Lütfen bekleyin..


Kenan Çaplık

Mustazaf ve Şehadet

31 Mart 2016, 09:52 - Okunma: 3060

Dünya mustazaflar haftasını geride bıraktık. Zulme uğramış olan ne kadar insan varsa, dini, dili, rengi ne olursa olsun, zalimlerin zulümlerinden kurtulmalarını temenni ediyorum. Zalim müstekbirlerin baş aşağı edilecekleri günleri görmek, mazlumların ayağa kalkışlarına şahitlik etmek ümidiyle, bütün mustazafları yâd ediyor ve bu haftalarını tebrik ediyorum.

Mustaz’af; zayıf düşürülmüş manasındadır. Bugün İslam ümmetinin değişik sebeplerden dolayı zayıf düşürüldüğünü, bütün imkânlarının elinden alındığını, maddi kaynaklarının sömürüldüğünü ve kendilerini yönetemeyecek duruma getirildiklerini üzülerek görmekteyiz.

Müslümanlar, esas gayelerini terk ettiler, dünyayı amaç haline getirdiler. Yani bütün kötülükleri ortadan kaldıracak olan, o büyük sevdalarını yitirdiler. Dünyayı değiştirecek cihad aşkları zedelendi, bütün insanlığı tevhide çağıracak tebliğ vazifelerini terk ettiler. Hakkı haykıracak azim ve kararlılıklarını ortaya koyamadılar, mücadele bilinçlerini yitirdiler. Günlük ibadetlerini terk edecek kadar zavallılaştılar. Esas hedef elden gidince, geriye dünyalıkları kaldı, onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

Müslümanlar bu ulvi düşüncelerini ve yapması gereken her türlü sorumluluklarını terk edince, geriye sadece hüsran kaldı. Dünyayı değiştirecek bir gaye, dünyalıklara feda edilirse karşımıza çıkacak olan hezimettir. Gidilmesi gereken doğru yolda zikzaklar çizilmeye başlanınca, ameller pervasızca terk edilince, nefsanî duygular baş tacı edinince zillet elbisesi gelir üzerimize oturur. Diriliğimiz elden gidince, birliğimiz param parça olunca, ümmetin çocukları birbirlerine silah çekince, kardeşler birbirilerinin kanını akıtınca elbette işgaller, talanlar, katliamlar, muhaceretler peşi sıra geleceklerdir.

Oysa şehid Malcolm X; ‘Bir Müslüman olarak, yeryüzünde Allah’ın huzurunda secde etmeyen tek fert kalmayıncaya kadar, İslam’ın hâkim kılınması yolunda kendimi görevli hissediyorum.’ Demiş ve her bir müminin ulvi gayesinin bu olması gerektiğini şehadetiyle ortaya koymuştur. Evet, ‘yeryüzünde tek bir fert dahi tebliğsiz kalmasın, hiç bir fert Allah’a secde etme nimetinden mahrum kalmasın ve bütün bir insanlık hidayet bulsun’ özlemi aslında her müminin rüyasıdır.

Bu rüyayı terk ettiğimizden beri rahat yüzü görmedik. Bu büyük sevdayı yitirdiğimizden beri zayıf düştük, zayıf düşürüldük ve bizi kurtuluşa ulaştıracak içimizdeki cevherlerimiz bizi taşıyamaz oldu. Bize yön veremez hale geldi. Cevherlerimiz sönmeye yüz tutunca cüce davranışlar sergilemeye başladık. Kendi aramızdaki kardeş kavgaları, parçalanan birliklerimiz, yok olan ümmetimiz ve geriye hüsranlarımız kaldı.

Peki, bu mustazaflığı ortadan kaldıracak, ümmetin yeniden dirilişini harekete geçirilebilecek, birliğimizi sağlayacak ve aramızdaki ihtilafları en aza indirecek çözüm nedir? Elbette Şehid Malcolm X’in belirttiği, ondan önce ve ondan sonraki şehitlerin tamamının kanlarıyla ispatladıkları İslami bilinçtir. Şehadet aşkıdır. Çünkü şehadet ölüm değil, diriliştir. Bir son değil, kendinden sonrakileri harekete geçirme azmidir. İdealleri ve büyük sevdaları yok olmuş müminleri, asli mecralarına yönelt çağrısıdır. İçlerindeki iman cevherinin yeniden harekete geçmesi sorumluluğudur.

Şehid Metin yüksel ne diyordu: “Şehadet bir çağrıdır, bütün nesillere ve çağlara” evet bu çağrıyı duyan ve uyan herkes kıyama kalktı. Asli amacına döndü. Kendi nefsinde inkılâplar gerçekleştirdi. İşte şehadet aşkı; imanın yeniden müminlerin kalbinde yer edinmesidir. Beşeri ideolojilerin kokuşmuşluğundan ve tasallutundan kurtulma bilincidir. Dünyevi kirlerden, günahlardan ve basit şahsi hesaplardan azade olma izzetidir.

Şehadet; Akabe biatinde Peygamber efendimize verilen sözü yerine getirme kararlığıdır. Rıdvan biatinde bütün küfrün ve onun temsilcilerini baş aşağı etme onur ve erdemidir. Bedir kuyularının başında, tevhidin bayrağının kıyamete kadar dalgalanması için bütün heyecanıyla kendi can feda bir şekilde Allah’a ve Resulüne adama izzetidir.

Şehadet; günümüz mustazafların mevcut hallerinden kurtulma ümididir. Bütün müstekbirlerin ve onların aşağılık düzenlerinin sarsılması hamlesidir. Global küfrün ve onların yerli işbirlikçi kâhyalarının devrilme sürecinin adımlarıdır. Zulüm ve tuğyanın ayaklar altına alınıp, tevhid bayrağını tutacak izzetli bileklerin kendini gösterme muştusudur. Ve şehadet; Peygamberi bir sadanın günümüzde yankı bulup, ‘Medine’leri’ yeniden inşa etme aşk ve heyecanıdır.

Mustazaflık bizim kaderimiz değildir. Gördüğümüz bunca zulümler, katliamlar, talanlar ve mültecilikler bizim alın yazımız değildir. Birliğimizin yok olması, kuvvetimizin dağılması ve ümmetin bölük pörçük olması, düşmanlarımızın güçlü oluşundan değildir. Bilakis şehitlerin ulvi hayallerini terk etmemizdir. Şehadet bilincini yitirmemizdir. Tevhid bayrağını dalgalandıracak yüreklerden ve bileklerden mahrum oluşumuzdur. Şehitlerin manevi mirasına sahip çıkmayışımızdır. Ve şehadet aşkını hayatımızdan ve hayallerimizden söküp atmamızdır.

Ey mustazaflar! Ayağa kalkmanın tek reçetesi, içimizdeki iman cevherini harekete geçirmektir.

Etiketler : Mustazaf, Şehadet,
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2617 gün önce
2625 gün önce
2631 gün önce
2642 gün önce
2686 gün önce
2695 gün önce
2701 gün önce
2708 gün önce
2728 gün önce
2951 gün önce
3038 gün önce
3070 gün önce
3077 gün önce
3171 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=