Yüzyıllardır ifsad ve dinden uzaklaştırma projeleri çağdaşlık, batıcılık, milliyetçilik adıyla yozlaştırma adımları gençlerimize güzel gösterilerek, gençlerimiz İslam’dan ve İslam Medeniyeti’nden uzaklaştırıldı. Batılılar, İslam toplumunu kendine benzetmek için bu yozlaştırma faaliyetlerine değişik isimler adı altında devam etmeye, ümmetin evlatları da maalesef bu tuzağa düşmeye devam etmektedir.
Son zamanlarda bu yozlaştırma adımları bilinçli bir şekilde artırılarak toplumumuzun ahlaki çöküntüsünün hızlandırıldığı görülmektedir. Sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, yılbaşı gibi adlarla bir taraftan yozlaşma kültürünü aramızda yayarken, bir taraftan da bizleri 'tüketim toplumu' haline getirerek emperyalizm ve kapitalizmin çarkları arasında eziyorlar.
İnsanlarımızı ve özellikle gençlerimizi İslam’dan uzaklaştırma ve kendilerine kul-köle yapmak için kullandıkları en önemli araç olarak karşımıza kültür emperyalizmi çıkıyor. Müslüman toplumları tank ve tüfekle işgal edemeyenler, maalesef kültür emperyalizmi ile kendilerine gönüllü köle yapıyorlar. Bu yetmezmiş gibi bu kültürün etkisinde kalan devlet, örgüt ve partiler bunu hararetle savunarak laiklik, sosyalizm gibi adlarla güya gerçek 'kurtuluş reçetesi'nin mücadelesini veriyorlar.
İslam toplumu açısından çok hazin bir tablo ile karşı karşıyayız. Yüzyıllardır bizlere boyun eğdirmeye çalışan Haçlı-batılı emperyalistler popüler kültür adıyla teknolojinin imkanlarını da kullanarak evlerimize kadar girerek her türlü zehirli fikir ve planlarını üzerimizde uyguluyorlar.
Batılı emperyalistlerin toplumlarımıza 'Sevgililer Günü' olarak koydukları günün esas ismi ‘Aziz Valentin Günü’dür ve geçmişi pagan batı kültürüne dayanır. Bu tip konular bazı insanlara basit ayrıntılar olarak gelebilir. Lakin şunu unutmayalım ki, emperyalizmin en tehlikelisi kültürel emperyalizmdir. Dünyanın en güçlü ordusuna sahip olsanız bile kültürünüzü kaybettiğiniz an içten darbe alarak, kendi benliğinizi kaybetmiş ve asimile olmaktan kurtulamazsınız.
Tarihte yıkılan devletlerin en büyük yıkılma sebeplerinden biri kültürel asimilasyon ve yozlaşma sürecidir. Kültür, toplumların devamı açısından son derece önemli bir olgudur.
Toplumu diğer toplumlardan ayıran elbette inanç ve kültürüdür. Kültür ve medeniyet, toplumların rengi, toplum ve bireyin kimliğidir. Kültürünü kaybeden toplumun bir başka sıkıntısı da, öz benliğine dönme çabalarına karşın başarısız olmasıdır. Bunun sebebi de toplumun kendisine yabancı olan değerlerle bunu yapmaya çalışmasıdır. Çünkü kültür sömürüsü, topluma yabancı olgu ve kavramları, her ne kadar o topluma uymasa da zorla kabul ettirerek toplumu yerle bir etmektedir.
Bizler Müslüman fertler ve toplumlar olarak Kültür emperyalizminin aracı olan sözde sevgililer günü gibi uydurma ve saptırma amaçlı faaliyetlere karşın gençlerimizi ve toplumuzu aydınlatmalıyız. Bunu yapmak yerine maalesef bir çok kişinin farkında veya farkında olmadan bu günaha çanak tuttuklarını görüyoruz. Bu adla güya masum bir şey yapılıyormuş intibası veriliyor. Oysa bu ve benzeri araçlarla toplumda zina ve iffetsizliğin önü açılarak, günahlar alenileştirilemeye ve meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bazı Müslüman esnaflarda ticari kaygılarla farkında olmadan bu ifsad planlarına alet oluyor. Yılbaşı vb. günlerde vitrinlerin bu yozlaşma ve tüketim kültürüne esir olmalarına bakmamız yeterlidir.
Bizler kendi inancımıza sarılmamız ve nesillerimizi İslam'la yetiştirmemiz gerekirken, kültürel emperyalizmin etkisinde kalmamız kabul edilemez bir utanç tablosudur. Unutmayalım ki, sevdiğimiz her şey ve herkesi yaratıp bizlerle buluşturan ve sevilmeye layık tek varlık 'Vedud' olan ALLAH (CC) ve O'nun sevdikleridir.
Son olarak bizleri bu oyunlara karşı uyaran ayet ve hadislere kulak verelim:
“Zalimlere azıcık dahi meyletmeyin; yoksa ateşi size dokunur...” -Hûd Suresi: 113-
“Kim bir kavme benzerse o, onlardandır” -Buhari, Müslim-
Unutmayalım ki, "Haramda huzur arayana, huzur haram olur!"
Selam ve dua ile...