Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm. -Oscar Wilde-
Yaratılanların en üstün varlığına verilen isimdir İnsan... İnsanları hayvanlardan ayıran en büyük ve belirgin özelliği; "Akıl'dır."
Akıl nedir ki? Akıl; davranışları kontrol edebilme, doğruyu yanlışı değerlendirebilme yeteneğidir. Akıl ile zekayı karıştırmamak lazımdır. Akıl hastalık olmadığı takdir de her insanda bulunan aslında bir kabiliyettir. Zeka ise olayları önceden algılayarak kavrama ve çözme yeteneğidir. (Beş duyu organımız ile.)
Zeka hayvanlarda da bulunmaktadır. Buna bizlerde hayvan hissiyatı diyoruz. Akıl Allah’ın kullarına verdiği en büyük nimettir. Zeka aklın kullanılması için verilmiş bir motordur. Bu motorun düzeyli çalışması yani faydalı bir şekilde üretim yapması ise Akıl ile olur. Zeki bir insan aklını kullanıp konuşmadığı veya hareket etmediği zaman, olayların sonucuna katlanmak zorunda kalmaktadır. Pratik cevap vermek veya davranışlarda bulunmak zeki insanların hayat yaşantısını belirler. Eğer akıllı bir insan değilse... İşte o zaman toplum da "dengesiz yada itici, akılsız insan" olarak yer bulur.
İnsanlar bulunduğu görev yerlerine göre konuşup hareket etmek ile bir yerde zorunludurlar. Sebep ise...alınan sorumluluktur. Aklına zekasını ekleyip, üsluplu ve toplum yapısına uygun kelimeler ile cümleler kurmalıdır. Konuşmak için dil yoran insanlar belli bir zaman sonra toplum tarafından aşağılanmaktadırlar. İster bir anne olun; eğer evlatlarınız ile konuşurken yada onlara örnek bir yaşantı sunarken akıllı insan portresi oluşturmuyorsanız. O zaman ka’le bile alınmayan bir varlık olarak kalırsınız. Yada bir politikacı olun (kadın yada erkek); eğer konuştuğunuz kelimeler ile belirli toplumun sinirlerini hoplatabiliyorsanız.!!! O zaman aklınıza zekanızı eklememiş ve olduğunuz pozisyonu hak etmiyorsunuzdur. Ve eleştirilerin hedef noktası olmayı hak etmişsinizdir.
Her insan aynı düşünceye sahip olamaz. Özgürlük kavramı altında edepsizce ve ahlaksızca da konuşamaz. Özgürlükler başkalarının haklarına tecavüz etmek anlamında kullanılmamalıdır. Maalesef bizim ülkemizde bu özgürlük fikri değişik algılanmaktadır. Küfür içeren kelimeleri kullanıp bir topluluğa hakaret edebilme hakkını kendinde gören kişiler... Kendileri gibi düşünen toplumlara, küfür ve edep dışı söylenen kelimeleri duyduklarında ise avazları çıktıkları kadar haykırmaktalar. Yaşanılan olayların benzerleri, kendileri gibi düşünen yada düşünmeyen fertlere, yapıldığında sessiz kalınmamış olsa idi, o zaman Hak yerini bulurdu. İşte bu olaylar da insanlar zekalarıyla hareket etmekte. Yani akıl ile düşünüp, yarın benzer olayları yaşadığımızda bizimde söz hakkımız olmalı...diyebilselerdi... Dostlukların devamlı ve düzeyli bir şekilde devamlılığına bakıldığında, görülen tablolarda düşüncelerin seviyeli kırıcı olmayan bir üslup ile ifade edilmesini görmekteyiz. Her insan aynı fikir de olmayabilir. Lakin karşısında ki, insanın fikrine saygı duymak ile yükümlüdür. Akıllı insan öfke ile dostluk kurmaz. Öfke akılın ve zekanın gidişine el sallar. Zekalarımızı akıllarımıza tatbik ederken... İman, inanç, ahlak ve toplum değerlerimizi yanına ekler isek... Akıllı ve zeki insan olarak her toplumda hatta her ülke vatandaşının yüreklerinde saygı ve sevgi ile yer alırız. Sonuç itibari ile söylenecek söz... Akıllı ve zeki insan olmak her yaratılanın özelliği olmamakta. Lakin akıllarımız ile mevcut bulunan zekalarımızı yüreklerimizdeki sevgi, hoşgörü ahlaklarımız ile harmanlayıp hayatlarımızı yaşanır hal ile sürdürmeliyiz.
Son noktamızın önüne, yine bizleri düşündürecek sözler yazalım...
“Zeka, tıpkı bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya muhtaçtır.” -M. T. Cicero-
"Akıldan büyük bir nimet, zekadan daha ağır bir yük tanımıyorum." -Necip Fazıl Kısakürek-
“Akıllı insanın lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler.” -Hz.Ali-
“Herkes kalbinin iyiliğinden bahseder; ama kimse akıl ve zekasıyla övünmeye cesaret edemez.” -François de La Rochefaucauld-
Akıllarımızı zekalarımız ile yaşatalım değerli okurlarım. Sevgilerimle…