Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Türkiye’nin gündemi çok sıcak, Ortadoğu’nun gündemi de bir o kadar hareketli. Müslüman coğrafyaları, sürekli şiddet olayları ile gündemde!
Dünya üzerinde, sadece Ortadoğu konuşulmakta, Ortadoğu yorumlanmakta ve sömürünün olduğu yerde, yine Ortadoğu…
Şiddet olayları, vahşi katliamlar, neden sürekli Ortadoğu’da cereyan etmektedir?
Ölümler, sürgünler, katliamlar, yıkımlar, niçin bizim payımıza düşmektedir?
İslam ümmeti, batının sömürü eylemlerine, sömürü çalışmalarına karşı, bir siyaset bir birliktelik maalesef üretemiyor.
Çünkü tek ümmet yerine, tek bir parça olmayı tercih ediyoruz. İslam’ı ümmet bazında yaşamıyoruz, parçalar nezdinde yaşıyoruz. Tek bir ufuk, tek bir yorum üzerinden, düşünüyor ve konuşuyoruz.
ABD, İsrail İngiltere şeytan üçlüsü, sürekli Ortadoğu’da yeni yangınlar çıkartıyorlar. Müslümanlar bir yangını, söndürme derdine düşerken, şer ittifakı başka bir İslam beldesini istila ediyor, orada Müslümanları zihinsel ve bedensel olarak esaret altına alıyor.
En büyük sömürü zihinlere yapılan sömürürdür. Yine en büyük darbe, zihinlere yapılan darbelerdir! Bir toplumu sömürgeleştirmeden önce, emperyalistler o toplumun zihinlerini sömürgeleştirirler. Zihinler sömürülmeden, topraklar sömürülmez!
Yıllardır Filistin toprakları, Siyonist İsrail tarafından işgal edilmektedir. Terör devleti İsrail, hiç bir hukuk gözetmeksiniz, Filistinlilerin hem topraklarını işgal ediyor, hem Müslümanları herkesin gözünün içine bakarak katlediyor.
İsrail, bu cesareti nereden alıyor?
Öncelikle Müslümanların dağınık oluşlarından, Müslümanların dünya çapında etkili fikirler ve düşünceler üretmemelerinden almaktadır. Çünkü bizler, büyük fikirler inşa etmek yerine, sayıları çoğaltmakla meşgulüz.
İslami fikirleri düşünceleri, düşünce adamları yetiştirmek adına herhangi bir çabanın ve gayretin içerisinde değiliz.
Tek bir yoruma kapanmak, Müslümanlara zarar, İslam düşmanlarına güç verir. Bugün, İslam ümmetinin bulunduğu bu acı durumdan hepimiz sorumluyuz. Bu sorumluluktan kurtulmak için, hayati sorgulamalar ve hayati sorular sormak zorundayız!..
