Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, bölgemizde de bir alışkanlık halini aldı duvar yazıları. Gerek sırdaşların bulunamamasından olsun gerek de dertlerini daha çok insanlara ulaştırma açısından olsun yeni bir moda olmuş durumunda duvar yazıları. Daha önce kamyon yazıları olarak bilinen ve güzel sözlerden oluşan aşk, derdi dillendirme, söz ve vecizelerle dikkatler çekilmişti. Şuan da sıkıntıları daha çok insanlara ulaşabilmesi için yasaklanan kamyon yazılarının yerini, duvar yazıları almış vaziyettedir. Kimin yazdığı bilinilmeyen yazılar genel manada amacına ulaşabiliyor, dertler bir nebze de olsa kabuk tutturabiliyordu. Dertdaş ve sırdaş olma yolunda gönle iyi gelen halkın gazetesi-matbaası vasfındaki duvar yazıları son demlerde siyasi emeller için kullanılmaya başlandı.
Tek tipçi zihniyeti yani faşistliği oluşturma çabası kimseyi mutlu sona ulaştırmamış, ulaştıracağı da yoktur. Bunu herkes bildiği halde niye habire tek tipliliğe milleti zorluyorlar anlayabilmiş değilim. Bu millet koyun değil anlayın artık! Sizler zorla ona kendi fikirlerinizi kabullendirseniz dahi yolunu bulduğu ilk anda size karşı gelecektir. Bu böyledir. Bu tecrübelerimiz taa atalarımızdan bizlere miras kalmış. Hani demişlerdi ya; zulümle abad olanın sonu berbat olur. Hakikaten de berbat olacak hüsrana uğrayanlardan olacaklardır. Ama bugün ama yarın.
Silvan’da yapılıp 12 günü bulan sokağa çıkma yasağının kalkmasından sonra harabeye dönen bir şehir ve o harabenin bıraktığı acıdan daha acı olan kendini bilmez birilerinin duvarlarda yazdığı çirkin, faşist yazılar. Ne demek ya, 'Türksen övün değilsen itaat et'. Ya da türkün gücünü göreceksiniz gibi ucuza satılmış yazılar. Sizler kiminle savaşıyorsunuz? Bir örgüt ile mi, yoksa bir ırkla mı? Veya siz kimsiniz, evlerimizin duvarlarına bu yazıları yazma cesaretini kimden alıyorsunuz? Unutmayın ki sizler, bizim verdiğimiz vergilerle maaş alan sıradan memurlarsınız. Bırakın bize, ırkımıza, rengimize hakareti, yanımızdan geçerken dahi ceketlerinizi iliklemeniz gereklidir. Kısacası bizleri her türlü saldırıdan, terörden koruyabilmeniz için devlet size para veriyor. Başkalarına hakaret etmek içi değil…
Gerçi medyaya yansıdığına göre o yazıları yazanlar hakkında soruşturma başlatıldı ama önemli olan kalıcı bir sonuca ulaşabilmesidir. Temennimiz de başka kimsenin böyle davranmaması ya da aklından dahi geçmemesi için iyi bir ceza verilip uygulanması lazımdır.
Bir de bölgemizde yaşayıp aynı tek tipliliği uygulamak isteyenler var. Dağlarda yapılan savaşı şehre getirmek isteyenler. Onlar da aynı şekilde duvar yazılarıyla boy gösterme, gençleri yönlendirme derdindeler. 'PKK halktır halk burada' ya da 'dağlarda arama PKK her yerde' gibi yazılarla halkın hepsi PKK’liymiş gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Oysaki halkın geneli özellikle PKK’nin şehir yapısı olan YDG-H’yi sevmediği aşikârdır. Bu savaşın şehre getirilmesine kimse hoşnut değildir. Hendeklere olumlu bakan Kimseyi göremezsiniz. Özellikle PKK bu yanlıştan bir an önce dönmelidir. Gerek devlet yetkilileri olsun gerek de PKK yetkilileri olsun buna derhal bir çare bulmaları gerekmektedir. Bu iki savaş arasında kalan halk hayatından bıkmış vaziyettedir. Esnaflar iflasın eşiğinde, yatırımcılar bölgeye yatırım yapmamaya başlamışlardır.
Hakikaten de “İnsanlar pek çok şeyi öğrenmişler. Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi dahi öğrenmişler. Fakat çok basit bir şeyi kardeş gibi yaşamayı öğrenememişler.” (Martın Luther Kıng) artık kardeş olduğumuzu hatırlayalım. Birbirimize mecburuz ve aynı bölgede yaşamak zorundayız. Yaşayacağız da.
Bizler bir insanı küçültmek istersek hani deriz ya hayvan gibi hareketleri var. Ama hakkaniyete baktığımızda bırakın aynı renk ve cinsi, birbirlerinden çok farklı türler dahi sıkıntısız bir şekilde beraber yaşayabiliyorlar. Ama biz insanlar birbirimizle konuşabildiğimiz halde, birkaç günlük dünyada olduğumuzu bildiğimiz halde usanmadan, bıkmadan birbirimizle ırkımızı, rengimizi sorun yapabiliyor didişip, savaşabiliyoruz. Artık, insanlığı hayvanlardan dahi öğreneceksek öğrenelim. Birbirimize zarar değil fayda vermeye başlayalım.
Kardeşçe yaşayacağımız günlerin yakın olması duasıyla…