Sloganı bu olan bir halk nasıl mağlup olur. Bu darbede tek bir partili yoktu. Halk vardı. Ama nasıl bir halk; inançlarına bağlı, dinini seven bir halk vardı. Kesinlikle sol zihniyet yoktu. Önlerinde yağlı bir kemik olsun diye memleketi parçalamak isteyen insanlarda yoktu. Kırmayan, yakmayan, çalmayan, evine eşya götürmeyen bir halk vardı. Ama ne istediğini bilen bir halk vardı. Nerede bir sıkıntı varsa oraya koşup askeri etkisiz hale getiren bir halk vardı. Elinde silah olan askerlerde bu darbe işini kabul etmemişlerdi. İstemeyerek üstlerinin emirlerine uyuyorlardı. Onlarda halka ve polislere direnmediler.
Polis gücü çok başarılı ve öz verili çalıştı. Canını ortaya koydu. Kendilerinden önceki polislerin yapamadığını yaptı ve darbeye karşı durdu. Eskiden polislerde darbecilerle beraber hareket ediyorlardı. Polis rüştünü ispatladı. Ama daha da polislerin içinde hainler var. Diyarbakır’ın çeşitli ilçelerinden hükümete destek için giden halka engel olmak isteyen ve onları devlete karşı tavır içinde zorlamaya çalışan polisler varmış. Hatta sosyal medyaya bazı görüntüleri de düştü.
Halka teşekkür ediyorum. Bir halk ancak bu kadar kahraman olur. Göğsünü gere gere tankın ve silahın karşına çıkan bir halk vardı. Yöneticilerden önce meydanlara inip direniş gösteren bir halk vardı. Darbeyi boşa çıkaran bir halk vardı. Hiç kimseden bir tepki yokken, halk sokaklardaydı. Darbeye kalkışan asilerin emri altında bulunan askerlerde üstlerinin dediklerini tam yerine getirmediler. Halka ateş açmadılar. Eğer bunlar halkın üzerine ateş açsalardı, büyük katliamlar olurdu.
Askeriye bu darbe girişiminde sıkıntılı idi. Kuvvet komutanları esir alınmıştı. Alt düzey komutanların çoğu da sessiz kalmayı tercih etti. Birçok yerde etkili ve yetkili komutanlar darbeye destek verdi. Darbeye destek vermeyenlerde hükümete ve direnen polis ve halk güçlerine destek vermediler. Onlarda kendi emirlerindeki askerleri darbeci askerlere karşı sokaklara sürüp polisle beraber temizlik hareketi yapabilirlerdi. Bu şaibeli ve sıkıntılı durumları ilerde ortaya çıkacaktır. Bazı televizyon kanalları olayın başında darbecileri destekler mahiyette yayın yaptılar. İşin rengi değişince onlarda ağız değiştirdiler.
Cumhurbaşkanı dik duruşu ile lider olduğunu bir daha ispatladı. Cumhurun başı olarak üzerine düşeni yaptı.
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu üzerlerine düşen görevi yaptılar. MHP tabanı sokaklardaydı. Türkiye menfaati söz konusu olduğu zaman partilerini bir kenara bırakırlar. Demirtaş, halkın dışarı çıkmaması için çaba gösterdi. Ama Kürt halkı onu dinlemedi. Onun da bu darbecilerle beraber hareket ettiğini biliyordu.
Sağcısıyla İslamcısıyla halk sokaklardaydı. Bütün İslam’ı camialar sokaktaydı. İlk kez Türkiye’de ki İslam’ı camialar bir hedef için yan yana omuz omuza saf tuttular. Beraber hareket ettiler.
HÜDA PAR, Davet ve Kardeşlik, menzil, İsmail ağa cemaati, Anadolu gençlik, mustazaf der, Hızbullah cemaati, ülkü ocakları, alperen ocakları ve bütün İslam’ı hareketler darbeye karşı tek vücut durdular. Hepsine teşekkürler.
Bu darbeyi etkisiz hale getiren halktı. Sol hareketlerden çıt çıkmadı. Meydanlarda görülmediler. Bulunduğum yerde sadece dine duyarlı halk vardı.
Halk iradesine sahip çıkarsa hiçbir şey olmaz. Polis gücü tank, top ve savaş uçaklarıyla desteklenmelidir. Emniyetin emrine her türlü savaş silahları ve uçaklar verilmelidir. Ortada bir denge olmalıdır. Dengesizlik olduğu sürece daha çok darbelerle karşı karşıya geleceğiz. Emniyet güçleri de donanım bakımından askeriye kadar güçlü olmalıdır. Emniyetin elinde savaş uçakları ve helikopterleri olsaydı belki bu darbe girişimi olmayabilirdi.
Darbe istemiyoruz. Yönetmeye talip olanlar seçimle hükümet olsunlar. Halk kime destek veriyorsa onlar yönetici olsun.
Allah Müslüman halkımızı korusun. Amin.