öldürüyor. Kadının kocası babasının elinde tüfeği, hanımını da yerde ölü görünce o da babasını öldürüyor. Şeytan diyor ki, ben sadece ipi gevşetmiştim. Şeytan bizim ipimizi gevşetiyor. Biz de şeytanı görmeden saldırıya geçiyoruz. “ SAVAŞLARA KARAR VERENLERIN ÇOCUKLARI DAİMA CEPHENIN UZAĞINDADIR.” -Dr.Ali Şeriati-
Çözüm nedir? Bütün İslam alimleri diyecekler ki mezhepler arasında fark yoktur. Hepsi İslam’ın ictihatlarıdırlar. Allaha emanet olun...