İnsanlık ve İslam tarihi boyunca İla-i Kelimetullah uğruna can veren nice dava önderi ve âlim şehadet kervanına katılarak Peygamberlerin bile gıpta ettiği yüce makamlara yükseldiler. İslam’ın cihad ve şehadet emrine uyan yüzlerce âlim ve dava lideri Şubat ayında şehadete kavuştuğu için bu ay, “şehadet ayı” olarak adlandırıldı.
Şubat ayında şehid olan ümmetin azizlerinin bazılarını hatırlayalım:
(Tarih sırasına göre) 13 Şubat 1925 Şeyh Said ve dava arkadaşları, İskilipli Atıf Hoca (4 Şubat 1926), Hasan El-Benna (12 Şubat 1949), Malcolm X (25 Şubat 1965), Metin Yüksel (23 Şubat 1979), Hama katliamı (28 Şubat 1982), Şehid Abbas Musavi (17 Şubat 1992), El Halil katliamı (25 Şubat 1994), İmad Muğniye (12 Şubat 2008)
Bunların dışında Erbilli M. Esad Efendi, Şeyh İzzeddin El-Kassam, Şeyh Rağıb Harb, Şeyh Şamil, Süleyman Akyüz, Molla Giyasettin Barlak ve Molla Zeki Atak… Gibi nice âlim ve münevverlerimiz Aziz İslam Dini uğruna mücadele ederken bir mum gibi etraflarını aydınlatmak amacıyla şehadet şerbetinden içtiler.
"Şubat Ayı Şehadet Ayı" hakkında açıklama yapan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, platform olarak şubat ayında düzenleyecekleri şehitlik ve şehadetin önemini anlatan etkinliklere katılım çağrısı yaptı.
İslam’da “Peygamberlik” makamından sonra en yüce makam olan “şehadet” makamının öğrenilmesi, genç nesillerimize bu ruhun verilmesi ve İslam için canını feda eden âlim ve dava önderlerinin hayatı, mücadele ve fedakârlığı gençlerimize anlatılmalı ve önümüzü aydınlatan “Kutup yıldızlarının” misyonu aşılanmalıdır. Gıpta edilecek bir makamda olan şehitleri tanımak ve onların davasını sürdürmek gayesiyle bu programlar sahiplenilmeli ve özellikle çocuklarımız ve gençlerimizin bu etkinlikler vesilesiyle şehitlerimizle tanışmaları sağlanmalıdır.
Gençlerimizin cihad ve şehadet aşkı ile coşması için bu tür etkinliklere katılmalıdırlar. Bu etkinliklerde şehitlerin hayatı ve davası ile şehadet bilinci genç nesillere anlatılmalı ve bu şuur verilmelidir. Böylece İslam dini ve davasına karşı gelecek saldırıların önüne set çekilmiş olacaktır. Çünkü biliyoruz ki, cihad ve şehadet ruhundan mahrum toplumlar yıkılmaya ve zillete boyun eğmeye mahkûm olurlar.
Şehitlerin mirası ve davasına yeterince sahip çıkmadığımızda İslam düşmanlarının hayâsız bir şekilde şehitlerimize saldırdıklarına şahit oluyoruz. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi İskilipli Atıf Hoca’nın şehadet yıldönümü olan 4 Şubatta kabri başında yapılan anma törenine ve bu törene katılan başta Çorum Valisi Mustafa Çiftçi olmak üzere tüm katılımcıları alçakça hakaret ve tehditlerle hedef aldılar. Bu saldırı, hakaret ve tehditlere karşın sosyal medya hesabından açıklama yaparak mertçe ve korkusuzca dik duruş sergileyen Vali Çiftçi’yi bir kez daha tebrik ediyorum. Sadece tebrik etmek yetmez böyle yiğit ve mert Müslüman idarecileri hakkıyla sahiplenmesini de öğrenmeliyiz.
Sözde siyasi parti başkanı olmuş lakin insan olmayı becerememiş tipler, Atıf hocayı ve onu ananları “Hainlikle” suçluyorlar ve “vatana ihanet ile yargılayacağız.” Diye küstahça açıklama yapma cüretini kendilerinde görebiliyorlar. Sosyal medyada da, “Er geç yargılanacaklar listesine gireceksin”, “Not ettik”, “İhtimal ki bazı kafalar kesilecektir” şeklinde tehditler yöneltenler oluyor.
İşte biz aziz dinimiz İslam’a, onun şiarlarına yeterince sahip çıkmazsak böyle saldırı ve tehditlerde bulunan şeref ve haysiyet yoksunları meydana çıkıyor. Asıl vatan hainleri sizler gibi emperyalistlere gönüllü uşaklık eden zavallılardır. Hem siz kim oluyorsunuz da, hem şehitlerimize laf söylüyorsunuz hem de tehdit ederek parmak sallıyorsunuz? Bugüne kadar İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık eden kimse iflah olmadı sizde olmazsınız haddiniz bilin bre mel’unlar…
Kelam-ı ahir olarak: Yolumuzu aydınlatan kandillerimiz olan şehitlerimizi, mücadele ve fedakârlıklarını gençlerimize tanıtalım ve her yönüyle onları örnek alarak davalarını hakkıyla sahiplenip omuz verelim. Wesselam…