1991 yılında SSCB ve kendisine bağlı Sosyalist bloğun dağılmasından sonra, batı emperyalizmi kendine yeni düşman olarak İslam’ı hedef tahtasına koydu. Öyle ya, emperyalist batı düşmansız yaşayamazdı. Belki de uzun ömrünü, kendi yarattığı ve kontrol altında tuttuğu düşmanlarına borçluydu.
Birinci derecede sorumlu yetkililerin ağzında bu düşmanlık itirafı yapılıyor ve Amerika’daki bir düşünce kuruluşu, bundan sonra olacak kavgaların Müslümanlar arasında olacağını açıklıyordu. Yani onların adına ve onların menfaati için Müslümanlar arasında kavgalar çıkarılacaktı. Daha Suriye’de iç kavgalar başlamadan önce bir yerde; Londra’da aynı binanın farklı katlarında Sünnilik ve Şiilik adına birbirlerini tekfir eden ve savaş çığırtkanlığı yapan iki ayrı yayın kuruluşunun İngiltere devleti tarafından finanse edildiğini okumuştum.
Peki bu gün ne görüyoruz? Sudan’da, Somali’de, Afganistan ve Pakistan’da, Irak’ta, Suriye ve Yemen’de, Kürdistan’da, Mısır ve Libya’da neyin kavgası yapılıyor. Çalıştılar, çabaladılar, satın alarak, algı yönetimleriyle, kara propagandalarla… Bizi birbirimize düşürdüler.
100 yıl önce bu halkların başına bela ettikleri rejim ve diktatörlere karşı başlatılan direnişleri mecralarından saptırarak kendi kontrollerine almaya çalışıyorlar. Baskıcı sistem ve diktatörlere karşı başlatılan direnişin getirildiği noktaya bakar mısınız? Diktatörlere karşı çıkan halk bu gün birbirleriyle savaşır hale getirilmiştir. Etnik, dini ve ideolojik bütün farklılıklar kavga sebebi yapılmıştır. Kim neye hizmet ediyor, ne için savaşıyor belli değil. Din, namus, mal ve can emniyeti kalmayan insanlar diktatörleri arar duruma getirilmiş.
Aklımızı başımıza almalıyız. Herkes dürüst olmalı, dost ve düşmanını iyi tanımalıdır. Bu kavgaların bölge halkına hiçbir yararının olmadığı görülmelidir. Kürt, Türk, Arap… Bölgede yaşayan bütün halklar bu kavgadan zarar görüyor ve eğer bu kavga böyle devam ederse daha büyük zararlar göreceklerdir.
Fitnenin başı büyük şeytan Amerika ve onun işbirlikçileri İngiltere, İsrail, Fransa ve Almanya’dır. Emperyalistler girdikleri her yerde fitne tohumları ekmektedirler. Amerika’nın girdiği her yerde kardeş kavgaları başlamıştır. Amerika’nın işgalinden sonra etnik ve mezhebi kavgalar yükselmiş; kafa kesmeler ve camilere bombalı eylemler görülmüştür.
Dünyanın sonlarına doğru dini büyük bir kavganın olacağı Hıristiyan, Yahudi ve Müslümanlarda müşterek bir görüştür. Yahudi ve Hıristiyanlar bizi birbirimize kırdırarak zayıflatmaktadırlar. Bizi sömürmek isteyen emperyalistler, bizi birbirimize kırdırtarak, bizi birbirimizle meşgul ederek rahat bir şekilde amaçlarını gerçekleştirmektedirler. Bizi kendilerine rakip görenler, biz daha kendimizi toparlayamadan bizi kendi kardeşlerimiz eliyle vurmaktadırlar. Dünya hâkimiyetlerini devam ettirmek isteyenler, ses çıkarma gücüne erişmememiz için bizi birbirimizle zayıflatmaktadırlar. Biz birbirimizle kavgalı olacağız ki işgalci İsrail güvende olsun ve istediğini yapsın. Ellerinden geldiğince bizi parçalara ayıracaklar. Bütün farklılıklar arasına kin ve nefret tohumları ekecekler, mümkün mertebe bütün farklılıkları kavga sebebi yapacaklar. Bizi birbirimizle korkutacak ve birbirimizle hizaya getirmeye çalışacaklar. Oluşturdukları düşman ve tehlikelerle bizi kendilerine muhtaç duruma düşürecekler. Aramıza düşmanlık koydukları kardeş ve komşularımıza karşı yardımımıza koşarak! Kahraman ve dost! Görünecekler. Biz yardıma muhtaç hizmetkâr, onlar efendi olmaya devam edecekler.
Bir satranç gibi bizimle oynamaktadırlar. ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer emperyalistlerin bize dost olduğu gafletine düşülmemelidir. Onlar babalarının hayrına kimseye iyilik yapmazlar. Bu halkların başına baskıcı düzen ve zalim diktatörleri bela edenler ve Kürtleri parçalara ayıranların yine bu emperyalistler olduğu unutulmamalıdır. Bunlar ancak menfaatleri için bizi birbirimize karşı maşa gibi kullanırlar ama işleri bitince tıpkı Saddam ve benzerleri gibi ateşin içine atarlar.
Hiç kimse günlük hesaplar için şeytanla işbirliğine yanaşmamalıdır. Amerika’ya elini veren kolunu kurtaramaz. Hiç kimse ABD, İsrail ve İngiltere’den iyilik beklememeli ve onlardan faydalanırım yanılgısına düşmemelidir. Bölge halkları komşu ve kardeştirler. Olan sorunları aramızda kardeşçe ve adilce çözmeliyiz. Şeytani güçlerin aramıza koydukları ve taraf olarak kışkırttıkları bu kavgada ölenler hep biziz. Ölen biziz, öldürdüklerimizde komşu ve akrabalarımızdır. Yani her dökülen kan bizimdir.