28 Şubat, on yıllarca süren İslami faaliyetlerin, İslami çalışmaların sonucunda bir yerlere gelmiş, toplumda bir konum elde etmiş dindarların tüm kazanımlarını kaba kuvvetle, baskıyla ve tehditle ellerinden alınma sürecidir. Bu süreç zarfında dindarlar adeta linç edilmek istenmiş, İslami yaşam tarzına savaş ilan edilmiş, Türkiye halkları 1940'lı milli şeflerin karanlık dönemlerine götürülmek istenmiştir. Süreçle birlikte dinden ve maneviyattan uzak, başıboş, içki ve uyuşturucu bataklığında boğulan, ahlaksız ve saygısız nesillerin çığ gibi artmasının yolu açıldı. Amerika, İsrail ve Avrupa destekli ordu ve bürokrasi eliyle yürütülen bu süreç, Türkiye halkının dindarlaşmasının önüne geçmek, Türkiye'nin İslam'la kucaklaşmasını engellemek içindi.
Bu dava kasıtlı bir şekilde sulandırıldı ve derinlemesine bir soruşturma yapılmadı. Darbe davası sadece askerlerle sınırlı tutularak, iş dünyası, üniversite ve medya ayağına hiç dokunulmadı. Bu süreçten sadece asker değil, aynı zamanda darbeye manşetleri ve köşe yazarlarıyla destek veren medyanın, sermayesi ile destek veren 5’li çete ve TÜSİAD’ın, süreçte verdiği yüzlerce hukuksuz kararıyla yargı da sorumludur. Askeri sorumlular, medya, yargı ve sermaye ayağı ve batırılan bankaların hesabı sorulmadan darbeyle hesaplaşılamayacaktır.
Bir taraftan 28 Şubat darbesi sözde yargılanırken, diğer taraftan bu darbe sürecinde brifinglerle yargılattığı insanların halen tutuklu olmaları ciddi bir çelişki ve kandırmacanın boyutunu göstermesi açısından ciddiyetsiz ve trajikomik bir durumdur.
Okul ve kamu kurumlarından dini değerlerin tasfiyesinin hedeflendiğini 28 Şubat, İmam Hatip Liseleri, İlahiyat Fakülteleri, Kur'an Kursları, cami, dernek ve vakıflar üzerinde bir karabasan gibi çökme hareketi oldu. 28 Şubat Post Modern Darbesi; bir kısım generallerin ve onların güdümündeki beşli çeteyi oluşturan sendika ağaları, medya kartelleri, sermaye patronları ve despot bürokratların illegal olarak ülkemizin geleceğine ipotek koyma hareketidir. Bu ihanetin adı olan darbenin, ülkemiz tarihine kara bir leke olarak geçen darbelerden biri olarak anılacaktır. Mahşeri vicdanda mahkum edilen 28 Şubat’ın mağdur ettiği insanlarımıza gasp edilen hakları derhal iade edilmelidir.
28 Şubat darbesini planlayanlar, bu sürecin en az bin yıl süreceğini iddia etmişlerdi. 28 Şubat darbesi belki bin yıl sürmedi ama etkileri halen devam etmektedir. Çünkü o dönemde çıkarılan bazı yönetmelikler, yasalar ve anlayış kalıpları maalesef yürürlükte kalmaya devam etmektedir. Özellikle haksız yargılama ve cezaların tekrar gözden geçirilmesi ve adaletin bu konuda tesis edilmesi gerekiyor. Kanaatimizce zihniyet açısından 28 Şubat devam etmektedir. Çünkü 28 Şubat sahip olduğu zihniyeti mevcut sistemden alıyordu. Mevcut sistemin de en büyük dayanağı, vatandaşı değil devleti merkez alan mevcut anayasadır.
Haklarını yemeyelim; Hükümet, 28 Şubat döneminde meslekten ihraç edilen ve görevden atılanların sigorta primlerinin karşılanması, göreve iade edilmeleri gibi, 10 bin kişiyi ilgilendiren bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Ancak bu düzenleme mağduriyetleri gidermeyecek ve yaşanan zulümleri ortadan kaldırmayacaktır.
Devlet aklı ve kamuoyu, mahşeri vicdanda mahkum edilen 28 Şubat darbesiyle mutlaka yüzleşmelidir. 28 Şubat’ın mağdur ettiği insanlarımıza derhal hakları iade edilmeli ve cezaevinde olanlar için bu haksız esarete derhal son verilmelidir.
Toplum mühendisliğine soyununlar ve halkı İslam'dan uzaklaştırmak isteyen zorba zalimler! bir kez daha mağlup oldunuz. Bin yıl dediğiniz darbe de tarihteki tüm zalim despotlar gibi lanetle anılıyor. Zalimler her zaman mağlup olmaya mahkumdurlar.
Tarihte Hiç bir zorba ceberrut iktidar İslamın nurunu söndüremedi ve sizlerde bu nuru kaldıramadınız. Mağlup oldunuz ve şeytanın ardından cehenneme sürükleneceksiniz. Selam olsun aziz İslamın yolunu sürdürenlere ve bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen iman ehline...
"...Siz mutlaka yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz..." -Al'i İmran Suresi: 12-
"...Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır." -Saff Suresi: 8-
Selam ve dua ile...