Adam olmalı mı?
Ya da insan olmak yeterli mi?
Belki tek başına Müslümanlığı yaşamakta yeterlidir.
Adam olmak!
Nedir ?
Yada kimler adam olmalı?
Adam denildiği zaman akla ilk gelen Cinsiyet farklılığı mıydı ki?
Sorular o kadar derin ve mantık zorlamakta ki;
Yaşanılan dünya hayatında, şüphesiz bin bir zorluklar çekilmektedir. (Ee tabi bu da doğaldır.) Ülkemizin zaman zaman deyim yerinde ise "çok dar boğaz geçitlerden geçtiği" dönemlerden birini yaşamaktayız.
Tarihler 15.07.2016’yı anlattığında,
Belkide her kafanın yazacağı farklı anılar ortaya çıkacak.
Yada yaşadığı olaylar ve çevreden dolayı
Farklı görüşleri kaleme alıp anlatacaktır.
Ahlak, adap ve din ve farklılıklarından doğan yaşam biçimlerinin verdiği bir hayattan bakan gözlerin yazdıkları nasıl aynı olabilir ki!!
Çocukluk dönemimde hayal meyal hatırladığın, 12 Eylül darbesinin konuşmalarını büyüklerimiz bizlerin yanında yapmazlardı. Yanlış bir fikir, beyinlerimizde yerleşmesin diyerekten.
Şimdi bırakın konuşulmasını... Sanal âlem diye adlandırılan ya da kendilerini kral sandıkları bir ortamda neler neler yazılıp anlatılmakta. Medya diye adlandırılan kurumlar daha da vahim tablolar sergilemekte. Her kafadan ayrı ayrı sesler çıkmakta.
"Aman çocuktur, ne anlar?" diyenleri anlamak mümkün değilken. Şimdiden anlasın bilsin, bu şerefsizler... "Diye başlanılan, küfür içerikli kelimeler ile körpe beyinlere nüfus edilmekte.
Bu aralar en çok duyduğum yada
Okuduğum kelimelerin başında "Adam Ol" gelmektedir. Şöyle bir düşünelim mi...?
Adam olmak için bir yerden mezun olmak mı lazım? Adam nasıl olunur ki.!!
"Adam ol "kelimesi aslında halk arasında dürüst, saygılı, efendi ve çalışkan ol gibi kelimelerin tek bir cümlede toplanıp sarf edilmesiydi.
Adam kelimesi aslında cinsiyet olarak söylendiğinde "erkek"tir. Lakin bu şeklinde söylenildiğinde ise, Sadece olması gerekilen biçim bildirimidir.
"Adam olmak"deyimi... Allaha kul olmak,
Güzel ahlaklı olmak
Yada insan olmak kavramlarının
Dışında apayrı bir içeriğe sahiptir.
İlk olarak bu kavramın dinde yeri yoktur. Adam olmak yerine kul olmak emredilir. Yani, sadece yaratılanın emir ve yasakları ile sürülen bir fani hayatın yaratılana, bahşedildiği anlatılır.
Toplumun yaşam şekillerine göre sürdürülen bir hayat biçiminde,
Toplumlarda, kişilik bozuklukları baş göstermektedir. Ve iki ayrı yaşam biçimi karşı karşıya geldiğinde ise... İşte olanlar olmaktadır.
Her toplum ya da uydurulmuş her din,
Kendine özgü yaşanılması ister. Kafalar şekillere göre rengârenk yanar söner.
Dünyanın Batısında ki yaşam ile,
Doğusundaki yaşamdan oldukça farklı değil midir...? İşte bu yaşamlardan dolayı
Her kesim kendi yaşantılarının doğru olduğunu ve yaşanılması gerektiğini savundukça.... Adam olunmuyor... Eğer gerçekten adam olmak istiyor isek,
Fikir özgürlüğüne saygı duymayı öğrenmeliyiz. Menfaatler uğruna yaşam sürmekten
Vazgeçmeliyiz.
Koltuk sevdası denilen, makam aşkının geçeceğini ve yılların ardından nice hesapların belkide önce bu dünyada ve akabinde Yaradan’a ödeneceğini...
Hiç unutmamalıyız.
Ha birde adam olunacak ise,
Kıskançlık ve nefislerinin yaşattığı aşağılık kompleksinden oluşan ruh halinden sıyrılmalıyız. Adam olmak yerine, önce yüreklere
Misafir olalım.
Sevgiyi ve saygıyı hayat felsefemiz olarak, ruhlarımızı bu renklere boyayalım.
Her topluma ya da kişilere yalakalık yapıp geçici bir sıfatla "Adam olmak" tan ise... Yaradan’a hakiki kul olalım.
Ha bir önemli mevzuda!
Dinimizi ve Allah'ımızı kullanarak,
Ne adam ne de bir varlık olabiliriz. Sadece yağmurun ardından gökkuşağı oluruz. Lakin, bir müddetlik. Hiç bir zaman gökkuşağı altından geçilmez. Ve sadece hayranlık yaşatır.
Bakan gözlere.
Sonrası...
Ya yakıcı güneş ya da şiddetli bir yağmurdur. Aldanıp sırılsıklam olacağımız.
Adam olmak değil amacım,
Sadece siz değerli okurlarımın,
Yüreğinde sevgi ve dua ile anılmak,
Sevgi ve saygılarımla…