Bir Müslüman ya da insan için muharrem ayı denilince akla ilk gelen, şüphesiz Aşura günüdür. Muharrem ayının onuncu gününe tekabül eden Aşura günü, Hz.Peygamber (s.a.v.)’in yaşadığı zamanda (asr-ı saadet) ya da daha öncesinde çeşitli rivayetlere göre daha çok sevinç zamanları gerçekleşmiştir. Bunlara kısaca değinecek olursak şöyle sıralayabiliriz: Yeryüzünün yaratılması ve ilk yağmurun yağması, Hz.Âdem’in tövbesinin kabul olması, Hz.İdris’in göğe çıkarılması, Hz.Yunus’un balığın karnından çıkması, Hz.İbrahim’in dünyaya gelmesi, ateşe atılması, ateşte yanmaması bu güne tekabül etmektedir. Ayrıca Hz.Yusuf’un kuyudan çıkması, Hz.Yakup’un oğlu Hz.Yusuf’a kavuşması, Hz.Eyyub’un hastalıklarından kurtulması, Hz.Musa’nın Firavunun şerrinden kurtulması, Kızıldeniz’i geçmesi ve Firavunun helak olması, Hz.Süleyman’a saltanat verilmesi, Hz.İsa’nın doğumu ve ölümden kurtulup diri olarak göğe çıkarılması da bu günde meydana gelmiştir.
İslam tarihine bakmaya devam ettiğimizde, gördüklerimizin sadece zikrettiklerimizle kalmadığını daha çok akletmemiz için ibretli olayların Yüce Allah tarafından “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelmesinde, insanlara menfaat sağlayan şeylerle (yüklü olarak) denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten bir su indirip, onunla ölümden sonra yeryüzünü diriltmesinde, orada bütün canlı (tür)lerini yaymasında, rüzgarları ve gök ile yer arasında musahhar/emre amade kılınmış bulutları yönlendirmesinde, akıl erdirmekte olan bir kavim için ayetler/deliller vardır.” (bakara 164) sırrınca ders çıkarabilmemiz için tarihlerdeki yerlerini almışlardır.
Bir de bu günde meydana gelen sevinçlerin aksine, insanlığı kahreden tarihe ve gönüllerimize kanla yazılan Kerbela var. Hz.Muhammed (s.a.v.)’in gülü, cennet gençlerinin efendisi Hz.Hüseyin’in, Kufe’liler tarafından ihanete uğrayıp Yezid tarafından katledildiği yer. Peki, ama Hz. Hüseyin, Yezid tarafından neden katledildi? Sorusuna cevap olarak bazıları demiş ki, makam ve mevki için. Bazıları da demiş ki, dedelerinin de peşinde koştuğu saltanatı Haşim oğullarına bırakmamak. Ama bana göre de, Hz.Hüseyin zulme boyun eğmediği, haksızlığa karşı çıktığı ve hakkı hâkim kılmak için çaba gösterdiğinden dolayı şehit edilmiştir. İslamiyet’in sancaktarlarını yok edip aziz dini ortadan kaldırmaktı amacı. Şu andaki torunlarının yaptıkları gibi.
Kerbela öyle bir okul, Hz.Hüseyin de öyle bir muallim ki, okuldan sadece Müslümanlar değil insanlık ders almalıdır. Bu okuldan ders almayan var oluş nedeninin cevabına kesinlikle ulaşamaz. O okuldan ders almazsak hakkaniyet ile zulmetin farkını ortaya koyamayız. Farkı bulamazsak sadece Ehl-i Beyt’e yapılan bir kıyım olarak algılarız. Bu kıyamı anlamadan içinde bulunduğumuz bu girdabın karanlığından çıkmamız çok zor olduğu gibi haklılığın ışığına da kavuşamayız. Kısacası Aşura; zorbalara karşı çıkmanın günü, yani kıyam günüdür.
Günümüzde, İslamiyet’in aziz sancağının yere düşmemesi için dedeleri Hz.Hüseyin gibi serden geçenler olduğu gibi, dedeleri Yezid gibi hak ve hakikatin sancağına sahip kişileri hunharca katletmek isteyenler de mevcuttur. Ama tarih şahittir ki katledilen Hz.Hüseyin’le beraber Ehlibeyt’te olsa, kazanan yine Hz.Hüseyin’le beraber İslamiyet olmuş, kaybedip zelil olanlar da Yezid’in kendisi ve onunla yan yana duranlar olmuştur.
İslam nurunu söndürmeye kalkan karanlık kişiler; dedeleriniz Nemrut, Firavun, Ebrehe, Ebu Cehil, Kâ’b Bin Eşref ve Yezid o nuru söndürememiş siz mi söndüreceksiniz? Hanginizin çocuğunun ismi Nemrut’tur ya da Firavun. Söyleyin bana niye çocuklarınıza Ebrehe ya da Yezid ismini vermiyorsunuz. Ben söyleyeyim size çünkü onlar hayırla değil lanetle anılıyorlar. Vallahi, sizler de böyle devam ederseniz lanet ile anılacak kişilerden olursunuz. Haa şunu da unutmayın, biz Müslümanlardan yeryüzünde tek bir fert kalıncaya kadar bu izzetli mücadelemizi sürdüreceğiz. Sizler hepimizi öldürseniz dahi Allah nurunu tamamlayacaktır. Üstad’ın da dediği gibi “İslamiyet güneş gibidir üflemekle sönmez, gündüz gibidir göz yummakla gece olmaz, gözünü kapatan yalnızca kendisine gece yapar. Sizler istemeseniz de, hem kendimiz hem de çocuklarımız İslamiyet’i iliklerimize kadar yaşamaya İslami anlayış ve kavrayışı aramızda yaymaya devam edeceğiz. Bu böyle biline…