En Güçlü Silah "besmele"...

 Anlamını bilmesekte, yüreklerimiz daima seni anar. Her hareketimizde ilk seni dilimiz zikreder.

Yanımızdaki en büyük güçsün sen. Öyle hissederiz ki,ta ruhumuzun derinliklerine çekeriz seni. Damarlarımızda akan kan ile yarışır bedenimize can katarsın.

Kimsenin yardımı ile değil senin adının verdiği sevda ile yol alırız, yaşam serüvenimiz olan dünya hayatında.

Ne kadar büyük bir rahmetsin biz ölümü bekleyen aciz kullara. Rabbin sonsuz merhametinin tecellisin... Sen anılmaktasın "Rabbim" cansız dillerde... İlk okuyuşsun sen... İlk dokunuşsun... İlk bakışsın ... İlk sahiplenmesin ... Her şeyin ilki sensin Adına kısaca besmele denilmiş.. " Bismillâhirrahmanırrâhîm"sin sen...  Yaradan dünyayı yarattığında, kalemine "yaz emri verir" tüm canlı varlıkların kıyamet saatine kadar hayatlarını yazar.

Ve en son benim rahmetim olan merhametimi yaz "kalem" diye buyurur. Sonsuz 100 rahmetimi yaz...emrin hükmünü verir.(celle celal) Allah'u Teâlâ ;"1 merhametimi ismi şerifim olan Rahman için yaz "buyurur. Rabbul-âlemin bir merhameti ile yarattığı tüm canlı varlıklara sonsuz merhamet eder.Sınırsız rızık verir. Buyurmaz, insanlardan iman eden yada etmeyen. Hayvanlarda vahşisi, mazlumu,cılızı, güçlüsü güçsüzü... Bitkilerden;çiçek açanı, meyve vereni, dikenlisi, dikensiizi... Can verir... Güç verir.. Akıl verir... Geçim için rızık bereket verir... Bir merhametiyle..

Gökten yağmuru yollar kuruyan otlarına... Allah adına isyan edene inanmayana ömür bahşeder.Rızık verir...hesap gününe kadar mühlet verir.. Bir merhametiyle neler sunar yarattığı can verdiği varlıklara.... Ya "99 merhametimi yaz ey kalem" diye emrettiği Rahim ismini ile neler bahşetmez ki... İşte sonsuz mutluluğun anahtarı ... Çözmeye çalışılan bir şifre var ise "işte şifre" Rahim isminde saklanan 99 merhameti ile yalnız iman eden kullarına mahşer de yani ahiret aleminde sınırsız gerçek rızkı yani cennet'ül alayı verecektir...  Ne kadar büyük bir rahmet ... Nasıl bir huzur ... Mümin olmanın inanmanın sonsuz hazzı...

Bir merhametiyle tüm yarattığı canlı varlığa renklerine biçimlerine şekillerine cinsiyetlerine bakmadan rızık ve hayat veren Yüce Rabbimiz.Ya doksan dokuz merhametiyle inanan kullara gerçek rızkı bahşetmesini düşünmek.İliklere kadar huzur ve sevinç sarıyor bedenleri...  

Rabbin sonsuz rahmeti ve merhametini okuyunca akıllara takılan bir soru beyinlerde dönmeye başlamaz mı?...  Bazı kendini bilmez aciz ,kiralık bir nefes ile yaşayan (doğdumuzda aldığımız ilk nefesi, ölüm şerbetini tadarken iade etmek) kullara şaşmamak mümkün değil.   İnsanları imanları , inançları , renkleri ve cinsiyetleri ile yargılayanlar... Sizler kimsiniz?... Yargılamak, aşağılamak hatta insan olarak can verdiği kullarına eziyet etmek sizlerin haddimi... Allah-u Teâlâ hak hesap sormayacak mı?...

İnsanlar ilahlık yolunda hızla koşmakta...ne büyük vahşet... İnancıyla yaşayan insanları, inançları ile yaşamayan yahutta kendi koyduğu yani Dinin temel esaslarını baz almadan yaşayanlar da yargılamakta. Bunun tam tersini de maalesef yaşanmakta... Her namaz kılan, hacca giden ...vb Kusursuz Müslüman olacak diye bir kayıt yok.Her kul nefis taşımakta.Yani istek ve arzularına zaman zaman boyun eğmekte. Günaha dalmakta. Böyle bir davranışta bulunan bir kulu görünce, Tüm Müslümanlara laf söylenmekte. Yada inancıyla yaşamayan kullara, kendilerinde nasıl bir yetki görüyorlar İse, ağızlara alınmayacak hakaretler edilmekte... İki tarafı da anlamak mümkün değil.  Rahman ve Rahim olan yalnız "ALLAH-u Teala" dır.

Bahşedilen hayatın tüm hesabının verilecek tek makam sahibi Yaradan'dır.  Biz Allah'ın adı ile başlayalım her işimize. Rabbimizin bize sunduğu misafir olarak kaldığımız dünya hayatında Yaradana layık olmak için mücadele edelim. Merhametlilerin en merhametlisinden  Daha adil yada hakkı hukuku bilen değiliz. Bizler kuluz. Rengimiz , dilimiz ne olursa olsun, "Yaratılanı Yaratandan ötürü sevelim" Müslüman ibadethanesine, evine, işyerine, okuluna, kışlasına girerken, dükkanını açarken, sözüne, konuşmasına, dersine başlarken, bağında bahçesinde, ve iş yerinde çalışırken besmeleyi terennüm etmeli ve onu bir hayat tarzı haline getirmelidir.  Dillerimiz "bismillah" desin. Yüreğimiz "hay Allah "diye zikreylesin. Bedenimiz Yaradana yalnız boyun eğsin.

Yerin göğün yaratılan her şeyin Tesbih ettiği teksin  sen "besmele"sin...  "Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır.” (İsrâ Suresi, 17/44)  Hayatımızda her kapıyı açmaya yarayan Tek anahtarı ile dillerimiz... Sonra yüreklerimizi ilahi aşk'a açalım.

Değerli okurlarım. "Bismillâhirrahmanırrâhîm"