Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Deprem Ruhu Ve Deprem Körleri!

23 Şubat 2023, 23:25 - Okunma: 1486

Şubat ayına girdiğimizde her yıl olduğu gibi bu yıl da “Şubat ayı şehadet ayı” programlarını konuşmak ve bu programlarla şehitleri yâd etmek için hazırlık yaparken; 6 Şubat günü yaşanan en büyük kara depremi ile ülke olarak sarsıldık. Ne hazindir ki, şehadet ayı olan şubat ayında şehidler kervanına on binlerce yeni şehid eklenmiş oldu.

Depremin yaşandığı ilk andan itibaren ülkenin her tarafından resmi ve özel kurumlar, vakıflar, STK’lar ve diğer yapılarıyla bir bütün olarak deprem bölgesine yardım için akın eden insanlarımız İslam kardeşliğinin hakkını yerine getirdiler ve getirmeye devam ediyorlar. Aynı şekilde İslam ülkeleri de “ümmet” olduğunu ve bu bilincin ölmediğini ispatlarcasına yardıma koştular. Dünyadan da 80’den fazla ülke yardıma geldi. Bütün bu ülkelere ve ekiplerine müteşekkir ve duacıyız. (Siyonist işgal devleti hariç). Çünkü siyonistler sadece 3 gün kalıp kaçtılar. Meğerse yardıma değil, hırsızlığa gelmişler. Kısa adı ZAKA olan israilli arama kurtarma ekipleri depremde zarar gören Antakya Sinagogu'ndan kurtarılan tarihi "Ester Kitabı" parşömenini israil’e kaçırdılar. Girişimler sonucu Türkiye'ye iade edilerek, İstanbul'daki Yahudi Hahambaşılığına teslim edildi. Bunlardan insanlık adına kim ne bekleyebilir ki?

Deprem bölgesine canla başla koşan ve umudun kahramanları olan AFAD, Kızılay, UMKE ve madenciler gibi İHH, Beşir derneği, Umut Kervanı gibi gönüllü yüzlerce kuruluş yardımlara ara vermeden devam ediyorlar. Bunların aksine tek amacı gösteriş ve reklam olan ve sırf “işte ben de oradaydım” demek adına deprem bölgesine giderek birkaç resim ve görüntü alan “tiyatrocular” olduğu gibi, yalan ve algılarla ülkede kaos çıkarma amaçlı “etki ajanlığı” yaparak yardım ve kurtarma çalışmalarını sabote etme amaçlı faaliyetlere de şahit olduk. Deprem ve sonrasında dayanışma, yardımlaşma, kardeşlik ve kenetlenme ruhu zirve yapmışken, adeta “fitne üretme merkezi” gibi çalışan azgın güruh,  oluşan “deprem ruhunu” yok etmeye, toplumda infial, ümitsizlik ve çöküş pompalamaya koyuldular.

Ülkenin her tarafından ve her kesimden insanlarımız yardıma koşarken, bile isteye dindar kitleleri hedef yaptılar ve yalanlarla bunların yardım çalışmalarında olmadığını TV ekranlarından arsızca söyleme haysiyetsizliğini gösterdiler. En fakir ve çaresiz İslam ülkeleri ve topluluklarından bile yardım gelmişken, İslam ülkelerinden yardım gelmediğini utanmazca söyleyebildiler. Buna karşın ABD ve Avrupa ülkelerinin kısıtlı yardımlarını büyüterek anlattılar. Oysa hepsinin gönderdiği yardım Pakistan kadar bile yoktu.  İran, Pakistan, Katar, Somali, Libya, Afganistan, Azerbaycan ve diğer İslam ülkeleri kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirdiler. Aç olan ülkeler bile yardım toplayıp gönderdiler. İslam düşmanlığı gözlerini o kadar kör etmiş ki, hiçbirini görmüyorlar. Kimisi de yardım konvoyları, sağlıkçılar, kurtarma ekipleri ve iş makinaları ile ilk yardıma koşan ümmetin bir parçası olan Kürdistan bölgesinden gelen yardımları ısrarla görmezden geliyor. Bu kesimler “İslam düşmanlığı” ve “Kürt düşmanlığından”  dost ve kardeşçe yapılan yardımları görmek istemiyorlar. Lanet olsun sizin bu yapılanlara kör, İslam düşmanı ve ırkçı zihniyetinize…

Bir de insanlar daha enkaz altındayken, herkes “bir can daha nasıl kurtarırım?” Diye uğraşırken ölülere üşüşen akbabalar gibi siyasi rant devşirmeye çalışan ve seçim hesabı yapan utanmaz-arlanmaz “siyasetin akbabaları” var. Bunlar nasıl insandırlar böyle anlamak mümkün değil?

Yine deprem bölgesindeki acıları ve yıkımları fırsat bilerek depremzedeleri sömürmeye çalışan ve ev kiralarını yükselten vicdansızlar var. Bu felakette bile böyle nasıl vicdansız olabiliyorsunuz? Sizler ölünce nasıl can vereceksiniz? Hangi toprak sizi kabul edecek bre vicdansızlar?     

Sonuç olarak; Yaşanan depremlerden dersler alınmalı ve bu afetlerin tekrar yaşanmaması için uygun zemin ve uygun teknikle depreme dayanıklı binalar yapılmalıdır. Yeni yapılacak çok katlı binalarda mutlaka “sismik deprem izolatörleri” zorunlu hale getirilmelidir. Deprem değil tedbirsizliğin neden olduğu yıkımların önüne geçecek tedbirler alınmalı. Kentsel dönüşüm projeleri her şehirde ivedilikle tavizsiz uygulanmalı ve dikey mimari yerine yatay mimariye geçilmelidir.

Yıkımların olduğu çok katlı binalarda banka, galeri, market gibi işyerlerinin “alan açma” adına kolon kesme iddiaları acilen araştırılmalı ve bunu yaparak insanların topluca ölümüne sebep olanlar “bilerek cinayet işleme” suçundan en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ayrıca tüm ülkede yıkım olmadan kolon kesilen işyerleri varsa o binalar yıkılmadan boşaltılmalı ve masrafları bu gözü doymaz hainlerden alınmalıdır. Çok geç olmadan, yeni yıkımlar ve acılar yaşanmadan ivedilikle deprem tedbirleri uygulanmalı ve yardımlar kesintisiz devam etmelidir. 

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
183 gün önce
224 gün önce
288 gün önce
693 gün önce
827 gün önce
841 gün önce
897 gün önce
952 gün önce
988 gün önce
1007 gün önce
1049 gün önce
1064 gün önce
1084 gün önce
1092 gün önce
1122 gün önce
1127 gün önce
1195 gün önce
1344 gün önce
1477 gün önce
1649 gün önce
1673 gün önce
1702 gün önce
1886 gün önce
2016 gün önce
2037 gün önce
2162 gün önce
2229 gün önce
2255 gün önce
2285 gün önce
2428 gün önce
2465 gün önce
2570 gün önce
2593 gün önce
2823 gün önce
2892 gün önce
3013 gün önce
3171 gün önce
3174 gün önce
3230 gün önce
3248 gün önce
3251 gün önce
3272 gün önce
3306 gün önce
3361 gün önce
3370 gün önce
3443 gün önce
3562 gün önce
3537 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=