Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Felaketler ve Rahmet Ayı

22 Mart 2023, 19:27 - Okunma: 313

6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 yıkıcı deprem ve ardından 20 Şubat’ta Hatay merkezli yaşanan depremlerde 10 ilde büyük yıkım yaşandı ve resmi rakamlara göre can kaybı 50 Bini aştı.

6 Şubat’tan bu yana ülkenin her tarafında yaşanan depremler ve küçük-büyük ölçekli binlerce artçı sarsıntı ile ülke olarak deprem fırtınasının etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. “Bu felaketin yaraları nasıl sarılacak?” Diye ülke ve halk olarak düşünürken 15 Mart Çarşamba günü Adıyaman ve Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinde 20 kişi vefat etti.

Felaketlerin ardı arkası kesilmiyor ve halen birçok ilde sel ve baskın uyarısı yapılıyor. Bu doğal afetlerin dışında hayvanlarda şap hastalığı ortaya çıktı ve birçok ilde hayvan pazarları kapatıldı. Nasıl bir devirde yaşıyorsak artık deprem psikolojisinden bir türlü çıkamıyoruz ve üzerimize felaket üstüne felaket yağıyor.

Deprem ve sel bölgesindeki afetin durumu ve problemler ortadayken ve toplum ve millet olarak kendimizi sorgulamamız gerekirken birdenbire kendimizi “Seçim Atmosferi”nin içinde bulduk. Ve deprem maalesef seçim gündeminin gölgesinde kaldı. Kimisi depremi unutup şenlik havasında adayını açıklarken, kimisi de yaşanan felaket ve ölümlere rağmen müzik ve halaylarla sözde nevruzu kutluyor yazıklar olsun.

Resmi kurumlar ve gönüllü yardım kuruluşları yardımların azaldığı gerçeğine dikkat çekerek, yardımların devam etmesi ve depremzedelerin durumunun değişen gündemlerin etkisinde kalmaması gerektiği çağrısında bulunuyorlar lakin duyan yok gibi. Depremzedeler gündemin değişmesiyle unutulacakları korkusunu yaşarken, yardım kuruluşları Ramazan ayını düşünerek değişen ihtiyaçlara işaret edip duyarlılığın devam etmesini istiyorlar. Daha önce “Millet geçim bunlar seçim derdinde” denirdi. Şimdi ise “Millet can derdinde bunlar koltuk derdinde” deniliyor. Enkaz ve sel altında kalan bölge halkı bir de ‘seçim enkazı’ altında kalmasın.   

Bütün bu olumsuzluklar içinde neyse ki, “Her zorluk içinde bir kolaylık vardır” (İnşirah: 6) ayetini hatırlatırcasına nefes alma adına rahmet ayı Ramazan imdadımıza yetişiyor.  Bu akşam ilk teravih ve ilk sahurla rahmet iklimine kavuşuyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in müjdelediği şekliyle; “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş” olan bereketleri ve hayırları ve Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesini barındıran Ramazan Ayı’na girmenin sevincini yaşadığımız afetler ve yüksek can kayıplarından dolayı buruk yaşıyoruz.

Nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan, bütün mevcudat için rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi olan, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu Ramazan ayının Kur’an ve ibadet ayı olduğu bilinci ile bütün sıkıntılara rağmen idrak ve ihya etmeye çalışalım. Ramazan ibadet ayıdır. Ramazan ümmetin ayıdır. Ramazan Kur’an ayıdır. Ramazan oruçla dirilme ve dayanışma ayıdır. Bu sıkıntılı günlerimizde deprem ve sel bölgesinde yaşayan kardeşlerimizi unutmadan, onların da sahur ve iftar yapmaları gerektiği gerçeğini düşünerek dayanışma ve yardımlaşmayı artırmalıyız. Unutmayalım ki, Ramazan kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Afetler sonrası gelen rahmet ikliminin yaraları sarmada büyük bir rahmet, bereket ve fırsattır.

Aynı zamanda felaketlerin sebebini kendimizde aramalı ve günahlarımızdan ve toplumsal halimizden dönerek ALLAH’a yönelmenin yollarını aramalıyız. Tevbe, istiğfar, dua ve ibadetle felaketlerin kalkması için niyazda bulunmalıyız.  

Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde; Alimler, STK’lar, vakıflar ve yardım kuruluşları “Zekât ve fitreler afet bölgesine” adıyla bir kampanya başlatmalı ve bunu halka sunmalıdır. Bu kampanya ile depremzedelerin unutulmadığı ve yardımların devam etmesi sağlanacaktır. Zekât, fitre, sadaka, adak, infak ve diğer yardımlarla kardeşlik hukukunun hakkını yerine getirmeliyiz.

Ramazan ayında ferdi olarak manevi atmosferden faydalanmalı ve hayatımızda bir dönüm noktası ve fırsat olarak kabul edip, yaşantımıza bir çeki-düzen vermeliyiz. Hayatımızı Ramazan’ın ve orucun getirdiği güzelliklere göre şekillendirmeliyiz. Kur’an’ı okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Yalnız midemize değil, dilimize, elimize, gözümüze ve gönlümüze tesir eden bir şuurla oruç tutalım.

Bu sıkıntılı sürecin son bulmasını ve sonraki Ramazan’ın afetlerden uzak ve ümmetin birlik ve kurtuluşuna kavuşturmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
136 gün önce
542 gün önce
675 gün önce
689 gün önce
745 gün önce
801 gün önce
836 gün önce
856 gün önce
898 gün önce
913 gün önce
1044 gün önce
1192 gün önce
1326 gün önce
1498 gün önce
1522 gün önce
1550 gün önce
1735 gün önce
1864 gün önce
1886 gün önce
2010 gün önce
2077 gün önce
2103 gün önce
2134 gün önce
2276 gün önce
2313 gün önce
2418 gün önce
2441 gün önce
2671 gün önce
2741 gün önce
2862 gün önce
3020 gün önce
3022 gün önce
3079 gün önce
3097 gün önce
3100 gün önce
3121 gün önce
3155 gün önce
3210 gün önce
3219 gün önce
3292 gün önce
3410 gün önce
3385 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=