Lütfen bekleyin..


Tülay Demircan Koyuncu

Yaradan'a iş buyurmak "Beddua"

18 Ocak 2016, 09:38 - Okunma: 3063

Ayrılıklar... ah ayrılıklar. Bazen mecburen yaşanan ayrılıklar. Bazen yaşatılan ayrılıklar. Ayrılık acıtır yürekleri. Nasıl nerde olursa olsun. Ayrılıp gitmek yada gidenin ardından beklemek. Ayrılık yazgısını yaşamak düştümü kadere...  

Yapacak bir şey kalmaz. Düşer gözlerden yaşlar. Yürek haykırır! "Ayrılamam, bana yaşatmayın hüznü kederi." Hele hele mecbur kalınmış ise… Ya da çıkartılmış ise sevdiği yaşadığı diyardan.  

Sevgili Peygamberimiz nasıl çıkartılmıştı, Mekke'sinden. Dönüp bakmıştı mübarek gözleri yaşlı yaşlı;"ey Mekkem senden ayrılır mıydım ben, çıkarılmasaydım. Bağrında yatan sevdalarımı bırakıp gidermiydim." Mekke'den ayrılmak yakmıştı yüreğini. Medine’yi çokta sevse,"Mekkem" dermiş. İçini çeke çeke...  

Bizim kahramanımızda doğduğu semt ten ayrılmak zorunda kalmıştı. Evlenip uzak diyarlara yerleşmişti. Tek tesellisi vardı. Gelip görmek. Kolay değildi ki! Delikanlılık çağının geçtiği neler yaşadığı semtten kopabilmek. Çok acılar da yaşamış olsa, yine de aşıktı semtine. Uzak diyarlardan geldiğinde içine çekerdi kokusunu. Özlemek, hele aşk ile ise bambaşkadır. Aradan yıllar geçmiş hala alışamamıştı gurbet diyarlara. Tek mutluluğu arada gelip yaşamaktı "semtimde".

Hiç aklına gelmezdi. Bir gün ülkesine dönünce başka semtte ikamet edeceği. Ailesiyle yaşadığı kavgalara yüreği yorulmuştu. Kendini ya anlatamamıştı? Ya da işlerine geldiği gibi kabul edilişine artık dayanamamıştı. En değer verdiği babasının sözlerine günlerce ağlamıştı. Artık onunda evlatları vardı. O da bir baba idi. Kendinden çok onlarında mutluluğunu düşünmeliydi. Evlatları;"baba artık biz de yorulduk. Her tatile gelişimizde dedem burnumuzdan alıyor. Seni ağlatıp bizleri kovuyor. Biz evlatlarını düşün başka semtten ev alalım. Ülkemizden vazgeçemeyiz. Lakin huzurla gelelim."demişlerdi. Boynunu eğmiş "haklısınız. O benim babam. Sizlerde canlarımsınız. "Doğduğu büyüdüğü hatta ilk aşkı yaşadığı yerden ayrılmak ! Öyle acıydı ki... Nasıl ifade edebilirdi...  

Aylar sonra otobüs semtinin uzağından geçerken... Gözleri doldu doldu... Dişlerini sıktı… Ağlamamak için. O an aklına peygamberimizin Mekke'ye dönüp bakışı gelmişti. "Nasıl da yanmış yüreğin Ya Resulallah." En çok üzüldüğü mevzu ise, dünya malı ve sevdası uğruna harcanmış olmasıydı.. Evlat ayrımı yapılmıştı. En ağır kelimeler kullanılmıştı. İçlerinde bir kelime vardır ki... Yüreği o kelimeleri sanki tesbih tanelerine dizmiş, her an çekiyordu. Unutamıyordu...  

Babası;"Bu semte tabutun gelsin. Sokaklarında dolaşsın ."demişti. Bir baba evladına beddua etmişti. Tek bir suçu olmadan. Farzedelim suçlu olsun. Nasıl o dudaklardan dökülebilmişti. Yüreği nasıl dayanabilmişti. Aklın almadığı bir noktasıydı. Bir baba veya annenin evladına bedduası...Babası namazında dini bütün bir Müslümandı. Defalarca umrelere gitmişti. "Allah ve Peygamber aşkıyla yanar yüreğim" dermiş. Müslüman beddua eder mi?? Beddua nedir ki? Allah görmüyor mu da sen Rabbine iş buyuruyorsun? Yaradana iş buyurmak nasıl bir acizliktir.  

Evet, beddua "Allah'a sevk etme" değildir. Rabbulalemine "sen böyle böyle yap. O bana kötülük yaptı. Mahşere bırakmam."demektir.  

Nasıl bir kulluktur? Sonra beddua yer ile gök arasında kalmaz. Gelir sahibini bulur. Beddua; çirkin hoş olmayan duadır. Dinimiz, Müslümanların kendileri ve diğer Müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (S.A.V..): “Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur.” buyurmuşlardır. (Müslim, Ebu Davud) Kul herhangi bir şeye lanet ettiğinde o lanet gökyüzüne çıkar. Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola bakınır, girecek yer bulamaz da lanet edilen kişiye döner. Eğer gerçekten lanete layık ise onda kalır, değilse lanet edene döner.” (Ebu Davud, Tırmizi) Beddua iki tarafı keskin bir bıçaktır. Ya edene, ya da edilene mutlaka tutar. Kötü insanlara dualar edelim.

Hele çok yakınlarımız yakmış ise canlarımızı, onların ıslahı ve düzelmeleri için Rabbimiz den niyaz edelim. Kötü söz sahibine aittir. Duaların açamayacağı kapı olmaz. Dillerimizi dualara açalım.

Tüm dualarınız hayırla kabul olsun Değerli okurlarım...

Etiketler : beddua, ayrılıklar,
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1888 gün önce
2456 gün önce
2486 gün önce
2505 gün önce
2512 gün önce
2557 gün önce
2609 gün önce
2642 gün önce
2708 gün önce
2736 gün önce
2855 gün önce
2860 gün önce
2984 gün önce
3042 gün önce
3050 gün önce
3195 gün önce
3326 gün önce
3336 gün önce
3351 gün önce
3513 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=