Umut var oldukça insanoğlu hep beklentiler içinde yaşayacaktır. Bazen umutlarımızı olmayacak hayallerimiz ile birleştiriyoruz. Sonuç ne olabilir ki...
Olmayacak duaya amin demek mi? Maden olmayacak neden dualar edilir…? Umutlar bağlanır, arzularımıza... Yoksa nedir bizim bu beklenti hallerimiz?
Umut; ruhların nefes almasıdır. Umut yaşama katılan, acı kahvenin şekeri... Umutsuz bir hayat, düşünülemez ki. Hele hele fakirin ekmeği... İmanın en değerli kan basıncıdır;
"Umut ya da Ümit" Kul Yaradanından umudunu kesmez. Günah işler, af edileceğini umut eder. Nefsine uyan ruh, Yaradanına olan ümidiyle Hayat nefesini kaybetmeden yaşar. Aşık olur, kavuşmayacağını hissede hissede… Yaşar yüreğinde umutsuz sevdasını. Yinede "umut'unu" kesemez. Belki bir gün, der... O bir günler hiç eksilmez ya da bitmez. Hasta şifa bekler. Borçlu eda etmek, dertli dermanın geleceğini umut eder. Hep beklenti haller taşırız, şu küçücük kalplerimizde.
Umut iman ile birleşince adı "Dua" olur. Eller kalkar semalara, yürek sessizce haykırır. "Umut'um sensin Ya Rab..."diyerek. Umut edelim, etmesine de, amma velâkin helal arayışlar içinde olsun. Umutlarımız hayallerimize ihanet etmeden var olsun. Gerçekleşmesi için, canlar yakılmasın. Karşımızdakilerin umutlarını ezerek veya yıkarak olmasın. Kabul edemediğimiz olayların ardına nokta diye koyduğumuzun adıdır; "Umut" bazen kaçışlarımıza kılıftır.
Şu yalan dünya hayatında, ölümü beklerken, umut ederek yarına, yarım dudak gülümseriz… Umutsuz vaka dese bile kullar halimize, yüreklerimizde var olan umut ışığı ile vazgeçemeyiz. Yaşanacak yarınlarımızdan... Her senenin sonunda bir umut kaplar yürekleri. Yeni yıl bizlere istediklerimizi verecek. Sanki sihirli bir değnek değip her şeyi bir anda değiştirecek. Aslında herkes bunu da bilir... olmayacağını. Yine de umut işte, koyar yüreğine.
Umutsuzluk bazen kulları sürükler. Allah'ın koyduğu kuralları görmemezlikten getirir. Mesela; Her sene yılbaşında haram olduğu bilinmesine rağmen, piyango bilet satışları alır başını gider. "Ya bana çıkarsa."Ee çıksa ne olur ki... Emeksiz helal olmayan paradan ne hayır gelir. Hayat çizelgemizin biranda değiştiğini düşünelim... Yaz mevsiminde yağan kar bizi ne hale getirir. Ya da uçmak için, gökyüzünden atlamak... Ne kadar doğru olur? Ya da; Bebekler doğunca neden ağlarlar? Bilmedikleri hava ciğerlerine değmiştir. Oysa ihtiyacı vardır. Onsuz yaşayamaz. Ama canını nasıl yakar… Ağlar, ağlar... Alışmadığı hava için. Her umudumuz hayır getirmez. Bazen umutlarımız keşkeler İle dans eder hale gelir ki...
Mümin kul ümitsizliğe kapılıp, yanlış ve günah içerisinde, bir umuda yolculuğa çıkmaz. Umutsuzluk içinde isyan bayrağını çekemez. Ümitlerinin bittiği anlarda; "vardır Rabbimin bir bildiği " deyip, yüreğini sakinleştirir. Umutlarımız hayatımıza gülümseme katmalı. Yarınlardan hele hele cennet hayali umutlarımızdan asla vazgeçmemeliyiz. Sığındığımız liman her daim yüreklerimizdeki "Allah aşkı, iman sevgisi" olmalı…
Dünya hayatı biz kullar için bir savaştır. Savaşta en büyük destek umut ile yüreklere huzur vermektir. Yüce Rabbimiz kitabımız Kuran-ı Kerim de bakın bizlere ne buyurmuş; “Savaş (insanî duygularınızın gelişmesinden ve ilâhî rahmeti yansıtan bir ümmet olmanızdan dolayı), hoşlanmadığınız halde, size farz kılındı. Umulur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir; sevip hoşlandığınız bir şey de sizin için şer olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” -El Bakara:216-
Yüreklerinizde hep umut ışıklarınız yanması ve Umutlarınız gerçekleşmesi dileğimle...
Sevgili okurlarım.