Herkesin malumudur ki nevruz 21 Mart’ta baharın gelişi olarak kutlanmaktadır. Bu genellikle; Türkiye, İran, Suriye, Afganistan,Azerbaycan, Kazakistan, Irak,Bosna-Hersek, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde kutlanmaktadır. Bunu çevremizdekilerle kısaca yormaya çalışırsak şöyle izlenimleri kaleme dökebiliriz.
Kürtler açısından, Kürt tarihinde yer aldığı söylenen Kava ve Dehhak mücadelesi ile bağlantısı yapılan Nevruz'un aşırma olduğu açıktır. Günümüz Kürtçülerinin ağzından düşürmediği demirci Kava Efsanesi, Zalim Dehhak ve Nevruz gününü ilk defa tarihlere kaydeden şahıs M.S. 940' da İran'ın Tus şehrinin Taberan köyünde doğan meşhur tarihçi-şair Firdevsi’dir. Firdevsi, Kava'yı İranlı bir genç, Dehhak'ı Zalim Babil (Bağdat) kralı, Nevruz'u ise İranlıların milli günü olarak ifade eder, bakmak isteyenler Firdevsi'nin meşhur Şahname adlı eserinin tam metnini bulup okusunlar.
Türkler açısından, Ebulgazi Bahadır Han’ın eseri ‘Secere-i Türk’te, Ergenekon menkıbesinde 400 yıl dört tarafı yüksek dağlarla çevrili bir vadide kalan Türk’ün, baharın başladığı gün çıkarak, ata yurduna döndüğü ve hürriyetini, istiklalini kazandığı belirtiliyor.Bu nedenle 21 Mart, kurtuluş günü olarak kutlanıyor.
Farisilerde ise durum şöyledir. Cemşit, İran’da ilk hükümet kuran Pişdani oğullarının 4. hükümdarı olup, 800 sene saltanat sürmüş, 500 sene İran’da kimse hasta olmadığı için, halk kendine tapmıştır. 21 Martta tahta çıktığı için, bugüne Nevruz demiş, yılbaşı ve bayram yapmıştır. İslamiyet’ten önceki kâfirlerin âdetlerini, tapınmalarını, bugün meydana çıkarıp "ecdat yadigârı" diyenler, bu işin aslını doğru bilmeyenlerdir.
Bu üç ırkın içinde olmamız hasebi ile bunları örnek verdik. Aslında nevruzun Türklükle, Kürtlükle, Farisilikle hatta ve hatta Müslümanlıkla hiç bir ilgisi yoktur. Zira Resul-i Ekrem Efendimiz s.a.v. (hicretten sonra Mekke'den) Medine'ye geldiklerinde, Medinelilerin (Nevruz günü ile Mehricân günü diye) eğlendikleri iki günleri vardı.
-Resûlullah(s.a.v.) Bu günler nedir? Diye sordu.
-Medineliler: Biz (İslâm'dan önce), câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz, dediler. Bunun üzerine;
-Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: Şüphesiz Allah size, o iki günün yerine daha hayırlı olan iki bayramı: Kurban bayramı ile Ramazan bayramını vermiştir." (Ebu Davud; Hadis No: 1134.) Bu böyle bilinmeli.
Bu vesile ile anlıyoruz ki, nevruzun bizim gördüğümüz, şahit olduğumuz şekli ile kutlanması dinen caiz değildir. Nevruzu sıkıntılı yapan kutlama ve harama götürme şekilleridir. Bunu öncelikle bilmemiz ve unutmamamız gerekir. Ama unutmamamız gereken sadece bu da değildir elbette. Yanlış anlaşılmaya mahal verilmesin. Nevruz yani bahar; hakikaten de kışın debdebesinden, karından, soğuğundan, kıtlığından kurtulanlar için bir kutlama hak ediyor.Nevruzu sıkıntılı yapan kutlama ve harama götürme şekilleridir.
Nevruz, yani yeni gün; günah bataklığından çıkan ve bilinçsizce daldığımız hatalarla heder edilmiş bir geçmişin, taat, itaat, ve sevapla başlayan ihyasına konmuş bir addır nevruz...
Bir de günümüze HDPKK bu etkinliği sahiplenmiş durumda. Ama malesef kötü emellerine alet etmekten başka bir şey yaptıkları da yoktur. Toplanan bir yığın insan için siyasi propagandadan öteye geçemiyorlar. Siyasi mesajlar verdikleri için de bu günü kutsal atfetmiş durumdalar. Bir de diğer taraftan baktığımızda dini bayramlar olan Kurban ve Ramazan Bayramlarını HDPKK ve zihniyeti, 20 yıl önceki ölen biri için bu Müslüman Kürt'lerin dini bayramıdır demeden rahatlıkla kara bayram olarak karalayabilmekte ve kutlanmasına müsaade etmemektedirler. Ama bölgemizde, ülkemizde ve coğrafyamızda ölen bunca insan için tek bir kelime demeden Nevroz'u kutlayıp halay başına rahatlıkla gidebilmenin acziyeti yaşayabiliyorlar maalesef...
Yazımızı bir temenni-dilekle sonlandıralım. Nevruzun-baharın-yeni günün, imanen ve amelen dirildiğimiz, pratikende faale dökme zamanı olur inşallah.
Allah'a emanet olunuz...