Ayrılık acıtır...eğer sevgi ekilmiş ise yüreklere...Ayrılmak, nereden olursa olsun. Eğer sevgi ile yaşamışsan, kesin gözünde yaş, yüreğinde acı yaşatır.
Heyecan dolu bir bekleyişin varış noktasında,kavuşmanın hazzı yaşanır. Özlemler nefes alır ve kollar açılır. Gözlere güneşler doğar. Dudaklar yanaklara doğru yelken açar. Yaşamadığım, sadece bir kere gördüğün, bir yere gitmenin sevinci olur mu?.. Eğer yüreklere sevgiler ekilmiş ise... Öyle bir olur ki!! 5ay ,önce gittiğim bir ilçeye tekrar gidiyordum. Yoğun ve tempolu bir hayatın akışıyla ilk tanışmak nasip olmuştu.
Ülkemin doğusunda bulunan bir ilçe idi. Urfa'ya bağlı olan fakat halkın kendi deyişleri ile "biz Siverekliyiz" diye tanımladıkları. "Siverek ilçesi" ikinci kez gidişimde de yine uçağı kaçırmıştım.Hayır işleri zahmetli olacak ya...şeytan test edecek illaki...
Havaalanında manevi kardeşim olarak her daim duamda olan Yunus hocayı görünce tüm sıkıntılarım, uçup gitmişti. Yanında yaşını hemen tahmin edebildiğim Mehmet vardı. Mehmet oğlumun yaşında idi. Ee anne olmam dan kaynaklanan bir özellikti bu. Önceden otelde kalmak için ne kadar ısrar da etsem, kabul edilmemişti. Misafir otelde kalmazdı!
Mehmet evladım, beni ailesinin yaşadığı eve götürdü. Nede olsa tanımadığım insanlar ile tanışacaktım.Tedirginlik yok desem, yalan olurdu. Dünya tatlısı annesi, babası beni evlatlarını karşılar gibi karşıladılar. Yengesi ablasına sarılır gibiydi. Siverek'te bir ailem olmuştu. Hissini ilk anlarda yaşamıştım. Ve Yanılmamışım....
Önceden söz verdiğim üzere lise son sınıfların mezuniyet eğlencelerine katıldım. Beni karşılarında gören gençler...sevgi seli oluşturdular. Sarılıp öpüştük...resimler çektirdik... Vatanımın doğusunda örf ve gelenekler, hala en yoğun bir şekilde devam etmekte. Yer sofrasında yemek yemeyeli uzun zaman olmuştu...çaktırmasam da, bir sağa bir sola yalpalanıp durdum.
Yöresel kıyafetleri giymekten çok mutlu olurum. Şalvar, yelek ve puşi...söylediklerine göre çok yakışmıştı.)) Yer sofrasında bu kıyafetleri giyince, rahat rahat oturabildim. Ee her yerin kuralına uyunca , sorun kalmıyormuş. Acı yemekler boğazlarımı yakarken, kızaran gözlerime bakıp; "acı değildir" Deyişlerine, gülümsemem yok mu... Berlinli dostlarım beni yalnız bırakmamışlardı. "Biz gelemiyor isek, sen ihtiyacı olan manevi evlatlarımıza yardım götür" demişlerdi. Bir nevi onların uzanan elleri ve gülen gözleri olacaktım. Ve ... Sevgi evi, adı altında yaşatılan bir projeyi, yerlerinde ziyaret ederek gördüm. Yetim yada aileleri tarafından istismara uğramış çocuk ve gençlerin, ev ortamında yaşamalarını sağlayan mükemmel bir proje...
5 çocuk 3 eğitmen ile beraber bir evde, yaşamlarını sürdürmeleri... Evin odalarını dolaşınca, şaşkına döndüm. Yatak oda takımları her erkek çocuğun, hayali olan, araba yataklar. Ders çalışma ve oyun odaları... Doğunun bir ilçesinde böyle mükemmel bir olaya şahitlik ediyordum. Yardımlarımızı çocuklara verirken, kendimi zor tutabilmiştim. Berlin'den yollanan sevgiyi çocukları öperek bırakıyordum. Köy okulları ziyaretlerinde yaşadıklarımı, anlatabilir miyim!! İçten, samimi, sevgi dolu ve edepli çocuklarımızım bakışlarındaki güzellikler... Gözlerimi yaş aktırırken, yüreğime doyumsuz hazlar yaşatıyordu. Her birine uzattığım paketlerin ardından, mahzunca sevinç dolu gözler ile edilen "Teşekkürler." Büyümüşte sanki küçülmüşler. Hele bir tanesi vardı ki... Yosun yeşili gözleri ile sevgiyle gözlerime bakan , O gözlere bakıp kalakalmıştım. Nasıl bir güzellikti... Hediyesini alırken ki, hanım hanımcık halleri ve teşekkür edişine ...bitmiştim. Üzerindeki kıyafetinin eksikliğini görmeniz mümkün değildi. Ah doyumsuz ... Pahalı oyuncaklar ve kıyafetler ile şımartılmış çocuklar... Sizin bu yosun gözlüden alacak çok dersiniz var!!!
Sevgi diye bir dil vardır, bilir misiniz?... O dili öğretmiş iseniz yüreğinize... Her nereye giderseniz gidin, mutluluk gözyaşları ile ayrılırsınız. Benim ülkemin insanlarının yüreğinde, sevgi ve merhamet olduğu müddetçe, Biz hep kardeş olarak kalacağız. Asla bizi birbirimize düşman olarak kabul ettiremeyecekler.
Bana yaşattıkları duygular için... Siverek'te tanıştığım tüm dostlarıma Sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Yine gelmek üzere ayrılıyorum, sizlerden. Artık ülkemin doğusunda da bir evim hatta ailem var. Ön yargılarımızı yok etmek için, birbirimizi tanıyalım. Gidip görelim. Tanışalım... Çok okuyan mı ?bilir... Çok gezen mi?...demiş atalarımız. Kesinlikle çok gezen. Okumak, yaşamak gibi değildir. Dokunmak ve hissetmek, düşünmek gibi değildir. Konuşmak ve hasbihal etmek, yazışmak gibi değildir.
Sevgiler ile hayatımıza anlam katalım. Bir yürekte yer alamamış isek... Sevgilerimle Değerli okurlarım...