Gözleri dolu dolu olmuştu. Yutkunarak anlatıyordu. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen, hala acısı yüreğinde taze idi.
"Yaşayamadığım yıllarımı özellikle çocukluğumu şimdi satın alabilsem, hiç düşünmeden ne pahasına olsa da alırdım." derken yüreğindeki hüznü, çehresi tasdikliyordu. Keşkeler amalar sadece pişmanlık ifadesi için konuşmasında yerini alıyordu.
Hayatında sahip olabileceği her şeyi vardı. Ama geçmişi artık geçmişte kalmıştı. Kaç kişinin ortak anlatımları idi böyle yaşanmış olaylar. Böyle nice hayatları, hikâye dinler gibi dinlemiştim. İçimden benim hikâyem bana kalsın diyerekten. Gurbette yaşam farklıdır. Sadece yaşanabilir. Gurbete çıkış birçok nedene bağlıdır. Ama maddiyat en önemli sebeptir. Yurtlarını bırakıp başka diyarlara göç etmiş ailelerde, hep geri dönüş planı vardır.
O nedenledir ki, maddi birikim yapmak planın birinci maddesidir. Evde anne-baba çalışır. Amaçları evlatlarına iyi bir gelecek sağlamaktır. İş yorgunluğu zamanla evlatlar ile ebeveynin arasına duvar örer. Çocuklar okula yalnız başlarına gitmek zorunda kalırlar. Okul dönüşü eve gelince, akşama kadar ya sokaklarda oyun oynar. Veyahut evde kilitli kapıların ardında oturarak annelerini beklerler. Yorgun argın eve gelen anne - baba Çocuklarıyla ne kadar ilgilenebileceklerdi ki? Dersini yaptın mı? Eve kaçta geldin? Kapıyı kimseye açtın mı? Gibi sorular her gün sorulur... Saat geç oldu hadi yatağa son sözler olur.
Gurbette kazanılan paralar biriktirilir. Daireler alınır, altınlar saklanır. Evlatların eksikleri göz ardı edilir. Sözde israf edilmemelidir. Kendilerince adını israf koyarlar. Gelecekleri iyi olacaktır ya... Önemli olan da odur. Gelecek acaba gelecek midir? Çocukluk ya da gençlik yılların da, hasret kalınan ya da özenilen hayatlar oluşur yüreklerde. Ailelerden gizli neler yapılmaz ki! Hırsızlık bunların başında gelir. Gençtir özenmiştir. Anlatamaz ailesine; "Geleceğimi bırakın ben kazanayım, siz şimdi ki hayatımı yaşatın bana." der ama sesi sadece kendileri duyarlar…
Şöyle bir düşünelim mi? O yıllar da, daha güzel sevgi dolu bir hayat sağlansa idi? Okuması için ya da meslek sahibi olması için mücadele verilmiş olsaydı? Özenecekleri hayatların aslında özenilmeyecek olduğunu yaşayarak öğrenmelilerdi. Ve o hayatları anlatmak yerine yaşamalarına kendilerine verilen güven ile müsaade edilse nasıl olurdu?
Her zaman hakkı değilsiniz ebeveynler. Gururu bir kenara bırakıp, evlatlarınızı dinleyin. Bırakın onlar geleceklerini kazansınlar. Sizler onlara çocukluklarını ve gençliklerini verin. Onlar da anne- baba olacaklar. Bir gün sorumluluk omuzlarına yığılacak. Geçmişi anlatırken yüreklerdeki hüzünler gözlere yaş doldurmasın. Gelin zamanımızı evlatlarımız İle paylaşalım. Maddiyat ile alınmayacak zamanları anı defterlerine not ettirelim.
"Ben çocukluğumu uçurtmalara bağlamadım. Elimi tutan ailem ile okula başladım. Ağlayınca yanaklarıma buse konduran Çocukluğum oldu benim. Geleceğime sevgi ektiler. Bambu ağacıyım ben. Şimdi dallarım yükseliyor yeryüzüne Bende anneyim Bende babayım…
Sevgiler ekelim değerli okurlarım…