Şubata On dört kala, Zaman geçsin mi? Bilmem.
Huseynler kıyamdadır, seslenirler mi? Bilmem.
Eyyub El Ensari’yle, vedalaştı mı? Bilmem.
Yuşa'nın gözü yaşlı, oda vuruldu mu? Bilmem...
Ne oluyor buralarda, buralar doldu hazan,
Hazanla gelir kıyam, kıyamla cesaret yazan,
Ölmek yenilmek değil, kalp gözüyle uyan,
Uyan ve uyar, kalk ayağa, diren kazan.
Şubat denilince; memleketin genç gelinler gibi beyaza büründüğü, o beyaz gelinliğin üzerine sade ve berrak olan kıpkırmızı kanların nehir misali aktığını, kızlarını uğurlayan annelerin acı acı yürek dağladığını, taze gelin olmuş kızların, eşlerini Hanzala gibi uğurlamalarını, bu olanları doktorların acil hastalarını gözetim altında tuttukları gibi müşahede ediyorum...
Müşahede sonucunda şöyle izlenimler oluştu benliğimde. Ne yapılırsa yapılsın Zalimin zalimliğinden ödün vermeyeceğini, her sesini çıkarmayan mazluma bir sille daha indireceğinin kanaati içerisine girdim. Zalimi zalimliğinden döndürsek ne ala, ama zalimi zalimliğinden döndüremeyeceğiz. Buna göre, mazlum olmamız hasebi ile mazluma daha çok sözümüz geçmektedir.
Bak mazlum kardeşim! ŞEHİD Malcolm X'i biliyorsun. Amerika'daki Müslümanların kendi gerçeklerini tanımalarında ve ümmetle bütünleşmelerinde önemli bir rol alınca 25 Şubat 1965'te bir konferans esnasında çocuklarının gözü önünde mazlumca şehit edildi. Düşün mazlum kardeşim! HASAN EL-BENNA'yı hatırlıyorsundur değil mi, Müslüman kardeşlerin kurucusu. İslamı anlatmaktan başka suçu yoktu. Ellerine geçtiği ilk fırsatta yani Şubat 1949'da Kahire'de bir suikast sonucu şehid edildi.
Mazlum kardeşim! Sana batı taklitçiliğini tenkit eden İSKİLİPLİ ATIF HOCA'yı mı anlatsam yoksa, ŞEYH ES'AD ERBİLİ'mi? Hani Menemen olaylarından dolayı, bu olaylarla hiçbir ilgisi olmadığı halde yargılanmış ve idama mahkûm edilmişti. Bununla tatmin olmayan zihniyet onu ortadan kaldırmak için 4 Şubat 1931'de kendisini hastanede zehirleyerek infazı daha insanlık dışı bir metotla gerçekleştirmişti. Dinliyor musun Mazlum kardeşim! Şubat şehitlerinden söz ederken unutamayacağımız ŞEHİD METİN YÜKSEL,40 bine yakın insanın öldürüldüğü tahmin edilen büyük HAMA katliamı, ve asla unutamayacağımız, camide-secdede 87 sivilin katledildiği EL-HALİL katliamı. Yaz mazlum kardeşim bunları! Canla, malla, evladlarıyla Allah'ın davasına sıkı sıkıya sarılmış, her türlü sindirmeyi iliklerine kadar yaşamış, milleti islamla tanıştırmak- yaşatmak için uğraş gösteren; ŞEHİD ŞEYH ZEKİ ATAK ile bizi vurdular. Yine de yılmadık yılmayacağız. Yüreğin kaldırıyor mu mazlum! ŞEHİD RAĞIB HARB, ABBAS MUSAVİ, İMAD MUĞNİYE, GİYASETTİN BARLAK...Ve daha nice yüce şahsiyetler.Benim yüreğim dayanmıyor be mazlum bu kadar şehitlere....
Şubat soğuğu Şubat soğuğu diyorlardı da anlamıyordum. Ama şuan anlıyorum ki şubat soğuğu dedikleri şubat ayında havanın soğuk olması değil, bu kadar yüce şahsiyetlerin bu ayda Rab'lerine intikal etmeleridir. Nebi-i zişandan sonra Resullerin gelmeyeceği ahir Zaman dünyasında; ya bu yiğit şehitlerimiz gibi ilah-ı hak yolunda direne direne Rab-ı Rahman'a emanetini vereceğiz. Yada Ömer bin Hattab, Halid bin Velid, Ali bin Ebu Talip gibi fetihler yaşayacağız. Bize üçüncü seçenek yok. Bu bilençle yaşamak-yaşatmak- ölmek dileğiyle...