Kocasıyla anlaşamayan tanıdık bir bayan vardı. Bir gün baktım gülerek: “Kocam beni boşamakla, mahkemeye vermekle tehdit etmiş. Herhalde başına neler geleceğinden habersiz. Gidin ona söyleyin kafamı bozmasın, vallahi ona boşanma davası açar onu ömür boyu bana nafaka ödetmeye mahkûm ederim feleği şaşar diye haber saldım” dedi. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Adam “Erkekliğin % 90’ı kaçmaktadır” sözünün hikmetini anlamadan erkeklik taslamaya çalıştı. Kadının kafasını bozmuştu. Kadın hemen ona boşanma davası açtı. Eşinin davadan vazgeçmesi için yalvar yakar etti. Kadın davasından vazgeçti…
Ders ve hikmetleriyle bu hadise burada kalsın…
Anlatıldığına göre; yeni evli bir çift, düğün salonunda başlayan bir tartışmanın büyümesinden, ailelerin de olaya müdahil olmasından sonra boşanıyorlar. Tarihin en hızlı boşanma vakalarından biri olarak tarihe geçen bu birkaç saatlik evlilik boşanmayla neticeleniyor. Sonuç: Damat geline yıllardır nafaka ödüyormuş. Kadın nafaka emekliliğinin tadını çıkarıyormuş.
Nafaka meselesi resmen anlık emeklilik... Yaşa başa takılmadan…
Yine bir tanıdık. Mutlu bir evlilikleri varmış. Kadın emekli olmak istemiş olacak ki ailede boşanma ile neticelenecek bir kriz çıkarmış. O kadın da artık emekli. Kocası artık kocası değil ama hayat boyu sponsor ve finansörü…
Çok garip IQ’su en düşük insan bile bunun bir zulüm olduğunu bir haksızlık olduğunu bilir. Bir erkek yabancısı olduğu, hiçbir bağı bulunmadığı bir kadına her ay para ödüyor. Değil 3. Dünya ülkelerinde 8. Dünya ülkelerinde bile böyle bir uygulamaya rastlamak imkânsız.
TÜİK verilerine göre evlenmeler azalmış. Tabi ki azalacak arkadaş! Millet evlenmeye korkuyor. Bir kadına selam verse borçlu çıkma ihtimali onu ürkütüyor…
Yaşı epey ilerlemiş bekâr avukat bir arkadaşım vardı. Neden evlenmediğini sormuştum. Düz cevap verdi: “Vallahi evlenmeye korkuyorum” demişti. Avukattı. Korkmakta haksız sayılmazdı. İşin içindeydi.
Evlilik mayın sahasına dönüştürüldü. Eskiden kaçakçılar sınırı geçmeye çalışırken mayınlara basarlardı. Ömür boyu sakat kalırlardı. Evlilik sahasına girenler de bir boşanmayla nafaka mayınına basıyorlar. Ömür boyu ekonomik sakat kalıyorlar. Ömür boyu hiçbir şeyi olmayan bir kadına borçlu duruma düşüyorlar.
Bununla paralel olarak hükümetin evlilik paketi hazırlığında olduğu söyleniyor. Hükümet paket hazırlamak yerine şu nafaka çöpünü kaldırsa daha iyi eder.
81 yaşında eşinin nafakasını ödeyemeyen yaşlının gözyaşları içinde cezaevine girdiği haberinden haberdarsınızdır…
Koca işsiz de olsa boşanmış eşi çalışıyor da olsa adam ona nafaka ödüyor…
Engelli vatandaş, sağlam eşini bıraksa engelli ona maaş ödeyecek. Bu ne biçim medeni kanun!
AK Parti yanlışlarıyla kıyametin fitilini ateşliyor. Allah nafaka için üç-dört aylık bir süre duruma göre kadın hamile ise doğumuna kadar bir süre belirlemiş, siz ömür boyu bir süre koyuyorsunuz. Şimdi birilerinin çıkıp “Siz Allah’a şirk koşuyorsunuz. Sizin yaptığınızı değil Çorumlular gavurlar bile yapmaz” deseler haksız mı olacaklar?
AK Parti Ağustos ve Eylül’de sahaya inip halka iki soru soracakmış.
1-Neden bize oy vermediniz?
2-Neler yapılmalı?
Bu iki soruya cevabım şu: 1- Milleti çileden çıkardınız. 2-Sanki yapılması gerekeni söylesem yapacaksınız! Hıh!