Ey Ziya Paşa! Yıllar önce ‘‘Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr, katır defterdar oldu, eşek mühürdar’’ dediniz ve şiir dünyamıza bir damga vurdunuz. Kalk da bizim ne günlere kaldığımızı katır ve eşeklerin nasıl level atladığını gör de yeni bir şiir yaz.
Ey Ziya Paşa! Dünyanın en rezil, en ahlâksız fiillerin sahipleri; toplum, aile ve ahlâk için en zararlı muzırlar, “Onur yürüyüşü” adı altında etkinlik düzenliyor, yürüyüşlerinde “Ocağı söndür kocanı öldür” “Jin Jîyan azadî” “Çarp kapıyı, çık sokağa” pankartlarını açıyor, bizim onların pisliklerine karşı yürüyüşlerimizde açtığımız “Aileme dokunma” pankartlı yürüyüşlerimize “Nefret yürüyüşü” diyorlar. Bu aşağılıklar bizi aşağılamaya çalışıyorlar.
Ey Ziya Paşa! Şu Gazi Hünkâr’a seslende belediyelerin düzenlediği içinde sapkınların reklamının yapıldığı, toplumsal kansere yol açan konserler hakkında da bize bir beyit yaz.
Ey Ziya Paşa! Küresel sermaye tarafından ağızları parayla doldurulanlar; “Bütün insanlar eşittir, sizi vicdan ve izana davet ediyorum” diyerek orada burada yumurtluyor, bu sapkınlığa “özel hayattır” diyor, ne idüğü belli bu yaratıklara sahip çıkıyorlar.
Ey Ziya Paşa! Sapıklık ve sapkınlık örgütsel bir hal aldı. LGBT-i örgütü yetmedi, başımıza bir de HDP-İ örgütü çıktı. Sen hiçbir güne kalmamışsın değerli adaşım. Bak da bizim ne hallere kaldığımızı gör. Şairlerin nutkunun tutulduğu günleri yaşıyoruz. Ne günlere kaldık, diye başlayarak halimizi anlatacak ne bir şair, durumumuzu resmedecek ne bir ressam bulamıyoruz.
Ey Ziya Paşa! Normal şartlar altında ve teknik açıdan bir Müslümanın hiçbir şekilde böyle bir sapkınlığa ve taşkınlığa arka çıkmaması gerekirken, Müslüman diye bildiklerimizin bize dayatılan bu sapkınlığı savunduklarını görüyoruz. Ne günlere kaldığımızı gel de bize sor.
Ey Ziya Paşa! Yaradan’a yaratılışa, hûlqîyete, neslimize savaş açılmıştır. Bu oyunu göremeyecek kadar gözlerimiz körelmiş durumdadır. İbnul- Haram diye nitelendirilen Putin bile aileyi hedef alan bu tehlikeyi görmüşken bizim muhafazakârlar görmemekte “kâr”larına bakmaktadır. Kabrinden kalkıp da bizim kaldığımız günleri görseydin şiir yazamaz tak diye yine ölürdün. Ne günlere kaldığımızı gel de bize sor.
Ey Ziya Paşa! LGBT hakkında ne düşünüyorsunuz? Sorusuna “Bu toplum eşcinsel evliliğe henüz hazır değil” diyen İmamoğlu gibi belediye başkanlarımız, LGBT-i aile yapısını bozuyor mu? Sorusuna “Hayır efendim ilgisi yok. Niye aile yapısını bozsun yani” diye cevaplayan Kılıçdaroğlu gibi parti liderlerimiz var. Ne günlere kaldığımızı gel de bize sor.
Ey Ziya Paşa! Bu sapkınların muhafazakâr hükümetin düzenlediği yasal değişiklerle Allah’ın çizdiği sınırların dışına çıktıkları söyleniyor. “Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah’ın çizdiği hududu aşarsa kendisine zulmetmiştir (Talak: 1). Göründüğü kadarıyla hükümet sadece kendilerine değil bize de zulmediyor. Lûtîliğin bir hastalık olduğunu bilen hükümetin toplum sağlığını koruması gerekirken, bulaşıcı özelliği bulunan bu mikrobun toplum içerisinde yayılmasına yol açtığını söylüyorlar ey adaşım. Ne günlere kaldığımızı gel de bize sor.
Ey Ziya Paşa! İnsanlık tarihinin en iğrenç suçunu işleyen bu yaratıklar yasaların kendilerine tanıdığı haklar çerçevesinden senden sonra dernekler, vakıflar açtılar. Kamusal alanda saz arkadaşlarıyla istedikleri yerde saz çalıyorlar. Çaldığı neylerle hükümeti uyutuyorlar. Üniversitelere karargâh kurdular. Ne günlere kaldığımızı gel de bize sor.
Ey Ziya Paşa! Sen şiir yazmazsan ben şiir yazacağım.
LGBT-İ payandası HEDEPE-İ ve türevleri
El ele vermişler, sarsıyorlar aileleri
Muharrem ve Ümit de esirgemedi destekleri
Hükümet de geri kalmadı yumdu gözleri
Kaldığımız günleri gör Ziya Paşa hazretleri