Hasretlik hüsran ile dansa başladı. Gündüz geceden ayrıldı.
Ayrılık yaman yakmaya çoktan başladı.
Yürek ağladı, ama sadece gözlerden yaşlar aktı... Ömür neydi ki? Bir varmış, bir yokmuş, sanki bir hikaye idi.
Ölüm ne soğuk bir kelime! Oysa ölümsüzlük ne kadar huzur verici.
İki aynı kökten türeyen kelimeler, fakat ayrı ayrı yaşamaktalar anlamlarını. Ölüm takdirde var olan ve yaşanacak tek gerçek. Ya ayrılık?
Olmalımıydı, ayrılık yada hasretlik... Gurbette yaşamanın en acı saatlerin nedir? Sadece yaşanabilir.
Pasaporttan geçip giderken, son bir dönüp bakma ve el sallama... Gözden kaybolana kadar ardından bakma kalma... Gidende yanar kalanda... Tanımadıkları şehre gitmişlerdi. Amaç ve arzuları gençlere yardımcı olmaktı. O şehirdeki gençlerde okumalıydı… gençler, yanlışları doğru sanıp, hayatlarını mahvetmemeliydiler. Yanlışı doğrudan ayıra bilmelilerdi. Hepsi pırıl pırıl liseli son sınıf gençleri idi... Öyle bir sevgi ile karşılamışlardı ki, yardıma gelenler şaşıp kalmıştılar. Gelenlerden birine konuşma yapmak için mikrofon verildiğinde; "ben çok kalabalık topluluklara hitap ettim lakin burada dilim tutuldu. Sanırım bu kadar güzel yürekleri bir arada ilk defa görüyorum."diyebildi... Bazen yıllarca bazen de ömrün boyunca tanırsın ama ne bir sevgi ve nede yürekten bir teşekkür bulamazsın.
Yanlış nerede diye düşünürken, seni ilk defa görüp bağırlarına basan canları görünce anlarsın.
Karşılıksız verebilmek,Kah yüreğini kah maddiyatını ama riyasız ve gösterişten uzak bir sunumla. Sadece tertemiz yüreklere girebilme adına. Hayatında çıkarcılık ilkesi var olan kişileri bırakın oldukları yerde kalsınlar.
O insanlardan "ne köy olur nede kasaba." Bu deyim işte bu insanlar için söylemiş.(bence öyle) Bu duyguları yaşayıp ayrılmışlardı ilk defa geldikleri şehirden. "Gel bir sarılayım sana" derken öz kardeşine sarılırcasına en içten duygularıyla sarıldı... öğretmen kardeşlerine. Gözlerde yaşlar doldu. Ha aktı ha akacaktı. Bir ayrılık daha yaşandı.
Ama yüreklere sevgi bırakarak.
Ölümsüzlük işte budur, ölümlü dünyada. Sevebilmek ve sevilmek. Gerisi laf salatası... Yine son sözler Peygamberimizin olsun: "Ziyaretleşin hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kötü duyguları kalpten söker atar. Allah uğrunda birbirine muhabbet eden kimseler, O’nun gölgesinden başka gölge olmayan günde, O’nun Arş-ı Alası’nın gölgesindedirler. Kendilerine nurdan kürsüler kurulur.
Onların Rableri ile olan meclislerine, Peygamberler, sıddıklar ve şehidler bile imrenirler.”
Sevmekten vazgeçmeyin değerli okurlarım…