Birkaç gündür ülkenin gündeminde PKK’nin İçişleri Bakanlığı’na saldırı girişimi, arabasını gasp ettikleri ve vahşice öldürdükleri 6 aylık çocuğu olan masum vatandaş, bunun sonucunda TSK’nın sınır ötesine yaptığı operasyon var.
Yine gündemde TSK’ye ait bir SİHA’nın Türkiye’nin NATO müttefiki ABD tarafından düşürülmesi var.
Yine gündemde ana gündem maddesi sınır ötesi operasyona karşı ana muhalefet partisinin sessizliği, SİHA’nın düşürülmesi esnasından da dilinin bağlarının çözülmesi var.
Yine gündemde SİHA’nın düşürülmesi üzerinden Türkiye ile ABD’yi birbirlerine düşürme çabaları var.
Yine gündemde Dışişleri Bakan’ı Hakan Fidan’ın: “Bu son olaydan sonra 2 teröristin Suriye’den geldikleri, orada eğitim gördükleri açıklığa kavuşmuştur. Irak ve Suriye'de PKK/YPG’ye ait olan bütün alt yapı, üst yapı, enerji tesisleri güvenlik güçlerimizin topyekûn meşru hedefidir. Üçüncü taraflar bölgeden uzak dursun” açıklamasından sonra dediği gibi alt yapının, enerji tesislerinin, petrol tesislerinin tarumar edilmesi var.
Yine gündemde bir zamanlar YPG için: “Fırat’ın ötesine geçecekler ve siz mal gibi bakacaksınız” denilen TSK’nin Qamişlo’yu, Hesekê’yi, Âmûdê’yi bombalaması, yeni yerli silahlarını denemesi var.
Yine gündemde ABD’nin yeri ve zamanı geldiğinde Kürtleri Suriye’de satması ve satacak olması var.
Bir yandan da gündemde Kassam Tugayları’nın israilli işgalcilere karşı yaptığı “Sınır ötesi operasyon” ve birçok işgalciye el koyması olayı var.
Bir yandan da Galatasaray’ın şampiyonlar ligindeki sınır ötesi başarısı var.
Ama bizim Ekim gündemimiz sabittir, değişmez değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
İşte böyle bir gündem içinde HÜDA PAR Mersin Milletvekili mecliste söz alarak: “Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Turan Yavaş, Riyad Güneş, Cengiz Tiryaki ve onlarca kişi bundan 9 yıl önce KCK/HDP’nin çağrısıyla sokağa inen çetelerce vahşice katledildiler. FETÖ-PKK işbirliğiyle o gece bölge vandallara bırakılmıştı. Sokaklardan yardım çığlıkları yükselirken camiler, okullar, ambulanslar, evler ateşe verilirken polis derin bir gaflet uykusundaydı. O gece Kürt töresi ayaklar altına alındı. Bu coğrafya ceset yakmayı, cesetlerin başında halaya durmayı, cesetler üzerinde zılgıt çekmeyi ilk defa o gece duydu, o gece gördü. Kürtlere kan, gözyaşı, barut ve ateşten başka bir şey vermeyen Kürtler dışında herkesin hizmetinde olan çetelerin vahşetini nefretle kınıyorum. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum” dedi ve Ekim’in değişmez gündemimize bir kez daha ışık tuttu.
Biz de şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz. Onları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Çocuklarımız onların isimleriyle müsemma olduğundan aslında şehitlerimiz sadece Ekim gündemimiz değildirler yılın her gününe yayılan gündemimizdirler.
Çünkü şehitlerimize sahip çıkma ile düz orantılı olarak kanlarının topraklarımızı bereketlendireceğine inanıyoruz.