15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yaşananlar sonrası TV'lerde boy gösterenler eliyle yeni bir oyunla karşı karşıyayız.
Bu zevat, FETÖ'nün darbe girişiminden sonra Ergenekon ve balyozcu diye adlandırılan 28 Şubatçı Kemalist darbecileri temize çıkarmaya ve 'onlar görevde olsalardı bu darbe girişimi olmazdı diyerek; algı operasyonları ile toplumu ve devleti yönetenleri etkileyerek boşluktan faydalanmak istiyorlar.
Oysa Hareket Ordusu ile Sultan 2.Abdulhamid Han'ın tahttan indirilmesinden bu yana İttihat ve Terakkiciler ve devamları olan Laikçi Kemalistler bu darbeci geleneği sürdürdü. Bunları saymaya kalksak kitap yazmamız gerekecek. Ancak 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan E-Muhtıra darbe girişimleri halen etkileri yaşanan ve toplumun unutmadığı darbelerdir.
-2002 yılında Ak Parti iktidara geldikten sonra AK Parti iktidarına bir şey yaptırmamak adına bu güçler; ordu, basın, üniversiteler üzerinden hükümeti eli kolu bağlı hareket etmez noktaya getirmek için açıktan çalışmadılar mı?
-Başörtüsü özgürlüğü konusu olunca koro halinde, 'yapabiliyorsanız yapın' diyerek tehdit etmediler mi?
-Darbe planı ve defalarca Başbakan Erdoğan'a yönelik suikast planları ortaya çıkarılmadı mı?
-Üniversite rektörleri Genelkurmayda toplanıp 'arkanızdayız direnin' denilmedi mi?
-2007 yılında kutlu doğum etkinliğinde ilahi okuyan başörtülü kız çocukları var diye, 27 Nisan E-Muhtırası verilmedi mi?
-Cumhuriyet mitingleri tertip edilerek Hükümet düşürülmeye çalışılmadı mı?
-Bütün bunlarla hükümet durdurulamayınca Ak Parti'ye kapatma davası açılmadı mı?
Değerli dostlar! Yapılanlar elbette bunlardan ibaret değil.
Bu oyuna karşı uyanık olmamız, dost veya darbe karşıtı gibi görünenlere karşı Cumhurbaşkanı ve Hükümetin uyanık olması lazım. Unutmayalım ki; bu şekilde fırsat kullanarak boşluktan faydalanıp yer kapmaya çalışanlara dikkat edilmezse, ALLAH (CC) korusun Mısır'da seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'nin yaptığı hataya düşerek darbecileri kendi elimizle işbaşına getirmiş oluruz.
Görebildiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanı ve Hükümet yetkilileri TSK ve Harp okulları sistem ve yapısını tamamen değiştirmek yolunda önemli adımlar atıyorlar. Buna tavizsiz bir şekilde devam etmelidirler. Çünkü bu yapı aynı tornadan çıkmış gibi darbeci üretmeye devam ediyor. Bunun için bu yapının mutlaka değiştirilmesi elzemdir. Hükümetin doğru yolda olduğunu bu darbeci Kemalist damarın ve Kemalist darbeci çevrelerin feveranlarından anlıyoruz.
Savcı Sayan'ın bir TV programında dediği gibi, 15 Temmuz gecesi halkın üzerine tank sürenler ile 28 Şubat'ta Sincan'da tank sürenler arasında hiçbir fark yoktur.
Evet, ikisi de halkın ve halk iradesinin düşmanıdırlar. Bütün darbecilere karşı çıkalım. Ha FETÖ ha ETÖ, ha Ergenekon ha Fergenekon, ha FETÖ'cü ha NATO'cu fark etmez hepside aynı şekilde halk ve hakikat düşmanı ve emperyalistlerin kuklasıdırlar.
Bizlere düşen kendi irademize sahip çıkarak, oynanan oyunlara karşı uyanık olmaktır. Sureti haktan görünüp bir darbeciye karşı çıkarken, kendini sütten çıkmış ak kaşık ve kurtarıcı gibi göstermeye çalışan darbeci sahtekarlara karşı uyanık olalım.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu darbeyi Atatürkçü subayların önlediğini NTV canlı yayınında söyledi. Aynı şekilde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç'ta 15 Temmuz'da laik eğitimin önemini iyice anladık mealinde açıklama yaptı. Bu açıklamalara çocuklar bile güler. 'Zırva tevil götürmez' sözünü hatırlatarak, konuyu "Alın Laikliğinizi başınıza çalın" yazıma havale ediyorum.
" Ey inananlar, kendinize dikkat edin. Siz doğru yolda olduğunuz takdirde doğru yoldan sapanlar size zarar veremezler..." -Maide: 105-
Değerli dostlar! Aslında bizim kurtarıcılara ihtiyacımız yoktur. ALLAH'ın ve Peygamberinin bizlere gösterdiği yolu takip ettiğimizde hiç kimse bizi aldatamayacak ve bizi yolumuzdan saptıramayacaktır. ALLAH bizi kurtarıcılardan kurtarsın... Wesselam...