Hatırlarsanız 2002 seçimlerinde bir Cem Uzan fırtınası esmişti. Dönerli mitingler oy getirmiş, Cem Uzan’ın Genç Partisi %7 oranında oy almış, birçok kelli felli siyasetçiyi siyaset sahnesinden silip süpürmüş, AK Parti’ye büyük bir siyaset alanı açmıştı. O gün bugündür Erdoğan iktidarda. Bir nesil onun yönetimi altında büyüdü.
Eğer Türkiye siyaseti ile hemhal olmuşsanız şu sözü duymuşsunuzdur; “Erdoğan’ın siyaseten başı ne zaman sıkışmışsa görünmeyen bir el ona yardım ediyor”…
Şimdi de ilk kez Erdoğan’ın başının bu kadar sıkışık olduğu söyleniyor. Nasıl olmasın? Bilumum muhalefet Kürtçe’de dediğimiz gibi “Ya xwe kirine yek” yani el ele vermiş, güç birliği oluşturmuşlar. Seçim sonuç tahminlerinin % 50 + küsuratlar ile oynadığı hassas bir dönemdeyiz. Bunların karşısında da bir güç birliği var. Cumhur İttifakına destek veren HÜDA PAR ve ittifaka katılan Yeniden Refah Partisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iyice rahatlatmış durumda.
Ama bir şey daha var ki Erdoğan’ın yüreğine su serpecek, Millet İttifakı’nın yüreğine ise ateş düşürecek bir hareket. O da, Muharrem İnce’den gelen ince hareket. Tırnak içinde “Dış güçlerin de yardımıyla” 100 bin imza toplayarak cumhurbaşkanı adayı oldu. Sadece Erdoğan’a değil aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na da rakip oldu. Yalnız o, Kılıçdaroğlu’na rakip olduğu söylemini kabul etmiyor; “Ben iki yıl öncesinden aday olacağımı söylemişim. Kılıçdaroğlu ise 20 gün önce aday olmuş” diyor. Yani böyle bir durumda Kılıçdaroğlu kendisine rakip çıkmış oluyor.
Erdoğan karşıtlığının doğurabileceği tepkelere yönelik beklentiler, Kılıçdaroğlu’na rüya gördürdüğü gibi ona da rüyalar gördürmüş, 550 bin lirasını ödemiş ve yola koyulmuş.
Anlaşılan sadece CHP’nin ve mesai arkadaşlarının başını ağrıtmayacak, Ahmet Hakan Coşkun’u da bir Kiğılı mağazasına götürerek onun da başını ağrıtacak. Ahmet Hakan onun çok hırslı birisi olduğunu göz ardı ederek adaylıktan çekileceğine dair birisiyle iddiaya girmiş. Sol kesimin midesine de sindirilmesi güç bir taş olup oturmuş durumda bizim Muharrem İnce.
Ayrıca CHP’nin ekmeğiyle büyüyen, her hücresinde, her enziminde CHP kodları bulunan Muharrem İnce, Kur’an Kursları, İslami vakıf ve eğitim kursları için ne demişti onu da bir hatırlayalım; “Eğitim veriyorlarmış, bunların yurtları var, kursları var. Onların hepsini dozerle yıkacağız. Böyle bir şey yok. Böyle bir dünya yok. Mağara devrinin insanları bunlar. 2022 yılındayız. Mağara devrinde yok bu tür insanlar. Bunlar yaratık. Bunlar insan minsan değil. Dini nikâh kıyan imama ağır hapis cezası vereceğiz. Bu kadar basit. Fazla uzatmaya gerek yok. Hangi imam kıymış bu nikâhı? Atacaksın bu imamı hapse. Çaresi yok başka. Hangi polis, hangi doktor, hangi savcı bunu görmezden gelmiş tıkacaksın hapse. Ağır hapis cezası”
Kendisinin de kendi ağzından kendisini anlattığı Muharrem İnce böyle bir tipleme. Necip Fazıl yıllar önce sanki kendisi için şu şiiri yazmıştı; “Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana, yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana"
Zaten tabanda bir karşılığı olmayan Muharrem İnce’nin söylediklerini gerçekleştirme imkânı yoktu. Ama CHP’nin ve mesai arkadaşlarının hayallerini dozerlerle yıktığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Bir de FETÖ’cüler bir zamanlar Hakan Şükür’ün de aralarında bulunduğu bir toplulukta Erdoğan’ın “Muharrem İnce karşı tarafta bizim adamımız” dediğine dair rivayet yok mu? Allah’ım sen ne büyüksün! Biz de onları dışarıdan birlik sanıyorduk, kalplerinin bir olduğunu düşünüyorduk.