"Şayet o inkârcılara, “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı yasalarına boyun eğdiren kimdir?” diye soracak olsan, hiç tereddütsüz “Allah’tır” derler. O halde haktan nasıl yüz çevirirler?" (Ankebut: 61)
"De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” Allah katından gelmiş olup kendinde bulunan bilgiyi gizleyenden daha zalim kim vardır? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir." (El Bakara: 140)
Insanlar neden Allah'ın kanunlarına karşı çıkıyor. Gökleri, yeri, insanları ve bütün alemleri en ince detayları ile beraber yaratan, her şeyin neye ihtiyaç duyduğunu bilen ve ona göre düzen kuran, her şeyin kanununu, çalışma sistemini, iç yapısını, dış yapısını ve neye göre çalıştığını, ihtiyaçlarının ne olduğunu bilen Allahtır. İnsan vücuduna yedek damar bile yapan Allahtır. İnsanın yediği yemeklerin hazmı için değişik hormonlar yaratıp, insan vücudunu çalıştıran Allahtır. Ama buna rağmen insanlar diyor ki biz Allah'tan daha iyi biliriz. Bugün Can güvenliği, mal güvenliği, namus güvenliği, akıl güvenliği ve din güvenliği yoktur.
Buna rağmen insanlar, Allah'ın insanlar için yapmış olduğu, düzenlemiş olduğu kaide ve kurallara karşı çıkıyor. Allah'ın kanunları hakim olursa herkesin can, namus, mal, din ve akıl güvenliği olur. Hatta herkezin kullandığı dili kullanma hakkı olur. Hiç kimse hor görülmez. Ama buna rağmen insanlar Allah'ın kanunlarını istemiyorlar.
Peki istemeyenler kimlerdir? Servetlerini faizle, haksızlıkla, hırsızlıkla elde edenler, servetlerini insanları zehirleyerek, içkiyle, kumarla, fuhuuşla, eroinle, esrarla elde edenler istemiyorlar. Dünya hakimiyetini ellerine geçirmeye çalışanlar, insanları öldüren, onları sömüren ve onların bütün servetlerine el koyan zalim insanlar istemiyorlar.
Her gün bir kadın değiştiren, kadınları kendi zevkleri için kullanan, düğünlerinde, toplantılarında, eğlencelerinde Kadını çıplak edip oynatan kesimler istemiyorlar. İnsan neden Allah'ın kanunlarını istemesin ki? Allah'ın kanununda güven, huzur, rahmet, Merhamet, Esenlik vardır. Allah'ın kanunları bir toplumda hakim olduğu zaman, önce o toplumu ıslah eder. O toplum daha önceden Allah'ın kanunlarına uyum sağlayacak duruma getirilir. Sonra kanunlar uygulanır. Yani kanunlar geldiği gibi hemen cezalandırmalara başlamaz. Onları İslam'a yönlendirir. Ahlaki, edebi ve kanuni olarak eğitmeye çalışır. Onlara güzel bir hayat standartı bahşettikten sonra, Allah'ın kanlarını toplumda yavaş yavaş uygulamaya başlanır. İnsanlar kendilerine huzur ve emniyet veren bu kanunları ister hale gelirler.
Yani hiç kimsenin Allah'ın kanunlarından korkmasına gerek yoktur. Elimden korkmuyorum. Çünkü hırsız değilim. Hadden korkmuyorum. İçkici, zinakar değilim. Allah'ın yasak kıldıklarından uzak durduğum için cezalandırmadan da korkmuyorum. Sizde insanların kanını, namusunu emmekten vazgeçin ki huzura ereseniz.
"Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri! Umulur ki sakınırsınız." (El Bakara: 179)