Mana itibariyle çok şey anlatan bu Kürt atasözünde, “Baba ve dedenin düşmanı, evladın dostu olmaz” deniliyor. Evet, yüzyılların yaşanmış tecrübelerin ürünü olan bu ve benzeri atasözleri ve darb-ı meseller hayatımızın her aşamasında bize fikir verip yol gösterirler.
Allah’u Teâla Kur’an’da şeytanın, Yahudi ve Hıristiyanların bize apaçık düşman olduklarını ve dost olmayacaklarını bildirdiği gibi; bu atasözü de gerek dinimize gerekse baba ve atalarımıza düşmanlık edenlerin, onlarla savaşanların bize dost ve yardımcı olamayacağı uyarısını yapmıştır. Buna rağmen bunların dost olmalarını beklemek saflıktan öte bir durumdur. Bu uyarıları dikkate alarak ve aynı hatayı tekrarlamadan bu tecrübe ve hakikatlerden faydalanmalıyız. Düşman hiçbir zaman bize dost olmaz. Herkes kendi görevini yapar. Yılandan dostluk, akrepten bal yapmasını beklemek hezeyan ve akıl tutulmasıdır. Denenmişi tekrar denemek ve farklı sonuç beklemek hamakattan başka bir şey değildir.
Dostumuzun Allah, Resulü ve müminler olduğunu (Maide Suresi 55. Ayet) bildiğimiz ve inandığımız halde toplumumuz sürekli olarak İslam düşmanı ve insanlığa zarar veren kesimlerin peşinden gitmeye ve onları desteklemeye devam ediyorlar. Bugün toplum olarak, ülke olarak yaşadığımız bütün can alıcı sorunların; İslam’a yönelik baskılar, Kürtlere, aleviler ve farklı kesimlere yönelik baskıların kaynağının, mucidi ve mimarının CHP ve selefi İttihad Terakki zihniyeti olduğunu görürüz. Emperyalizmin Türkiye’deki şubesi olan bu zihniyet mensupları farklı metotlarla dinimiz, dilimiz, tarihimiz ve örfümüzle savaşmış ve savaşmaya devam ediyor.
CHP kuruluş amacına uygun olarak ilk günden beri İslam’a ve farklılıklara savaş açmış sömürgeci güçlerin projelerini uygulamakla görevli bir misyonu üstlenmiş ve bu amaçla faaliyetlerine devam etmektedir. Tek parti iktidarı ve güçlü oldukları her devirde camileri kapatmışlar, Kur’an öğrenmeyi yasaklamışlar, alimleri asmışlar, İslam’ı ortadan kaldırmak amacıyla “laiklik, batılılaşma, çağdaşlık” gibi maskeler kullanarak İslam’ı ortadan kaldırma ve halkı inanç köklerinden uzaklaştırmaya çalışmışlar. Aynı şekilde Kürtler ve aleviler başta olmak üzere dil, gelenek, örf ve farklı kültürlere hayat hakkı tanımayarak insanlık tarihine kara leke olarak geçen Dersim ve Zilan gibi katliamlar yapmışlar. Şimdi bütün bunlar ortadayken, sorunları var eden ve sorunun kaynağı kendisi olanları “çözüm” olmak görüp sarılmak nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Geçen hafta HDP Batman Milletvekili katıldığı bir yayında, “Kürt sorununu mimarı Cumhuriyetin kurucu kadroları ve bunların başında CHP’dir…” dedi. Peki, adama sormazlar mı? Madem bunu biliyorsunuz nasıl onları destekliyor ve onları çözüm olarak halkımıza sunup aldatmaya kalkıyorsunuz? Sorunu ve düşmanlığı yapan, hastalığı yayan bunlar, babalarımızı-dedelerimizi öldüren ve her türlü zulmü reva görenler bunlar iken, bunlara nasıl destek verip kurtarıcı olarak bakılabilir? Neden çünkü HDP/PKK çizgisinin zihniyet ve icraat olarak CHP’den bir farkı yoktur. Bugüne kadar halkımıza zarardan ve düşmanlıktan başka ne verdiler ki? CHP’nin ruh ikizidirler ve “İslam karşıtlığı” temelinde ortaklaşıyorlar.
Aynı şekilde kendilerini “dindar” olarak tanımlayan kesimlerin CHP zihniyetine ‘değiştiler’ diyerek destek vermelerini de anlamak mümkün değil? CHP hiçbir zaman değişmedi ve değişmeyecek. Kuruluş kodları İslam’a ve halka düşmanlık ve emperyalizmin projelerini uygulamak olan bu zihniyetin değiştiğini varsaymak kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.
Tek projeleri yıkmak, bozmak, halkın kazanımlarını elinden almak ve ifsad olan ve genlerinde halka ve İslam’a düşmanlık olan bir zihniyete geleceğimizi nasıl teslim edebiliriz? Aynı şekilde CHP’nin Kürt versiyonu zihniyette yıllardır halkımıza kan, gözyaşı, baskı ve zulümden başka ne verdi? Kürtlerin oyuyla İslam düşmanı Kemalistler ve “Marjinal Türk Solu”nu makamlara getirdiler. Bugüne kadar halkın inancı ve örfüyle savaşmaktan başka ne yaptılar? Hangi hizmeti yaptılar ki, bugün halktan destek istiyorlar ve babalarımız ile dedelerimizin katillerine destek olmamızı istiyorlar?
Hem CHP zihniyetine hem de onların Kürt versiyonlarının babamıza dost olmadıkları gibi bize de dost olamayacaklarını, Kürtçe atasözü ile haykıralım: “"Dijminê bav û kâlâ nâbe dostê lawa"
Selam ve dua ile…