Evet, terörün bizatihi kendisi yanlış bir yoldur. Ama galiba bu kez yanlış üstüne yanlış yapıldı. Çünkü oyunun yazarı emperyalist güçler, terör ve katliamları halkı Müslüman ve geri bırakılmış ülkelerin toprakları üzerinde olacak şekilde programlamışlardı.
Eğer bilinçli ve netice alıcı kasıtlı bir eylem değilse; bu eylemler senaristi ve finansörü olan şeytani güçlerin topraklarında yapılmamalıydı. Sömürdükleri ülkelerden çaldıklarıyla kurdukları lüks hayat, disko ve çılgınca eğlenceleriyle ünlü çağdaş şehirler örnek gösterilecek emin yerler olmalıydı…
Elbette hiçbir insanın ayağına diken batmasını istemeyiz ve insanların gördükleri zararlar bizi üzer. Hiçbir kutsal tanımadan bütün değerleri çiğneyen, kadın- çocuk- sivil- masum insanları hedef alan saldırıları kabullenmek mümkün değil. Bizim inancımıza göre bütün insanların canı, malı, dini, nesli, aklı, namus ve şerefi korunması ve saygı gösterilmesi gereken kutsal değerlerdir. Ama batılı batılların ve içimizdeki garpzadelerin şiddeti tırmandıran ve insanlara bakışındaki çifte standart tavırları gözden kaçmamakta ve bizleri üzmektedir.
Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, emperyalist güçler 18. yüzyıldan 1915’e kadar dünya topraklarının % 85’ini sömürgeleştirmişlerdi. Ve bu gün de bu ülkeleri sömürmekten vazgeçtikleri gafletine kapılmayın. Bu gün de Fransa, Afrika’da onlarca ülkeyi sömürmekte ve yoksulluğa mahkûm ettiği bu ülkelerden yılda 300 milyar çalmaktadır. Kendisinden binlerce km. uzakta sömürdüğü ülkelerin çoğunda hala resmi dil Fransızcadır. Bu ülkelerde, kendisine boyun eğmeyen birileri başa geçtiğinde askeri darbeler yaptırmaktadır. Suriye, Mısır, Libya, Cezayir… Bütün fitnelerde parmağı ve dahli bulunmaktadır. Bunlar kurdukları ve finanse ettikleri terör örgütlerini, amaçlarına ulaşmada bir şantaj aracı olarak kullanmakta, ülkeleri ve idarecileri bu terör örgütleriyle korkutmaktadırlar.
Ve kontrolden çıkan Terör, kendisine kaynaklık eden ve kendisini besleyen bu ülkelerde göründüğü zaman egemen güçler ve paralellerinde düşünen garpzadeler yekvücut olarak yürüyüşler düzenlemekte, yüksek sesle terörü lanetlemektedirler.
Siyonist İsrail devletinin işgal ve katliamlarına destek veren; Yaptırdıkları darbeyle işbaşına getirdikleri p-Sisi’nin katliamlarına destek olan; Irak, Suriye, Pakistan ve Afganistan’da her gün yüzlerce Müslüman’ı katledenlerin teröre karşı olmaları size inandırıcı geliyor mu?
Sahi, herkesin kendisine göre tanımladığı ‘terör’ nedir?
DAİŞ’ın yaptıkları terördür de; ABD, Rusya ve koalisyon güçlerinin DAİŞ bahanesiyle binlerce sivili katletmesi terör değil midir?
Siyonist İsrail’in kadın, çocuk, sivil ve masum insanları katletmesi terör değil mi?
ABD, İngiltere, Fransa ve müttefiklerinin işgal ettikleri Irak, Pakistan ve Afganistan’da yüz binlerce sivil insanı katletmesi ‘terör’ değil mi?
Askeri darbeler yaptırmaları ve darbecilerin, inanç ve düşüncelerinden dolayı masum insanları katletmeleri ‘terör’ değil mi?
Bu terör bahanesiyle, Fransa’nın intikam hırsıyla Suriye’de sivil halkı bombardımanlarla katletmesi ‘ terör’ değil mi?
Avrupa’nın merkezinde Örtülü Müslüman bacılarımızın ve ibadet yeri Camilerimizin saldırıya uğraması ve yakılması ‘ terör’ değil mi?
Ya bizim içimizdeki garpzadeler! Daha 1 ay önce Ankara’da yaşanan terör saldırısı için ‘Katil devlet’ diye bağıranlar, Paris’te yaşanan terör saldırısı için ‘ Fransa’nın yanındayız’ mesajları yayınlamaları bir çifte standart değil mi?
Oysa terörün, işgallerin, fitne ve çatışmaların kaynağı bizatihi emperyalist batılı ülkelerdir. Batılı emperyalistler ırkçılık ve üstünlük psikolojisinden; ülkelerimizi işgal ve sömürmekten, terör ve terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmelidirler.
Kendileri tarafından öldürülen insanlar en az bir İsrailli, bir Fransız, bir İngiliz ve bir Alman kadar değerlidirler. Ölüm ve hukukta bütün insanlara bir tek insan nazarıyla bakılmalıdır. Bir Fransız ve İngiliz’e gösterilen hassasiyet her gün katledilen Kürt, Türk, Arap, Çeçen, Acem… Diğer bütün insanlar için de gösterilmelidir.
Bir insanlık suçu olan Teröre karşı, İnsani değerlerde buluşmak dileğiyle…