Toplumun gidişatı iyi değil; kendimiz dışında herkesten ve her şeyden şikâyetçiyiz. Herkes kendisini doğruların merkezinde görüyor ve başkalarının kendilerini düzeltmelerini veya kendisine uymasını istiyor.
İyi toplumlar iyi bireylerden oluşur. Ne ekersen onu biçersin, neyi desteklersen onu güçlendirirsin. Eğer gerçekten Adalet, Barış, Huzur ve sosyal yardımlaşmanın gerçekleşmesini istiyorsanız bunları takviye etmeli ve bu özellikleri taşıyan insanlara destek olmalısınız.
Nefis ve ideolojik tarafgirliğin esiri olmuş hiç kimse, kendi yanlışlarını görmüyor ve kabul etmiyor. Hele biraz da konuşma becerisi varsa, yaptığı demagojiyle kitlelerin heyecanını coşturup galeyana getirebiliyor. Oysa sadece güzel ve okşayıcı sözlere aldanmamak gerekir. Eğri olanın gölgesi doğru olmaz. İtibar edeceğimiz insanları inanç ve yaşadıkları (pratik) hayatlarıyla değerlendirmeliyiz. Eğer akıl ve vicdanımızla değerlendirebilirsek, kanaatimce iyi ve kötüyü ayırt edici bazı temel hasletler bizim için aydınlatıcı olur.
- İyi ve akıllı insan, haddini bilir, bilmediği konularda ahkâm kesmez. Cahil ve kötü kişi ise sınır tanımaz; vitessiz ve frensiz son sürat hızlı gider. Yanılabileceğini, hata edebileceğini aklına getirmez…
- Kontrol altında bulunduğuna ve yapacağı her kötülüğün mutlaka karşılığını göreceğine inanan iyi ve akıllı insan, günah ve kötülüklerden uzak durur. Cahil ve kötü insan, hesap ve yarını düşünmez.
- İyi ile kötü arasındaki belki de en bariz fark: İyi kimse kendisini yaptıklarıyla, hizmetleriyle, yapılması gerekenlerle… Anlatmaya çalışır. Kötü kimse ise; hep muhalefet eder ve başkalarını karalar. İyilik adına bir sermayesi ve bir endişesi olmadığından, hep başkalarını karalayarak yükselmeye çalışır. Yani kendi varlığını, başkalarının yokluğu üzerine inşa etmeye çalışır. Bütün sermayesi; gösteriş, lafebeliği, yalan, iftira, şiddet ve hakarettir…
- Hiç kimse kusursuz değildir. Belki de iyi ile kötü arasındaki en bariz fark: İyi ve akıllı insan, yaptığı yanlış ve kötülüklerden dolayı vicdan azabı duyar; tövbe eder, özür diler. Cahil ve kötü insanın yaşamında özür ve vicdan rahatsızlığı yoktur; yaptığı yanlış ve kötülüğü unutur, inkâr eder. İnkâr edemeyince de başka mazeretler ileri sürer, mevzuyu değiştirir…
- İyi ve akıllı insan, yaptığı iyiliği unutur ama yanlış ve günahlarını unutmaz. Cahil ve kötü kişi ise, günah ve yanlışlarını unutur ama başkalarına yaptığı zerre kadar iyiliği unutmaz, dillendirir.
- Sorumluluğunun bilincinde olan iyi ve akıllı insan, her gün daha iyiye doğru kendini düzeltme ve geliştirme çabası içindedir. Cahil ve kötü ise hep eleştirir, hizmet ve düzeltmeyi hep başkalarından ister.
- İyi ve akıllı insan, hak ve hukuk olarak bütün insanlara bir tek insan gözüyle bakar. Cahil ve kötü insan; ırkçılık, partizanlık, sınıflılık, mezhepçilik, bölgecilik, cinsiyet, renk… Farklılıklarını bir dışlama ve kavga sebebi yapar.
- İyi ve akıllı insan, 7 milyar insanın akıl ve iradeleri gereği çok farklı inanç ve düşüncelere sahip olabileceğini ve bunun dünyevi tabii bir hak olduğunu bilir. Cahil ve kötü insan ise, bütün dünyayı kendi düşüncesinden ibaret sayar ve kendisi gibi olmayan her inanç ve düşünceye düşmanlık eder.
- İyi ve akıllı insan, yaptığı hatasından dolayı pişman olur, durumunu düzeltir. Cahil ve kötü insan ise, kendini aklamak için yalan üzerine yalan uydurur.
- İyi ve kötü arasındaki önemli farklardan biri de: İyi ve akıllı insan muhalifleri bile olsa, insanların yanlış yapmalarından ve zarar görmelerinden üzüntü duyar. Cahil ve kötü kişi ise, muhaliflerinin yanlış yapmalarını ister, zarar görmelerine içten içe sevinir.
