Hatırlayanlar olur Haziran 2015’te yazmış olduğum bir yazı vardı. O yazı da camilerimizin merkezi yerler yerine ücra köşeler tercih edildiğini belirtmiş, bunun Batman’ımıza hiç yakışmadığını izah etmiştik. Bu sıkıntı daha önce de göze çok batıyordu ancak yazıyı yazdığımızdan beri bir yıldan fazla zaman geçtiği halde camiler ile alakalı gözle görülür hiçbir adım atılmadı maalesef.
23 Haziran 2015’te yayımlanan yazımda şöyle demiştik. “Batman’ımızda kenar mahallelerle merkezi mahalleler arasında dağlar kadar fark var dersek yeridir. Bunu kime sorarsanız da, kenar mahallelerin; bakımsız, sahipsiz, etkili ve yetkililer tarafından unutulmuş cevabına rastlar hatta kendiniz bile şahit olabilirsiniz. Ama Allah var kenar mahallelerde merkezi mahallelere göre daha çok camilerin olduğuna (her ne kadar bakımsız olsalar da) hepimiz hemfikiriz herhalde. Belki bazı okuyucularımız ne alaka diyebilir. Ama benim izlenimlerime göre üzülerek(!) belirtiyorum ki durum bundan ibaret. Yani merkezi yerlerde (para getirmediği için) camiler yerine iş merkezleri, dükkanlar tercih edilmiş. Ve bina altındaki mescitlerle yetinilmeye çalışılmıştır.”
Bu acı tablo da bizleri çok üzüyor. Bizim birinci önceliğimiz dünya olmamalıydı. Ahireti dünya menfaatlerine değişmemeliydik, aksine Ahireti kazanmak için dünyayı gözden çıkarmalıydık.
“Dikkat ediyorsunuz değil mi? Ortalama olarak hiçbir merkezi yerde, anayollarda cami bulamıyoruz. Yani milletin çok olduğu yerlerde camilerin azlığı dikkat çekilecek vaziyettedir. Sanki biraz değerlerimizden taviz vermiş durumdayız. Bunun sebebinden çıkacak olan sonuçlarda çok önemli. Biz de diyoruz ki yeni nesil niye asidir? Niye vurdumduymaz? Niye nefsperestir? Cevap çok açık. Anlaşılıyor ki sıkıntılar biz ebeveynlerden kaynaklanıyor. Çünkü gerek Asr-ı Saadette olsun gerek de İslam Fatihlerinin fethettiği-gittikleri yerlerde olsun yaptıkları ilk icraatları camii inşa etmek olmuştur. Sonrasında ticaret vesaire işlerle ilgilenilirdi. Şuan yaptıklarımız tam tersi konumundadır. Önce ticaret(!) sonra ahiret(!) düşüncesine kadar gelmişiz.”
Oysaki İslam alimlerinin yaptıkları ve tavsiye ettikleri bunlar değildir. İlmiyle amil, cesaretiyle şamil, mücahit, müctehit, Şehit Ömer Muhtar bizlere şu tavsiye bulunuyordu asırlar öncesinden: ‘Çocuklarınıza sütle birlikte Kur-an’dan da öğütler verin. Boyları büyürken kalpleri ve bakış açıları da büyüsün.’ Peki bunu en iyi nerede yapabiliriz? Tabi ki de camilerde. Camilere bizler ne kadar önem verirsek çocuklarımız da bizlere bakarak aynı hassasiyet ve önemi verir. Önceliği ahrete verdiğimizde yolun camilerden geçtiğini de göreceğiz.
Yazımda 3 seçenekten bahsetmiş, bu seçeneklerden bir tanesi de Esentepe idi. “Hafızam beni yanıltmıyorsa dönemin maliye Bakanı, şimdiki Başbakan Yardımcısı’nın böyle bir projesi vardı. Ama ne oldu bilmiyorum unutulup kaldı. (umarım tekrar hatırlarlar ve faaliyete koyarlar.) Burası Batman’ı tepeden görme özelliğine sahip. Şayet Esentepe Camii yapılırsa Batman’ın muhteşem ihtişamını eteklerine katarak ayrı bir güzellik verecektir. Ayrıca Batman Park-Soraçan mevkiinden sonra gezmeye giden millet geri dönüyor. Bu camii yapılırsa, Gültepe mahallesine kadar ki yolun hepsi merkezle iç içe olacaktır.
Esentepe gibi Batman’a tepeden bakma özelliği olan bir yeri esrarkeş ve ayyaşların mekanı haline getirenler utansın. Öyle ki Batman’ı eteklerine alan bu nadide yere muazzam bir cami yapıldığı zaman dini mekanlardan uzak kalmak isteyen bu ruh hastalarını (ayyaş, esrarkeş) da dize getirip hidayete erdirebilir. İslam’dan uzak yetiştirilen bir nesle camilerde yükselen ezan sesleri onları kendilerine getirecektir. Batı hayranı, batı yolcusu bir gençlik yerine, yaratılış gayesinin şuurunda olan bir gençlik için gözde olan bir camii Batman’ımıza şart. Şuan ki şartlar ve imkanlar için en uygun yer de şüphesiz Esentepe’dir.
Esentepe’nin biran önce camiye kavuşması duasıyla Allah’a emanet olunuz…