Şeytanın bu dünyadaki tek amacı, kendisinin sapmasına sebep gördüğü insanı Allah yolundan alıkoymaktır. Bu amacına ulaşmak için insanı kullanıyor. İnsanoğlu da şeytanın bu hilesine kanarak kendisine zararlı şeylerin peşinde koşuyor. Nice aileler, kumarbaz çocukları yüzünden dağılmışlar. Servetlerini kaybetmişler. Çok zengin aileler bir gecede bu tip şansızlık oyunları sayesinde yok olmaktadır. Kumar masalarında eşlerini ve kızlarını birer mal olarak öne süren insan müsveddeleri vardır. Eskiden hanımını ve kızını kumar masasında kaybeden insanların haberleri basında çıkıyordu. Günümüzde ise o kadar normal hale gelmiş ki, artık basına bile yansımıyor.
“Kumar borcu namus borcudur.” yanlış algısını topluma yerleştirmişler. Halbuki haksız kazançlar haksız yolla o malı alanın hakkı değildir. Haksız ve meşru olmayan yollardan malı elinden alınanın hakkıdır. Faiz için de kural budur. Ana mal faizi verenindir. Faiz alınmaz. Çünkü o haksız bir maldır. Haksızlıkla elde edilen mal haramdır. Birinci sahibinindir.
Bir kısım insanlar, bin bir emek sarf ederek, sıkıntı ve meşakkat çekerek kazandıkları mal varlıklarını, kumar masalarında bir anda kaybetmek bedbahtlığına düşmekte ve kendileriyle beraber ailelerini, çoluk-çocuklarını da perişan etmektedirler.
Alın teri dökmeden, çalışmadan kazanmak hırsına kapılanlar, çalışıp kazanan insanların mal ve servetlerine çeşitli yollarla sâhip olmak istemektedirler. Maalesef tembelliği ve miskinliği âdet hâline getirenler, köşe başlarında ve kumar masalarında, varlık sâhibi olan kimseleri avlayıp, kandırıp aldatmak yollarını bulmuşlar ve insanların zaaflarından faydalanmak suretiyle bunda muvaffak da olmuşlardır. Çeşitli oyun ve eğlenceleri kumara vâsıta yapmışlar ve böylece haksız kazanç yollarına sapmışlardır.
Kumar oynamayı ve böylece para kazanmayı sanat hâline getiren ve kendini açıkgöz yerine koyan kumarbazlar, nice insanların aile yuvalarının yıkılmasına sebep olmuşlardır. Kumar masasında, bir anda malını kaybedenler, çoğu cinayetle ve hapishaneye düşmekle sonuçlanan nahoş, çirkin olaylara sebep olmakta, evde kendisini bekleyen yavrularını mahzûn etmekte ve onları derin üzüntülere boğmaktadırlar.
Âyette kumar (meysir) sözcüğü, kolaylık anlamına gelen “yüsr” kökündendir. Yorulmadan, alnı terlemeden, kolaylıkla mal kazanmak veya kaybetmek yöntemi olduğu için bu adı almıştır. Kumar, içki yasağı ile birlikte şu âyetlerle yasaklanmıştır: “Ey iman edenler! İçki, kumar, tapmak için dikilen taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide, 5/90, 91)
Kumar insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe sürükleyen, çalışma gücünü yok edip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan haksız bir kazanç yoludur.
Nice aile yuvaları ve servetler kumar yüzünden yok olup gitmiştir. Adı ne olursa olsun şans oyunu niteliğinde olan, emek veya sermaye riski taşımayan talih oyunları kumar niteliğindedir. Böyle bir oyunu başlangıçta para koymaksızın eğlence ve vakit geçirmek için oynamak da, inceliklerini öğrenerek kumara yol açacağı ve kişide kumar töhmeti doğuracağı için caiz olmaz. Satranç gibi kimi oyunlar ise insan zihnini geliştirdiği ve savaş taktiklerine alıştırdığı için kimi sahabilerce mübah görülmüştür. Ancak bunun için de sporda olduğu gibi dışarıdan ödül koymanın dışında bir talih oyunu niteliği bulunmamalıdır.
Kumar çeşitlerinin toplumda meydana getirdiği zararlı alışkanlıklar:
-Hızlı ve kolay para kazanma sonucunda meydana gelen tembellik => çalışmama
-Parayı çabuk harcama => tutumsuzluk
-Haksız Kazanç yollarına karşı özenme
-Kısa sürede mal varlığını kaybetme
-Ortaya çıkan aile sorunları
-Fazla miktarda borçlanma
-Borçlar karşısında ödeyememe ve ortaya çıkan ağır stres
-İntihar eylemleri
- Öldürme ya da öldürülme durumları
-Kumarda kaybeden kişi, önce kazanmak için oynadığı oyunu, daha sonra zararlarını karşılamak için oynamaya başlar; kaybettikçe hırslanır, elindekileri kaybettiği gibi, borca da girer; ailesini, yakınlarını zor durumda bırakır.
-Kumar oynanan yerlerde, kötü amaçlı gruplar, zayıf karakterli insanların ağlarına düşmesini bekler; böyle birini bulduklarında önce ona birkaç kez kazandırır, daha sonra bütün varlığını elinden alırlar
-Borçlanmalar ya da beklentilerden dolayı ortaya çıkan depresyon durumları ve kişilik bozuklukları oluşur.
-Kumarın yaygınlaşması ile o çevrede eğitimden uzak; el altında iş çeviren ve kolay para kazanmaya çalışan kişi sayısı artar.
-Kumardaki stres ve depresyondan dolayı ortaya çıkan diğer bağımlılıklar; örneğin sigara ve alkol…
İşte, şeytanın insanoğluna getirdiği felaketlerden küçük bir kısmı.
Sokak aralarında, camları boyalı veya değişik şekillerde kapatılmış yerler, çocuklarımızı ve halkımızı felaketlere sürükleyen yerlerdir. İnsanlarımızı bu tip yerlerden koruyalım. Şunu da unutmayalım. Bayan güzellik salonları denilen yerlerde kız ve kadınlarımızın fuhşa ve kötü alışkanlıklara sürüklendiği yerlerin başında geliyor.
Ben duyarlı bir insanım diyen herkesin küçük yaştan itibaren çocuklarının çevresini ve arkadaş grubunu kontrol etmesi gerekir. Özellikle onlara güzel ahlak ve davranışları kazandıracak çevrelerle tanıştırmak gerekir. Çocuklarımızın arkadaş çevresini biz seçelim. Onlara bu fırsatı vermeyelim. Biz çocuklarımızı kontrol etmesek, kötü niyetli insanlar çocuklarımızı kendi kötü emelleri için kullanırlar ve perişan ederler.
Devlet yetkilileri, insanlarımızı felakete sürükleyen yerleri kapatmalı ve sahiplerinin haksız yere elde ettikleri servetlerine de el koymalıdır.
Allahu Teala, bize çocuklarımıza sahip çıkma şuuru versin. Amin...