İhsan PINAR
Cuma Sohbeti: BİRAZ SAMİMİYET
05 Haziran 2015, 10:54 - Okunma: 3111
Diyanet İşleri Başkanına alınan makam aracı üzerinde epey tartışmalar yapıldı. Evet, tartışma araç üzerinde yapılıyor, ama asıl amaç çok daha farklı… Keşke muhalefet edenler ve karşı çıkanlar sözlerinde biraz samimi olsalardı. Keşke ayırım yapmaksızın kamu malının israfına karşı tepki gösterselerdi de, biz de onlara inansak ve onları iktidara taşısaydık. Keşke sözlerinde biraz samimi olsalardı. Keşke çalışana ve emekliye % 3 zam yapılırken, kendi emekli maaşlarına % 70 ( tepkiler üzerine % 45’e düşürüldü) zam yapılırken, bunun hırsızlık olduğunu söyleyip karşı çıksalardı. Bu yıl için 1500 lira alan işçi emeklisine toplamda % 6 civarında zam öngörülürken, 7500 lira olan kendi emekli maaşlarına % 9 zam yapılmasının haksızlık olduğunu söyleyip karşı çıksalardı. Gariban işçi ve emekliden katkı payı alınırken, kendilerine bütün tedavi kapıları açık ve bütün masrafları hazineden ödenmektedir. Çalışan ve emekliye Implant hakkı tanınmazken, daha çok yesinler diye vekillere 8 Implant hakkı verilmiş. Ölen emekli sahipsiz bırakılırken, çalışırken ölene birkaç kuruş ölüm yardımı yapılmakta, ama ölen vekile 12 maaş, emekli vekile ise 6 maaş tutarında para ödenmektedir. Keşke makam aracı üzerinden hükümet, C. Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanını vurmaya çalışan partiler ve vekiller bu haksızlıklara da karşı çıksalardı da samimiyetlerine inansaydık. Çalışan vatandaş 25 yıllık hizmet ve prim gün sayısından önce emekli olamazken, vekiller ülkesi Türkiye’de 2 yıl vekillik yapanlar emekliliğe hak kazanmaktadırlar. Keşke siyasi parti ve vekiller bu haksızlık ve eşitsizliğe da karşı çıksalardı. Milli gelirin 45 bin doların üzerinde olduğu İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde, vekil maaşının milli gelire oranı % 10–13 iken; Türkiye milletvekillerinin! Maaşının milli gelire oranı % 56’dır. Keşke parti ve vekiller hazineden kendilerine ödenen bu haksız kazanca da karşı çıksalardı. Dünyanın zengini, 310 milyon nüfuslu Amerikanın temsilciler meclisinde 435 ve 100 Senatörü varken; 73 milyonluk Türkiye’de 550 vekil devlet hazinesinden beslenmektedir. Keşke, Diyanet İşleri Başkanının aracına karşı yüksek sesle bağıran parti ve vekiller, kendilerinin de bu halkın sırtında büyük bir yük ve müsrif olduklarını anlayabilselerdi. Seçim dönemindeyiz. Halkın iş ve aş bulmakta sıkıntı çektiği Türkiye’de, halkın malı olması gereken hazineden yüz milyonlarca lira seçim yardımı diye siyasi partilere peşkeş çekilecektir. Keşke iman ve vicdan sahibi bir parti veya vekil bu haksızlığa ve israfa karşı sesini yükseltseydi. 1 milyonluk denilen araç aslında 330 bin liralıkmış. Peki, ucuz mu? Hayır değil. Benim istediğim dürüstlük ve isimlere takılmadan, ilkeli davranmak. Bana kalırsa, vekil maaşından ve sayısından başlayarak, bütün makam araçlarını gözden geçirerek… Tüm haksızlık ve israf kapılarını kapatacağım. Aracın 330 bin lira olduğunu bildiğiniz halde, niye 1 milyon diye iftira ediyorsunuz. İftira etmek daha büyük bir suç değil mi? Çamur at, tutmazsa da izi kalır zihniyetinizle, bu 1 milyonluk aracın toplanan yardım paraları ve diyanet vakfının kasasından alındığını her tarafa yaydınız ve dış basına servis yaptınız. Peki, yalanınız ortaya çıkınca, özür dilediniz mi? DİB Hocamız, binmediği makam aracını iade edince bir mahcubiyet hissedip özür dilediniz mi? Hanginizin altında bu aracın çok daha pahallısı yok ki. Çocuklarınızın, Belediye başkanlarınızın kullandığı araçlar çok mu daha ucuz. Yoksa asıl niyetiniz, görevini layıkıyla yapmaya çalışan hocayı gözden düşürmek mi? Şimdiye kadar İslam’a rağmen devlet ve hükümetlere emir erliği yapanlara niye itiraz etmediniz? İlk defa Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ve Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocamız döneminde diyanet kendi aslı görevine yönelmiş ve hizmet etmektedir. İlk defa- çok gecikmeli de olsa Kürtçe Hutbeler veriliyor ve Kürtçe Kur’an Meali basılarak, ücretsiz dağıtıldı. Sanırım bir kesimin rahatsızlığı bundan, bir kısım ise zaten İslami olan her şeye karşı çıkmaktadır. Onlar, köklerinden kopuk ve kendilerine teslim olan çürük Müslümanları severler. Ey kalemlerini bir silah olarak kullananlar! Ey siyasi parti ve sözde halkın vekilleri! Lütfen biraz dürüst olun. Düzeltmek isteyen ve yanlışlara karşı çıkanlar, önce kendilerinden başlamalıdırlar. İsim ve tarafgirliğe takılmadan; Hak, Adalet ve kardeşlikte buluşmak dileğiyle Hayırlı Cumalar…