- İyi ve akıllı insan samimi ve açıktır. Cahil ve kötü kişi ise, gösterişi sever, korku ve menfaati gereği kılıktan kılığa girer.
- İyi ve akıllı insan konuşacağı zaman sözlerinin doğru, yapıcı ve faydalı olmasına dikkat eder. Cahil ve kötü ise; kendini göstermek, başkalarını karalamak ve kendini aklamak için yalan, iftira, hakaret… Ölçüsüz ve frensiz konuşur.
- İyi ve akıllı insan, kendisine düşmanlık edenlerin bile iyiliğini ister, bunun için çabalar. Cahil ve kötü kişi ise, muhaliflerini yerin dibine batırmak için büyük bir çaba sarf eder.
- İyi ve akıllı insan belki de herkesin kendisinden daha iyi olmasının kendi menfaatine olduğuna inanır. Cahil ve kötü kişi ise, başkalarının sırtına basarak yükselmeye çalışır.
- İyi ve akıllı insan, herkese dua eder. Cahil ve kötü kişi ise, kendisi dışında herkesi yalan ve iftiralarla karalayarak beddua eder.
- İyi ve akıllı insan, yanılabilirim diye sürekli olarak kendi nefsini hesaba çeker, kontrol eder. Cahil ve kötü kişi ise, yanlış yaptığını kabul etmez, bütün yanlış ve kötülükleri muhaliflerine yükleme kolaycılığına kaçar.
- İyi ve akıllı insan için Hak ve Adalet ölçü iken; cahil ve kötüler ise menfaat, korku, güç, kalabalıklar, ırk, parti ve tarafgirliği ölçü alırlar…
- İyi ve akıllı insan, helal yoldan kazandığı kendi malından bile zekât, sadaka, kefaret, fitre, karzıhasen, borç gibi fakir ve ihtiyaç sahiplerinin hakkı olduğuna ve bu hakkı yerine getirmeye çalışırken; cahil ve kötü kişiler ise, helal- haram ayırımı yapmadan servet ve iktidar elde etmeye çalışırlar…
- İyi ve akıllı insan güvenilir ve fedakârdırlar. Cahil ve kötü kişi ise, aldığı borç ve emanete sadık kalmaz. Yardımlarda en arkada, menfaat ve gösterişte ise en önde olmaya gayret ederler…
- İyi ve akıllı insan, herkesi kendileri gibi hak sahibi görür ve insanlara zarar vermekten korkarlar. Cahil ve kötü kişiler ise, kendileri dışında hiç kimseyi hak sahibi görmez; muhaliflerine saldırmaktan ve zarar vermekten zevk alırlar.
- İyi ve akıllı insan, daima diyalog ve uzlaşıdan yanadır; güçlendikçe daha çok tevazu gösterir. Cahil ve kötü kişi ise, güçlendikçe azar ve saldırganlaşır.
- İyi ve akıllı insan; yalan ve iftiradan, kul hakkına girmekten… Ateşe girer gibi korkar, utanırlar. Cahil ve kötü kişi servet ve iktidar için, muhalifini karalayarak kendini aklamak için yalan ve iftirayı bir silah olarak kullanır.
- İyi ve akıllı insan, ilmi ve fikirler üzerinde tartışır. Cahil ve kötü ise şahısları ölçü alır, şahısları konuşur.
- İyi ve akıllı insan, bütün kötülüklere karşıdır ama insanın özünü ayrı değerlendirir; tıpkı hasta ve hastalık gibi. Cahil ve kötü ise her türlü kötülüğe bulaşır ama muhaliflerini karalamak için onları kötülüklerle itham eder, suçlar…
- İyi ve kötü arasındaki bariz farklardan biri de: İyi ve akıllı insan kendi hata ve eksikliklerini kabul ettiği gibi, muhaliflerinin de iyi ve doğrularını tasdik eder. Cahil ve kötü ise, hiçbir hata kabul etmediği gibi, muhaliflerinin de hiç iyi bir yönlerini görmez ve kabul etmez.
- İyi ve akıllı insan doğruya ulaşmak için okur, araştırır, farklı düşünce ve insanlarla diyalog kurar. Cahil ve kötü kişi, farklılıklara tahammül etmez ve belki de farklılıklarla diyalogdan korktuğu için daha baştan saldırır, karalamaya ve yok etmeye çalışır.
- İyi ve akıllı insan, inandığı doğruları temel alır, o doğrultuda yaşamaya çalışır. Kötü ve cahil ise, doğru ve şartları kendi yaşam ve menfaatine göre değerlendirir…
İnsana- kendi dışındaki- değer vermeyen, kendisini yaratan Rabbine ve kendisini bin bir emekle yetiştiren anne- babasına yaramayan, kendi muhaliflerinin hak ve hukukuna saygı duymayanların size ve hiç kimseye bir faydası olmaz…