Aslan, Kurt ve Tilki arkadaş olmuşlar. Av partisi yapmışlar. Bir ceylan, bir tavşan ve bir de keklik yakalamışlar. Aslan, avladıkları hayvanların paylaşımını kurttan istemiş. Kurt kendinden emin bir tavırla demiş ki; padişahım siz bizim liderimizsiniz. Ceylan size, tavşan bana, keklikte bu pis tilkiye olsun. Bu taksimden hoşlanmayan aslan bir darbe ile kurdu yere sermiş. Ardından tilkiden taksim görevini istemiş. Tilki demiş ki, sayın kralım ceylan sizin sabah kahvaltınız olsun. Tavşan öğle yemeğiniz olsun. Keklikte sizin akşam yemeğiniz olsun. Bu taksimden çok hoşlanan aslan tilkiye demiş ki, bu adaleti nereden öğrendin.” Tilki kurdun düz olmuş kuyruğundan öğrendim” demiş.
Hayvanlar dahi geçmişten ders çıkarırken, insanlar ibret almıyor. En aptal hayvan olarak kabul edilen eşek bile tehlikeli bir yoldan geçmişse bir daha o yolu kullanmıyor. Ama biz her defasında aynı yolu kullanıyoruz. “Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” -Hadis-i Şerif- Ama biz Müslümanlar her defasında aynı delikten ısırılıyoruz ve sürekli başkalarını suçluyoruz. Yani yılan suçludur. Niye bizi ısırıyor. Hal bu ki yılanın işi ısırmaktır.
İslam beldelerinde Müslümanlar çeşitli sebeplerden dolayı çatışmaya girerler. Büyük katliamları gerçekleştirirler. Ondan sonra kafirlerden yardım isterler. Kafirler de büyük bir zevkle yardıma gelirler. Tarih tekerrürdür. Selahaddin-i Eyyubi’nin torunları birbirlerine galip gelmek için Haçlılardan ve Moğollardan yardım isterler. Kudusü yardım karşılığında Haçlılara verirler. Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Suriye ve daha niceleri aynı durumdadır. Komşusuyla başı sıkışan ABD’den yardım istiyor. Halkın içinde ki bir kısım insanlar başka devletlerle işbirliği yapıyor. Kendi devletlerini yıktıkları gibi halklarını da muhacir yapıyorlar. En büyük suçlu kimdir? En büyük suçlu halkını yıllarca sömürüp onlara hiçbir hak vermeyen baştaki diktatörlerdir.
Irak: Saddam Hüseyin ve önceki liderler Irak halkını ezdiler. Onlara hiçbir hak vermediler. Onları öldürdüler. Hapislere attılar. Halk öyle bir hale geldi. Kurtuluşu yılanda aradı ve yılana sarıldı. Yılana sığınan kurtulur mu? ABD, İsrail, Rusya v.b. kime fayda vermiş ki bize fayda versin. Ermeniler Kürt halkını dedelerinin katili olarak biliyorlar. Onlardan intikam almanın yolunu arıyorlar. Fırsat ayaklarına gelmiş. Hem de Kürt olduklarını iddia eden insanların yardımıyla.
Afganistan: uzun süre Ruslara karşı savaştı. Sonra birbirlerine düştüler ve savaştılar. Bunların bir kısmı ABD’den yardım istedi. Onlarda Afganistan’ı işgal ettiler ve yüz binlerce insanını öldürdüler. Kadınlarını askerleri için zindanlara koydular. Ne memleket kaldı. Ne mal, ne can ne de namus hepsi gitti. Libya, Mısır, Tunus, Cezayir, Türki devletler, Bosna Hersek v.b. bütün İslam beldeleri aynı yolla işgal edildiler.
Suriye: Esed ailesinin zulmü altında inleyen halk perişandı. ABD, İsrail ve diğer hain devletler Suriye’yi ele geçirmek için plan yaptılar. Kendilerine yakın olan insanlara basit silah verdiler ve savaş uçaklarına karşı direnmelerini istediler. Halkın büyük bir kısmı hicret etti. Halk şunu gördü. Bu savaş Suriye halkının kurtuluş savaşı değildir. Savaşanların büyük bir kesimi de Suriyeli değildir. Bu savaş İslam düşmanlarının intikam savaşıdır. Yani zalim olan Esed gitse de şeriatçı veya halkçı yönetim gelmez. Yine zalim olan bir ABD uşağı gelir. İslam düşmanı olan biri geleceğine İran dostu olan biri yönetimde olsun. Daha iyi değil mi?
Irak, Suriye, Afganistan, Libya v.b. devletlerin halkına sorun. Saddam mı? Esed mi? Yoksa şu andaki durum mu? Sizce cevap ne olur? Kandan, gözyaşından ve vahşetten beslenenler için şu andaki durum daha faydalıdır. Sinekten yağ çıkarmak isteyenler için daha iyidir. Ama sineğin yağı beş kuruşa yaramaz. Yıkılmış, halkı kaçmış bir Suriye, Suriyelilere fayda vermez. Olsa olsa kan emicilere fayda verir. O da başlarına bela olur.
Türkiye’yi de, Suriye gibi yapmak istiyorlar. Suriye halkı bize geldi. Biz nereye gideceğiz? Hiçbir yer yok. Kurtuluş nerededir? Kurtuluş İslam’ı isteyen HÜDA-PAR’ın etrafında kümelenmektir.
“SAVAŞLARA KARAR VERENLERIN ÇOCUKLARI DAİMA CEPHENIN UZAĞINDADIR.” -Dr.Ali Şeriati-
Allaha emanet olun…