Hep hakaret ve cedelleşmelerini gördüğümüz siyasilerimiz şimdi de “Başkanlık Sistemi” üzerinden deşarj olmaktadırlar.
Nedir Başkanlık Sistemi? Yarar ve sakıncaları nelerdir? Detaylı bir şekilde anlatan yok. Gözlerini ve kulaklarını kapatan Ana muhalefet: en küçük suçlaması “diktatör” le başlayarak, çocukların ağzına almayacağı hakaret ve küfürlerle sürdürüyor.
İthal düşünce oluşumların laf gevezeliği ve yalanlar üzerine kurulu kara propagandalarına karşın, yerli oluşumlar ve hükümet olanları halka yeterince açıklamamaktadırlar.
Ana muhalefet, meseleye, sistemin ülkeye ve halka getireceği kar ve zarar açısından bakmamaktadır. “Kan dökmeden Başkanlık sistemini getiremezsiniz” diye tehditler savuran Bay Kılıçdaroğlu, “ bu rejim kolay kurulmadı. CHP var oldukça, bu rejimin yıkılmasına asla müsaade etmeyeceğiz” diyerek, asıl dertlerinin statükoyu korumak olduğunu itiraf ediyordu.
Temeli Adalet üzerine kurulmayan ve batıdan ithal olan sistem, halkın derdine derman olmamaktadır. Halkın ihtiyaçlarına çare üretmesi gereken sistem, bilakis sorun üretmektedir. Daha önce de rahmetli Turgut Özal gibi bazı siyasilerimiz, Türkiye’nin biran önce “Başkanlık Sistemine” geçmesi gerektiğini söylemişlerdi. Özellikle iktidar umudu olmayan muhaliflerin ayrıştırıcı ve kışkırtıcı bir siyaset gütmelerinden dolayı mevcut sistem tıkanmış ve her an patlamaya hazır bir bomba gibi tehlike arz etmektedir.
Kendi akıl ve tecrübeleriyle kendilerini yönetmeye çalışan insanlar, sorunları çözmek ve dengeyi yakalayabilmek için sürekli arayış içine olmuşlardır. Feodal toplum, Kapitalist- Emperyalist sistem, Sosyalizm- Komünizm ( yanınca tekrar kapitalizme dönüş)… Arayışlarından sonra sistem içinde olan tıkanıkları gidermek için parlamenter, eyalet ve Başkanlık sistemleri…
Dünyada 50 kadar ülkede farklı şekillerde uygulanan Başkanlık sistemi, tek bir çeşit değildir. İnsan aklının ürünü olan sistemler, elbette insan gibi eksiktirler. Elbette bu sistemin de içinde bulunduğumuz sisteme göre bazı artı ve eksiklikleri vardır. Olması gereken, siyasilerimizin mevcut sistemin çıkmazını görüp, halkın menfaatine uygun daha adil ve daha yaşanabilir bir sistem üzerinde çalışmaları ve ittifak etmeleridir.
Yıpranmış olan mevcut sistemin artık bu vagonu taşıyamayacağına 7 Haziran seçimlerinde şahit olduk. Yaşanan zorlu ve sorunlu süreçte, mecliste bulunan 4 parti hükümet kurmamak için ellerinden geleni yaptılar. Bir kin ve inat uğruna bütün bir ülkeyi kurban edeceklerdi. Türkiye, bir daha böyle bir süreci yaşamamalı, eğer yaşarsa sonucu hiçte hayırlı olmayacaktır…
- Başkanlık sistemi, Türkiye’yi böylesine sorunlu durumlardan, koalisyon çıkmazlarından kurtaracaktır. Siyasilerimiz adeta uzlaşmamak üzerinde anlaşmışlardır! Gerektiğinde hükümet kurmuyorlar; söz verdikleri halde “Yeni Anayasa” için anlaşmıyorlar; Ha bire sorun ve kavga çıkarıyorlar; işte başkanlık sistemiyle bütün bunlar aşılabilir.
- Başkanlık sisteminde “Yürütme organı” tek kişiliktir ve Başkan halk tarafından seçilir. Güçlü yetkilerle donatılmış bir başkan, kararları daha hızlı alır ve çabuk karar verir.
- Yasama ve yürütmenin ayrı olduğu başkanlık sisteminde, oluşturulacak bu iki birim birbirlerini denetleyerek suiistimal ve görevi kötüye kullanmayı engelleyebilir.
- Sabit bir görev süresi için seçilen devlet başkanı, her an değişebilecek bir başbakana kıyasla daha istikrarlı ve güvenli bir ortam sağlayabilir. Ülke: erken seçim, gensoruyla hükümeti yıpratma ve günümüzde gördüğümüz gibi her gün siyasilerin kavga ve hakaretlerinden kurtulabilir…
Adına ne derseniz deyin, ama mutlaka insanlarımızın hayat şartlarını iyileştirecek arayışı ve uzlaşı içinde olmalısınız. Ve biz, ADALET istiyoruz. Bütün imtiyaz ve ayrıcalıkların kaldırılacağı, hiçbir ayırım yapılmadan tüm insanlarımızın barış ve huzur içinde yaşayacağı bir ortam istiyoruz…