Geçtiğimiz cumartesi günü sabah erken saatlerde Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları, siyonist işgal rejimine karşı "Aksa Tufanı" operasyonunu başlattığını duyurdu.
Operasyonla ilgi açıklama yapan İzzeddin El-Kassam Tugayları Başkomutanı Muhammed Ed-Dayf, siyonist işgalcilerin Filistinlileri hedef alan cinayetlerine ve Mescid-i Aksa'ya düzenledikleri baskınlara misilleme olarak “El-Aksa Tufanı” savaşının başladığını, operasyonun ilk 20 dakikasında 5 bin roket fırlattıklarını ve 7 bölgeyi ele geçirdiklerini söyledi.
Operasyonda Gazze sınırına yakın işgal altındaki güney şehirlerine savaşçılar gönderen İzzeddin El-Kassam Tugayları, son yılların en uzun süreli saldırılarından birini başlattığını ve çok sayıda savaşçının düşman bölgelerine sızdığını belirtti. “Aksa Tufanı” Operasyonuna İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Tugayları ve diğer direniş örgütleri de destek veriyor.
Operasyonun başladığı andan itibaren siyonist işgalci rejimini “yenilmez” zanneden ve adeta siyonistlerin gücüne tapanlar tam bir şok yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Sürekli olarak siyonist terör devleti israil, sistematik bir şekilde Filistin topraklarına ve özellikle Gazze’ye saldırıyor ve kadın, çocuk, yaşlı, sivil demeden her gün katliam üstüne katliam yapıyor ve ses çıkaran olmuyordu. İlk defa bu zulme karşı Kassam ve Kudüs Tugayları karşı saldırıya geçti ve israil’in yıllarca “Demir kubbe” diye dünyaya tanıttığı savunma sistemini, istihbarat gücü ve ordusunun iman gücü karşısında Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin dediği gibi aslında “kâğıttan kaplan” olduğunu gösterdi.
Şimdi güce tapan ve israil ordusunun “yenilmez” olduğunu varsayan satılmış kalemler ve çevreler, ortaya çıkan durum karşısında kılıf arama telaşına düşmüş görünüyorlar. Öncelikle şunu belirtelim ki, israil ilk defa yenilmiyor. 2006 yılında israil-Hizbullah savaşında israil, Hizbullah karşısında aciz bir şekilde yenildi ve bu durum bütün dünya kamuoyu önünde yaşandı. Halen bu mağlubiyeti ve Hizbullah’ın zaferini görmeyen ‘satılmış ruhlular’ işgal ordusunu yenilmez diye yutturmaya çalışıyorlar. Defalarca Gazze’ye karadan girme teşebbüsünde bulunmasına rağmen direniş güçleri karşısında varlık gösteremeyip geri çekildiğini de unutmadık.
Terör devleti kurulduğundan beri gerek Filistinliler ve gerekse Mısır, Ürdün, Suriye gibi ülkeler; aslında israil ile değil ABD ile savaştı ve savaşıyor. ABD olmazsa israil ayakta kalamaz ve bu cüreti gösteremez. Ve halen de ABD’nin her konuda sınırsız desteği devam ediyor. Aynı şekilde Avrupa ülkeleri de israil’in arkasında durmaya devam ediyor.
Kassam ve Kudüs Tugayları mücahidlerinin, işgalcilerle özellikle işgal edilmiş bölgelerde savaşı devam ediyor. Siyonist terör devleti “Aksa Tufanı” operasyonuna karşılık savaş ilan ederek korkakça Gazze’yi hava saldırılarıyla vuruyor. Kara savaşından çekiniyor.
Filistinli mücahidlerin işgal edilmiş topraklara sızıp saldırı başlatması üzerine şoka giren “israil tapıcılar” komplo teorileri ile durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Yok, “aslında israil’in haberi vardı bilerek göz yumdu” yok “Netanyahu içerdeki sıkıntıdan kurtulmak için göz yumdu” gibi ipe sapa gelmez yorumlarla israil’i kurtarmaya çalışıyorlar. Kimi satılmış israil ve ABD’nin tasmalı köpekleri de HAMAS’ın sivillere saldırdığı yalanını ortaya atıp siyonistleri savunma telaşına düştüler. Bu şeref ve haysiyetten yoksun mahluklar, nedense yıllardır ve bugün dahil siyonist terör devletinin kundaktaki bebekler dahil her türlü alçakça cinayet, katliam ve zulümlerini görmezden geliyorlar.
Bir de tüm dünya Müslümanları gibi bölge halkının HAMAS’a ve direniş güçlerine destek vermesini kabullenemeyen ABD’nin “kara mayın eşekleri” var. Bunlar da uşaklığını yaptıkları ve tasmalarını ellerinde tutan israil ve ABD’yi savunma telaşıyla halkımıza saldırmaya başladılar. Sizler ve tasmanızı ellerinde tutan ağababalarınız hep birlikte yenilip cehenneme sürüleceksiniz.
ABD başta olmak üzere bütün Avrupa ülke ve kurumları israil’e açıktan destek verirken, İslam ülkelerine tarafsız kalmalarını telkin ediyorlar. İran ve birkaç ülke tarafını açıktan belli ederken, çoğu İslam ülkesi halen sessiz kalıyor. İçimizdeki bazı beyinsizler de sorunun ümmet ve “akide sorunu” olduğunu unutup tarafsız kalınmasını tavsiye ediyorlar. Sizin tapındığınız güçler kardeşlerimize ve kutsallarımıza saldırsın ve biz de tarafsız kalalım öyle mi? Yok öyle yağma!
Dünya geneli tüm Müslümanlar, İslam ülkeleri yöneticileri, STK, vakıf ve İslami kurumlar ve ellerinde güç olan tüm yapılar, siyonistlerin anladığı dilden cevap verilmesi noktasında HAMAS ve direniş güçlerine her konuda destek vermelidirler. Gün dayanışma ve kardeşlik günüdür. Gün evinde oturma günü değildir. Sadece kavli dua ile yetinmeyelim fiili duaya da sarılalım. Vesselam…