Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan!
Değerli okuyucular!
Mübarek Ramazan ayına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan ayında vaktimizi geçirdiğimiz ve en çok kullandığımız kavramların manaları ve bu isimlerin nereden geldiğine bakalım…
Öncelikle Ramazan kelimesinden başlayalım. Bu mübarek ayın ismi niye Ramazan’dır diye sorduğumuzda, ALLAH'ın (CC) Kur’an’ı Kerimde bu ayı “Ramazan” olarak isimlendirdiğini görürüz. -El Bakara Suresi:185.Ayet-
Ramazan’ın kelime manası yakma, mahvetme demektir. Ramazan orucuyla kişi, günahlarını yaktığı mahveylediği için bu isim verildiği rivayet edilir. -Abdullah Yeğin-Yeni Lugat- Hizmet Vakfı Yayınları-1992-İstanbul-
Oruç:
Oruç kelimesi ve ibadeti Arapça’da ve Kur’an’da Savm olarak geçiyor. Çoğulu (Cem’i) Siyam’dır. Oruç, Farsçadan Türkçeye geçmiş bir isimdir. Kelimenin aslı "ruze"dir. Türkçede "oruze" şeklinde kullanılırken, zamanla "oruç" hâlini almıştır. Gün boyu anlamına gelir. Tüm gün oruçla geçirildiğinden bu adı almıştır. Kürtçede de bütün gün anlamında “roji” deniliyor.
İmsak:
Orucun başladığı zaman dilimine denir. Kelime manası “tutmak” demektir. Oruçlu olan kişi, gün boyu kendini yeme, içme ve cima’dan sakındırıp tuttuğundan bu isim verilmiştir.
Teravih:
Ramazanda Yatsı namazından sonra 20 rekat olarak kılınan namazdır. Kelime manası “rahatlama” demektir. Cemaatle kılınınca 4 rekatta bir salavat getirilme esnasında istirahat edilerek rahatlama sağlandığından bu adı almıştır. -İbni Kasım Şerhi Bacuri 1. Cild Sayfa 203-
İftar:
İmsakın zıddıdır. Orucun açılmasıdır. Kelime manası, yarmak, ayırmak, açmak demektir. Gün sonunda orucu açmak anlamında kullanılır. Zekat:
Zekat, artma, ziyadeleşme ve temizleme demektir. Zekat vererek malın artması anlamında bu isim kullanıldığı söylendiği gibi, maldan zekat çıkarılarak malın arındırılması ve temizlenmesinden dolayı bu adı aldığı da söylenir.
Mukabele:
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya bakarak yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesine "mukabele" denir.
Peygamber Efendimize (S.A.V.)'e ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'an'ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık yirmi üç yıl devam etmiştir. Peygamberimizle Cebrail, her yıl Ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okurlardı. Önce Cebrail okur Peygamberimiz dilerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi. Bu durum Peygamberimizin vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlanmıştır. Peygamberimizin bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdir. İşte bu şekilde karşılıklı olarak; birinin Kur'an'ı okuyup, diğerlerinin dinlemesine "mukabele" denir.
Sadaka-ı Fıtr (Fitre):
Ramazan ayında Müslümanların yerine getirmeleri gereken ibadetlerden biri de fıtr sadakasıdır. Fıtrat, yaratılış zekatı denildiği gibi, oruç ve beden zekatı da denir.
Halk arasında buna "fitre" denir. Zekâttan ayrı olarak, her Müslüman yılda bir kez muhtaç kimselere "fitre" verir. Fitre, zekâta göre daha küçük çaptaki bir yardımdır. Bunda belli bir yaşa gelmiş olma şartı aranmaz. Bir ailedeki bütün bireylerin fıtır sadakasını büyüklerinden biri verebilir... Hakkıyla eda edeceğimiz ve faydalanacağımız bir Ramazan geçirmemiz dileğiyle ALLAH'a (C.C.) emanet olun...
Selam ve dua ile... .