Seçim havasının pek olmadığı 1 Kasım 2015 Milletvekili Erken Genel Seçimleri Pazar günü yapıldı ve AK Parti tek başına tekrar iktidara geldi. AK Parti bütün illerde oylarını artırırken, seçimde en çok MHP ve HDP oy kaybetti. HDP hiçbir seçim bölgesinde oylarını artıramazken 1 Milyon oy ve değişiklik olmazsa barajı kıl payı geçmesi ile 21 Milletvekili kaybetti.
Seçim sonuçlarına baktığımızda, seçim öncesi yazmış olduğum “1 Kasım Seçimi ve Adaylar” adlı yazımda da belirttiğim gibi, “…Seçimlerde Ak Parti’nin en büyük avantajı, ülke genelinde olduğu gibi, Batman’da da partilerin ideolojilerinin esiri olmamış halkın genelinde, istikrar ve tek başına iktidar olabilmesi için AK Parti’nin desteklenmesi düşüncesidir. Bu düşünce iyi değerlendirilip sandığa yansıması sağlanırsa Ak Parti başarılı olur. Aksi durumda geçen seçimde olduğu gibi rehavete kapılıp ‘nasıl olsa iktidarız’ vehmine kapılırlarsa yanılırlar…”
Evet, halk yanı başında yaşanan Irak ve Suriye pratiğine bakarak Türkiye’nin de Suriye’ye dönüşmesinden endişe ederek ve 5 aylık fetret dönemi, yaşanan istikrarsızlık ve muhalefetin tutumuna bakarak AK Parti’yi büyük oranda destekleyerek rekor bir oyla tek başına iktidara getirdi. Bundan sonraki süreçte AK Parti’ye düşen geçmişte ülke ve özellikle bölge bazında yaptığı hatalara düşmeden halkın beklentisi olan projeleri ve reformları hayata geçirmesidir.
7 Hazirandan sonraki süreçte AK Parti diğer partilere göre krizi iyi yönetti ama bu başarı AK Parti’nin doğru politikalarından çok, meclisteki muhalefet partilerinin politika üretememeleri ve halkın nabzının tutamamalarından kaynaklandı.
Aslında 7 Haziran seçimleri birçok açıdan Ak Parti için “şefkat tokadı” mahiyetini aldı. İktidardan hiç düşmeyeceğini sanan AK Parti kadroları etraflarındaki yalaka takımına kanarak dindar halktan ve tabanından uzaklaşma eğilimine girdi ve atması gereken adımları zamana yaydı. Ancak 7 Haziran’da iktidardan olmasının o kadar da zor olmadığını gördü ve bundan tam olmazsa da iyi bir ders çıkardı. Etraflarındaki yalaka takımının iktidar gitme aşamasında nasıl kendilerini yarı yolda bıraktıklarını da gördüler.
Batıda daha çok rasyonel seçmenler sonuca katkı yaparken, duygusallığın ön plana çıktığı bölgemizde ise futbol takımı tutar gibi parti tutan romantik seçmen ile karşı karşıyayız. Partilerin projeleri ve uygulamalarına önem vermeyen bu seçmen kitlesi için aslolan duygusallıktır.
HDP açısından baktığımızda tüm Türkiye’de olduğu gibi bölgemizde de oy ve milletvekili kaybetti. 7 Haziran sonrası “Seçim tiyatrosu bitti” adlı yazımda da ifade ettiğim gibi, HDP aldığı oyları kendi başarısı zannetti. Oysa onun önünü açan ve seçmene yaptığı baskıya göz yuman “devlet aklı” ve egemen güçlerin istediği oyun oynandı. Oyuna ayak uyduramayan HDP bu şansı kullanamayınca tepetaklak oldu. HDP 7 Haziranda kendisine verilen krediyi iyi kullanmadı ve oy kaybetti. Barajı kıl payı geçti.
Aslına baktığımızda Devlet aklı ve AK Parti yönetimi HDP’nin barajın altında kalmasını istemedi. Bölgede önceki seçimlerde yaşananlar tam olarak olmadıysa da birçok yerde seçmene dönük baskılar yaşandı ve bazı yerler hariç buna göz yumuldu. Demek ki hâla AK Parti ve devlet aklı çözüm (çözülme) sürecinde HDP’den umudu kesmemiş görünüyor.
MHP’ye gelirsek, işin özeti; Devlet Bahçeli’nin her şeye “hayır” diyen tavrına seçmende hayır dedi. Sen, her şeye hayır dersen seçmende sana hayır çeker. ‘Nimet şükür ister olmayınca gider’ kaidesi gereği MHP ve HDP kendilerine verilen fırsatı değerlendirmek bir yana, sürekli olarak yan çizip halkın aleyhine kullandılar ki, bunun sonucuna da katlanacaklar.
Batman ve bölge açısından baktığımızda AK Parti nispeten oylarını artırmasına rağmen beklenen sıçramayı gerçekleştiremedi. Bunun sebebi olarak AK Parti’nin aday listelerinin halkın beklentilerini tam karşılayamaması, Devlet aklının HDP’nin baraj altında kalmasını istememesi ve bölgedeki AK parti teşkilatlarının (bazı yerler hariç) yürekli davranmaktan yoksun ve sandıkları HDP’lilere teslim etmeleridir. Eğer isteseydiler baskıya engel olur ve HDP bölgede oyları daha da düşer ve baraj altında kalırdı. Ancak bilmediğimiz bazı dengelerin gözetilmesi gerekçesiyle bunu istemediler. HDP son şansını iyi değerlendirmeli halka ve özellikle dindarlara olan düşmanca tavrından vazgeçmelidir. Aksi halde kaybeden kendisi olacak ve arkasından ağlayanı da olmayacaktır. Baraj altında kalması halinde halkta herhangi bir kıpırdama görünmediği ortada. Onun için aklınızı başınıza alında hendek siyasetinden ve halka zarar veren adımlardan vazgeçin…
Seçimlerin bir başka boyutu da küresel güçler ve yerli işbirlikçilerinin yaptığı algı operasyonlarının ve bölgede gerçekleştirmek istedikleri ameliyatların başarısız olmasıdır. Küresel emperyalistler bölge planlarını gerçekleştirmenin önünde engel gördükleri başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Mesut Barzani ve Abdullah Öcalan’ın devre dışı bırakılmak istenmesini halk oy tokadıyla engelledi. Yakın zamanda Irak Kürdistanı’nda Mesut Barzani’ye karşı yapılan sivil darbe girişimi Barzani’nin cesur tavrı ile akim kaldı. Aynı şekilde Öcalan’ın yerine parlatılan Demirtaş oyunu da bu seçimde halktan destek görmedi.
7 Haziran’dan sonraki süreçte yaşananlar 1 Kasım sonuçlarına zemin hazırladı. Sonuçta bölge ve Ortadoğu’da planlarını uygulamak isteyen güçlerin üstünde bir güç, hesaplarının üstünde ALLAH’ın hesabı olduğunu unutmayalım…
Selam ve dua ile…