Günümüzde yaşananları anlamak için: tarihi iyi bilmek ve yaşanan tecrübelerden ders almak gerekir. Bugün İslam coğrafyasında oynanan oyunlar, çatışan taraflar ve yaşanan acımazsız katliamlar birçok insanın kafasını karıştırmakta ve kafa karışıklığıyla oyunun figüranı olabilmektedir.
1991 yılında Moskova gezisi sırasında Turgut Özal “Amerika’nın Irak’a müdahalesine destek verdiniz. Bu destek, zaten Arap dünyası ile Türkiye’nin 1920’lerden beri iyi olmayan ilişkilerini daha kötü yapmaz mı?” diye soran gazeteciye:
- Bunu, siz Hasan Cemal’e sorun!” diye cevap verir.
Daha sonra kendisiyle özel mülakat yapan gazeteci Yalçın Özer’in “ Hasan Cemal’e sorun, bölümünü açar mısınız?” sorusuna şu karşılığı verdi.
“ İngilizler, Osmanlıyı yıkmadan önce içerden bazı kişileri satın aldılar. İngilizlerden maaş alan Osmanlı Güney Cephesi Başkomutanı Cemal Paşa'ya talimat vererek, Şam’daki İslam âlimlerinin genç kızlarını konağına getirmesini, onları alkollü içki içmeye zorlamasını ve tacizde bulunduktan sonra serbest bırakmasını istemiş.
Bu emri alan Cemal paşa, derhal bu işlemi yapmış. Bu yüz kızartıcı olaylar, süratle Arap âleminin her tarafına yayılmış ve “ Osmanlı artık bozulmuş ve İslami yoldan çıkmıştır” propagandası yapılarak, Araplar Osmanlıya karşı düşman yapılmıştır.
Özellikle Hicaz’da bekleyen Şerif Hüseyin’de işin aslını bilmeden, söylenenlere inanarak, Arapların Osmanlıya karşı İngilizlerle birlikte kıyama geçmesine sebep olmuştur.
İşte bu nedenle Arap Osmanlı düşmanlığının kaynağını Hasan Cemal’e sorun dedim.”
Özal röportajında: Avrupalıların içerden satın aldıkları adamlarla Osmanlıyı içten yıktığına dikkat çekerek böylece Türkiye’nin hem Arap dünyasından, hem de Hindistan’daki Müslüman âleminden koparıldığını anlattı.
“ İngilizler bu şekilde iki şeye kavuştu. Orta doğudaki Petrol sahalarını kontrol altına aldılar. İslam Halifesinin etkisi altındaki ve bir türlü hüküm altına alamadıkları Hindistan’a, Hilafeti kaldırarak hâkim oldular.”
Bir olay ve bir şahıs üzerinden bu kadar etkili bir oyun tezgâhlayan şeytani güçlerin satın aldıkları binlerce adam! Ve hilelerinin yapabileceği tahrifatı kestirebilmek zor olsa gerek…
Bu yazıdaki amacımız birilerini savunmak veya birilerinin bağımsız ülke kurma hakkını eleştirmek değil; burada emperyalist güçlerin şeytani oyunlarıyla bizleri nasıl birbirimize kırdırttığı ve kendi oyun ve menfaatlerine alet ettiğine dikkat çekmek istiyoruz.
Mesela, Osmanlıya karşı savaşa kışkırtılan Arapların özgürleştiklerini veya torun Cemallerin dedelerinin görevini sürdürmediğini söyleyebilir miyiz? Kürt halkının katledildiği Şeyh Said kıyamı, Zilan, Dersim ve Ağrı katliamlarının müsebbibi Kemalist düşüncenin savunucusu Hasan Cemal’in Kürt halkını sevdiğinden dolayı mı çözüm sürecine ve uzlaşma-barışa karşı çıktığını sanıyorsunuz? Çözüm ve uzlaşmanın konuşulduğu zamanlarda Hasan Cemal ve Diyar-ı Bekir’de bulunan İngiliz bayan gazeteci “ size ne verdiler ki, silahı bırakıyorsunuz? Erdoğan devrilmeden barış olmaz!” kışkırtmalarıyla uzlaşmanın önüne set çekiyorlardı.
İnsanın olduğu her yerde mutlaka sorunlar vardır. Beşeri akıl ve içgüdüleri sorunları tamamıyla çözmeye muktedir olmadığı gibi; menfaat, taassup ve ideolojik saplantılı insanlar sorun üretmektedirler. Yapılması gereken: batının kirli oyunlarına ve algı operasyonlarına alet olmadan, kendi sorunlarımızı kendi aramızda insanca ve Adil bir şekilde çözmeye çalışmamızdır.